Dolar
35.75
Euro
37.34
Altın
2,761.34
ETH/USDT
3,119.10
BTC/USDT
102,187.00
BIST 100
10,121.77
Gündem

AK Parti Sözcüsü Çelik: 23 Şubat'ta Ankara'da Büyük Kongremizi gerçekleştirerek, bu süreci tamamlamış olacağız

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, 1 Şubat'ta İzmir, 7 Şubat'ta ise İstanbul il kongrelerini yapacaklarını belirterek, "23 Şubat'ta Ankara'da Büyük Kongremizi gerçekleştirerek, bu süreci tamamlamış olacağız." dedi.

Utku Şimşek, Fatma Sevinç Çetin, İsmet Karakaş  | 27.01.2025 - Güncelleme : 28.01.2025
AK Parti Sözcüsü Çelik: 23 Şubat'ta Ankara'da Büyük Kongremizi gerçekleştirerek, bu süreci tamamlamış olacağız Fotoğraf: Dilara İrem Sancar/AA

Ankara

Çelik, parti genel merkezinde Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) toplantısına ilişkin açıklamalarda bulundu.

Bolu Kartalkaya'daki otel yangınında hayatını kaybedenler için Allah'tan rahmet dileyen Çelik, yaşananların üzücü ve kahredici olduğunu söyledi.

Çelik, ülkede milli yas ilan edilecek kadar büyük bir acı olduğunu vurgulayarak, bu yangının çıkış sebebi ve faciada sorumluluğu olanların tespit edilmesinin asli öncelikleri olduğunu kaydetti.

Yangına ilişkin tartışmaları takip ettiklerinin altını çizen Çelik, şunları kaydetti:

"Şu anda 6 Cumhuriyet savcısı tarafından yürütülen adli soruşturma var, 2 mülkiye baş müfettişi görevlendirilmiş durumda, 4 Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı müfettişi konu üzerinde çalışmalarını sürdürüyor. Tabii adli yargı sürecinin temel çerçevesini oluşturacak bilirkişilerin yaptığı çalışma da uzman bilirkişiler tarafından titizlikle yerine getiriliyor ve sürdürülüyor. Kaybettiğimiz canlara Cenab-ı Allah'tan rahmet diliyoruz.

Şunu net bir şekilde söylemek isterim ki arkadaşlar, hiçbir şekilde hiçbir tarafının herhangi bir şekilde biz bu meselenin örtülü kalmasına müsaade etmeyeceğiz. Her ne olursa olsun tüm boyutlarıyla açığa çıkması için yüksek bir irade kullanacağız. Cumhurbaşkanımız da zaten MKYK'nın başlangıç kısmında yaptığı konuşmada bunu net bir şekilde belirtti. Burada gerçekten hakkaniyetli, gerçeğin tam ortaya çıkmasına odaklanmış ve şeffaf bir şekilde bütün sonuçlarının kamuoyuyla paylaşılacağı bir sürecin yürümesine katkı sağlayacağız."

Çelik, yangına ilişkin adli ve idari yargının yürüttüğü soruşturmanın sürdüğünü, Meclis'te bir komisyon kurulmasına dair irade gösterildiğini anımsatarak, "Bundan sonrasında benzer faciaların ortaya çıkmaması için bütün bu çalışmalar yol gösterici olacaktır. Ama en önemlisi de hem vicdani hem ahlaki hem de adli açıdan sorumlu olanların cezasını çekmesi için bütün tablonun açığa çıkmasıyla birlikte gerçekleşecektir." diye konuştu.

"(Sahipsiz köpek sorunu) Hangi partiden olursa olsun, bu konuda ihmali olanların üzerine gidilecek"

Hakkari'nin Yüksekova ilçesinde 12 yaşındaki bir kız çocuğunun sahipsiz köpek sürüsü tarafından saldırıya uğraması sonucunda hayatını kaybettiğini hatırlatan Çelik, sözlerine şöyle devam etti:

"Eslem Teker evladımıza yüce Allah'tan rahmet diliyoruz. Biz, bu manzaraların ortaya çıkmaması için burada herhangi bir şekilde benzer tabloların yaşanmaması için gerekli olan yasal düzenlemeyi de yaptık. Fakat vatandaşlarımıza arz etmek isterim ki vatandaşlarımızdan gelen şikayetleri en açık şekilde değerlendiriyoruz ve not ediyoruz. Bu sebeple bu yasal düzenlemelerin gereğini yerine getirmeyen belediyelerin bunu gerçekleştirmesi için, gereken bütün tedbirlerin alınması için, bütün irademizle bunun takipçisi olacağız. Hangi partiden olursa olsun, bu konuda ihmali olanların üzerine gidilecektir. Herhangi bir evladımızın insanımızın başıboş köpekler tarafından saldırıya uğraması ya da bu şekilde bir sonuçla karşılaşmamız, hayatını kaybetmesi gibi bir tabloyu kesinlikle istemiyoruz."

Büyük Kongre 23 Şubat'ta

Çelik, 31 Ocak'ta Antalya'da, 1 Şubat'ta İzmir'de, 7 Şubat'ta İstanbul'da il kongrelerinin yapılacağını belirterek, şunları kaydetti:

"23 Şubat'ta Ankara'da Büyük Kongremizi gerçekleştirerek, bu süreci tamamlamış olacağız. Bu bir bayrak yarışı, şimdiye kadar kongrelerimizdeki coşku, hem görevi devreden hem de göreve yeniden gelen arkadaşlarımızın arasındaki kardeşlik duygusu bu sürecin bizim açımızdan en çok dikkat çeken bölümü. O nedenle bütün bu kongrelerde Genel Başkanımızı, Cumhurbaşkanımızı dinlemek üzere salonları dolduran teşkilat mensuplarımıza, il ziyaretleri sırasında Cumhurbaşkanımızın gelişi için meydanları dolduran bütün vatandaşlarımıza bir kere daha şükranlarımızı sunuyoruz."

Gazze'de ateşkes

Çelik, en önemli konulardan birinin de 27 Ekim 2023'te İsrail'in Filistinlilere yönelik başlattığı saldırılar olduğuna dikkati çekerek, "İsrail'in başlattığı soykırım faaliyetlerinden sonra yakın zamanda ortaya çıkan ateşkes buruk da olsa bir sevinç yaşattı hepimize. Tabii ateşkesin yürürlüğe girmesiyle birlikte Gazze'deki yıkımın boyutları da çok daha net bir şekilde ortaya çıkmış oldu. Şimdiye kadar 50 bin Filistinli kardeşimiz hayatını kaybetti, şehit oldu. Hepsine Allah'tan rahmet diliyoruz. 110 binin üzerinde Filistinli kardeşimiz de yaralanmış durumda. Tabii sivil altyapının yok edilmesinin yanı sıra bu soykırım siyasetinin ortaya koyduğu insanlık dışı vahşi eylemlerin de boyutu her geçen gün anlaşılıyor." şeklinde konuştu.

Esir takaslarında, Filistinli esirlerin yıllar içerisinde neredeyse hayati melekelerinin çoğunu kaybetmiş bir şekilde hapishanelerden çıktıklarının görüldüğüne işaret eden Çelik, Hamas tarafından rehin alınmış İsraillerin ise herkese teşekkür ederek ayrıldıklarını, hem kendilerine yapılan iyi muameleden ötürü hem de kendilerinin iyi koşullarda tutulmasından ötürü, Hamas yetkililerine ve oradaki halka teşekkür ettiklerinin görüldüğünü söyledi.

Çelik, bu durumun katliam politikasını icra edenlerle, katliam politikasına asaletle ve soylu bir biçimde direnenler arasındaki insani farkı net bir şekilde gösterdiğini vurgulayarak, şu açıklamalarda bulundu:

"Tabii bütün bu süreç boyunca Gazze halkı bu katliam politikasına herhangi bir şekilde boyun eğmedi. Bütün asaletiyle bütün insanlığın vicdanını uyaracak bütün insanlığın vicdanına hitap edecek şekilde çok güçlü bir direniş sergilediler. Bir bakıma 10 yıllar boyunca bütün bir insanlığın vicdanını bu şekilde bir yerde toplayan, bir yere odaklayan başka bir örnek vermek neredeyse mümkün değildir. Gazze halkı gerçekten insanlık vicdanıyla yan yana geldi. Ve bütün asaletleriyle bütün haysiyetleriyle bütün bu soykırım faaliyetlerine karşı direnmiş oldular."

Filistinlilerin direniş sürecinde tüm mecralardaki basın mensuplarının çatışmaların yaşandığı alanlara gittiğine dikkati çeken Çelik, basın mensuplarının ortaya koyduğu bu faaliyetin fevkalade önemli olduğunu belirtti.

Çelik, kendi hayatlarını riske ederek hakikatin peşinde koşan bütün basın mensuplarını tebrik ettiğini ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Şimdiye kadar bu uğurda hayatını kaybeden pek çok basın mensubu oldu. Dünyanın çeşitli yerlerinden meslektaşlarımız oldu. Onlara da Allah'tan rahmet diliyorum. Gelinen noktada tabii özellikle TRT'nin ve Anadolu Ajansı'nın yaptığı belgeleme faaliyetinin burada uluslararası hukuk açısından da uluslararası siyaset açısından da referans teşkil edecek bir noktaya eriştiğini görüyoruz. Pek çok mecrada TRT'nin ve Anadolu Ajansı'nın belgeleme faaliyeti bu soykırımla ilgili olarak bir hukuki belge niteliği, bir delil niteliği taşıyacak düzeyde ortaya çıkmıştır. Bu da aslında Türkiye'nin hakikatin ortaya çıkması için her açıdan ne kadar büyük bir gayret gösterdiğini göstermesi bakımından son derece önemlidir. Bu süreç boyunca sizler de yayınlarınızla buradaki insanlık dışı soykırımı dünyaya duyurmakta, halkımıza duyurmakta büyük bir çaba gösterdiniz. Her birinize ayrı ayrı teşekkür ediyoruz."

Gazze'deki geçici ateşkesin kalıcı ateşkese dönüşmesinin esas arzuları olduğunu vurgulayan Çelik, bu soykırım faaliyetinin daha fazla sürmemesi gerektiğini belirtti.

Bazı basın yayın organlarında "Bazı ülkeler, Filistinlileri, Gazze'den başka Arap ülkelerine göndermek istiyor" şeklinde haberlerin çıktığını aktaran Çelik, bunların hiçbir şekilde kabul edilemeyeceğini söyledi.

Çelik, Filistin topraklarının Filistin halkının öz vatanı olduğunun altını çizerek, "O öz vatanda yaşamaya herkes kadar hakları vardır. Buranın savunması için, bu soykırım siyasetine karşı canlarıyla 50 bin şehit vererek, çocuk, yaşlı, kadın, hep beraber direnmişlerdir. Dolayısıyla bir halka masa başında kader çizilemez. Bir halka birtakım salon kararlarıyla herhangi şekilde istikamet verilemez." diye konuştu.

Hamas Siyasi Büro Başkanları İsmail Henniye ve Yahya Sinvar'ın, Filistin mücadelesinin sembolü olduğunu anlatan Çelik, Türkiye'nin her zaman ve her koşulda Gazze halkının yanında olacağını ifade etti.

Ömer Çelik, Suriye'de yaşananlara da değinerek, gelinen noktada Türkiye'nin, bir yandan Suriye'nin bu zor dönemi atlatması için Suriye halkının ve yönetiminin yanında destek vererek yol aldığına ve aynı zamanda bölge ülkelerini bu konularda bilgilendirdiğine işaret etti.

Suriye'yi yanlış yöne sürüklemek isteyenleri, Suriye'ye yardımcı olmak yerine onlara birtakım şartlar dayatanları gördüklerini belirten Çelik, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Bunların hepsi yanlıştır. Nihayetinde Suriye halkının hem orada bütün etnik grupları, bütün mezhep gruplarını birleştirmek için kapsayıcı bir yönetim modeli ortaya koyduğunu görüyoruz. Kadınlar, azınlıklar konusunda çeşitli Batı ülkelerinden yapılan açıklamalar vardı. Bütün bu süreç içerisinde kadınların toplumun her hayatına Suriye'de katılması, nitekim yönetime de katılması için bu kanalların açık tutulduğunu görüyoruz. En başından beri hem Suriye yönetimi hem de oradaki toplumsal barış açısından azınlıklarla ilgili olarak da hassasiyet gösterildiğini görüyoruz. Dolayısıyla tüm bu süreç çerçevesinde batı ülkeleri tarafından ortaya koyulacak doğru tavır, Suriye halkının ve Suriye yönetiminin yanında olmaktır ve o şekilde ilerlemektir. "

Kartalkaya'daki yangın

AK Parti Sözcüsü Çelik, açıklamalarının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Bir gazetecinin "Kartalkaya'daki yangın sonrası CHP Genel Başkanı Özgür Özel bir rapor paylaştı. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, bu raporun korsan olduğuna ilişkin bir değerlendirme yaptı. Sizler bunu nasıl değerlendirirsiniz?" sorusuna ilişkin Çelik, raporun yargıya sunulmamış bir rapor olduğunu, bu bakımdan "korsan rapor" diye ifade edildiğini söyledi.

Söz konusu metnin, herhangi şekilde görevlendirilmiş bilirkişi heyetinin açıkladığı rapor olmadığını anlatan Çelik, şunları kaydetti:

"O bilirkişi heyeti çeşitli uzmanlardan oluşuyor, bu konuyu bütün boyutlarla değerlendirecek ve açığa çıkaracak uzman heyeti. Bu açıdan bakıldığında çok büyük bir acı ve büyük bir facia, onun için herhangi bir şekilde, böyle bir suçlama motivasyonundan önce doğru, gerçek olan ne ise o ortaya çıksın. Bunun neticesinde şunu net söylüyoruz, 'Ne olursa olsun ve nereye uzanırsa uzansın sorumlular mutlaka cezalarını alacaklar. Bunda hiçbir tereddüt yok.' Burada çok kapsamlı bir şekilde bu konunun ele alındığını ifade ediyoruz. Cumhuriyet savcıları kendi açılarından, mülkiye başmüfettişleri kendi açılarından inceliyorlar. Aynı şekilde Çalışma Bakanlığı müfettişleri inceliyor, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın aynı şekilde incelemesi var. Adli açıdan da idari açıdan da tüm bunlar inceleniyor. Ayrıca Meclis'te bu konu kapsamlı bir şekilde ele alınacak ve çıkacak bütün sonuç, en açık, en şeffaf, en net bir şekilde hiçbir tenzilat yapılmadan bütün bir gerçek ortaya çıkacak şekilde kamuoyuyla paylaşılacak. Bu bizim kaybettiğimiz 78 canımıza borcumuz olduğu gibi milletimize de borcumuzdur."

Çelik, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da bugünkü MKYK'de yaptığı konuşmada, bütün sorumluların ceza alacağı şekilde gerçeğin açığa çıkmasına dönük iradesini beyan ettiğini bildirdi.

"Hapishane bekçiliği yapmanın Kürtlere hizmet etmekle ne alakası var"

Bir gazetecinin DEM Parti ve bölücü terör örgütü elebaşı ile görüşmesi hatırlatılarak, yöneltilen soru üzerine AK Parti Sözcüsü Çelik, ziyaret trafiğinin o süreçte tamamlandığını belirtti ve "Bundan sonrasında beklenen terör örgütünün tasfiye edilmesiyle ilgili çağrı ortaya çıkması." yanıtını verdi.

Ziyaret sırasında görüşlerini ifade ettiklerini aktaran Çelik, "Burada bu ziyaret trafiği bittikten sonra gelinen noktada bir an evvel terör örgütünün kendini tasfiye etmesi ve silah bırakmasıyla ilgili çağrının gerçekleşmesi gerekiyor. Bu meseleye bizim bakışımız yani herhangi bir şekilde bir pazarlık süreci değil. Herhangi bir şekilde bir al-ver süreci değil. Devletin temel niteliklerinden taviz verilecek bir süreç değil." değerlendirmesinde bulundu.

Çelik, bazı siyasilerin "devletin niteliklerinden taviz veriliyor", "terör örgütünün başından medet umuluyor" şeklinde söylemlerde bulunduğunu anımsatarak, "Bunlar yanlış yaklaşımlar. Bu hiçbir zaman olmadı, bu sefer de söz konusu değil. Burada açık bir şekilde Sayın Cumhurbaşkanımız da Sayın Devlet Bahçeli de 'Terörsüz Türkiye hedefi' dediler." ifadelerini kullandı.

"Kürtlerin hakkını savunuyorum" diyen terör örgütünün, Kürtlerin hakkını savunmakla bir ilgisinin bulunmadığına işaret eden Çelik, "Bunlar nihayetinde Suriye'de DEAŞ'a hapishane bekçiliği yapıyorlar. Orada Batılıların verdiği görev çerçevesinde DEAŞ'a hapishane bekçiliği yapmanın bölge Kürtlerine hizmet etmekle ne alakası var?" dedi.

Ömer Çelik, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin açıklamalarında, bölgedeki Kürtleri de emperyalizm adına hareket edenlerin kötücül denklemden uzaklaştırma iradesinin bulunduğunu aktararak, şöyle devam etti:

"Bölgedeki Türkmenler, Araplar, Kürtler, Sünniler, Aleviler, Nusayirler, Şiiler hepsi kardeşlik içerisinde yaşasın ve kendi geleceklerine kendileri karar versin. Suriye söz konusu olduğunda 'Suriye Suriyelilerindir' diyoruz. Irak söz konusu olduğunda 'Irak Iraklılarındır' diyoruz. Bizim baktığımız çerçeve bu. Bu terör örgütleri baştan beri bizim açımızdan gayrimeşruydu, baştan beri bizim açımızdan hedefti. Ama bunlara çeşitli şekillerde bir mazeret bulmaya çalışanlar açısından da artık tamamen bir taşınamaz yük haline gelmiştir. Dolayısıyla bu terör örgütlerinin varlığının birilerine faydası varsa da o birileri bölgedeki Türkmenler, Türkler, Araplar, Kürtler, Sünniler, Aleviler, Şiiler, Nusayirler, Dürziler değildir. Bunun dışında bir yere hizmet ediyor bu terör örgütlerinin varlığı."

"YPG/PYD/PKK yapılanmasına baktığınızda Baas döneminden kalan son artıktır"

AK Parti Sözcüsü Çelik, terör örgütlerinin bölgedeki kaostan yararlanarak kendilerine bir derinlik yaratmaya çalıştıklarını, bazı Batılı devletlerin de örgütlere destek çıktığını dile getirdi.

Baas rejiminin yıkılmasıyla bölgedeki denklemin tamamen değiştiğini vurgulayan Çelik, "Bugün Baas rejiminden kalan tek artık bir mikro Baas modeli işte bu YPG/PYD modelidir. Aslında YPG/PYD'ye baktığınızda, oradaki PKK yapılanmasına baktığınızda bu Baas döneminden kalan son artıktır, son izidir. Orada kurdukları yapı da böyledir." diye konuştu.

Çelik, "Bizim şehit ailelerine olan hürmetimizle kimse yarışamaz." ifadelerini kullanarak, AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak şehit ailelerini incitecek, üzecek bir adımın içerisinde de olmayacaklarını vurguladı.

Devletin "sert güç unsurlarının" terörle mücadeleye devam ettiğini ve terör örgütüne karşı üstünlük kurduğunu belirten Çelik, "Birileri terör örgütünü tasfiye etmek için terör örgütüne silah bıraktırmak için birtakım çağrı yapacaksa bir takım girişimlerde bulunacaksa da 'Terörsüz Türkiye' hedefine hizmet edecek şekilde, biraz evvel saydığım prensiplere halel gelmeyecek şekilde tabii ki bu da katkı sağlayacaktır. Yoksa devletimiz herhangi bir zaaf içerisinde değildir ve bu konuda büyük bir üstünlük sağladığı da net bir şekilde her sahada görülmektedir." dedi.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.