Dolar
35.23
Euro
36.75
Altın
2,622.57
ETH/USDT
3,332.40
BTC/USDT
96,321.00
BIST 100
9,724.50
Gündem

Bakan Soylu: 1 Temmuz itibarıyla mahallelerde ikamet edebilecek yabancı oranı yüzde 20'ye düşürülecek

Bakan Soylu, 781 mahallenin yabancılara kapatıldığını hatırlatarak "1 Temmuz itibarıyla yüzde 25 olan oranın yüzde 20 olarak uygulanması kararını verdik. Böylelikle 1200 mahalle hem geçici koruma statüsüne hem ikamet iznine kapatılmış oldu." dedi.

Barış Gündoğan  | 11.06.2022 - Güncelleme : 11.06.2022
Bakan Soylu: 1 Temmuz itibarıyla mahallelerde ikamet edebilecek yabancı oranı yüzde 20'ye düşürülecek Fotoğraf: Harun Özalp/AA

Ankara

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Göç İdaresi Başkanlığında düzenlenen Göç Bilgilendirme Toplantısı'nda dünyanın her yerinde göçle ilgili olağanüstü bir hal olduğunu söyledi.

Meksika-ABD sınırında yaşananlara değinen Soylu, Suriye kaynaklı kitlesel göçün ise tek bir olayla başladığını ve kısa sürede büyüdüğünü anımsattı.

Türkiye'nin bütün bunlara yönelik 2011 yılı başından itibaren göç politikasını belirlediğini kaydeden Soylu, hem sınır dışında hem sınır içinde kamplar oluşturulduğunu, gelen her kişinin kimlik bilgilerinin alındığını, sağlık tedbirlerinin devreye sokulduğunu ve herkesin insani ihtiyaçlarını karşılamak için adımlar atıldığını anlattı.

Bakan Soylu, 2002 yılından itibaren Afganistan'dan da bir göç dalgasının oluştuğunu ve bunun İran'a, oradan da Türkiye'ye ve Avrupa'ya yöneldiğini söyledi.

Türkiye'de birilerinin sürekli olarak "Ülke istila ediliyor." diye değerlendirmeler yaptığını belirten Soylu, "2011'den itibaren Türkiye'deki Suriyeli vatandaş sayısını çünkü en çok oradan yaptık, söylüyoruz. Bir de Almanya'yı söyleyelim. Almanya, istila mı oldu? Almanya'nın toplam aldığı vatandaş sayısı, Alman İstatistik Kurumunun ortaya koyduğu veriyle 2010'dan itibaren 1 milyon 354 bin 200 kişiyi birçok uyruktan vatandaş almış. Yaklaşık 650 bin Suriyelinin de Almanya'da potansiyel vatandaş olma hakkı var. Bütün bu değerlendirmeleri yaparken biraz sakin, biraz soğukkanlı olmak gerek." diye konuştu.

"506 bin kişi gönüllü olarak Suriye'ye döndü"

Türkiye'nin bir ulusal eylem planı, göç strateji belgesi, düzensiz göç strateji belgesi olduğunun altını çizen Soylu, kaçak göçün kaynağında durdurulması konusunda önemli çalışmalar yaptıklarını bildirdi.

Bunun yanında etkili sınır güvenlik tedbirlerinin alındığını vurgulayan Soylu, sağlıklı ve seri işleyen bir mekanizmanın mutlaka kurulması gerektiğini, bunu da sağladıklarını anlattı.

Türkiye'nin rakamlar itibarıyla dünyada eşi ve benzeri görülmeyen göçle mücadele ortaya koyduğuna dikkati çeken Soylu, "Biz sınırlarda 2 milyon 626 bin 170 kişinin Türkiye'ye girmesini engellemişiz, 1 milyon 246 bin göçmeni de son 6 yılda yurt içinde yakalamışız. Bunun, Türkiye'ye kaçak yollarla girmiş veya bir vizeyle beraber girmiş, ondan sonra kaçağa düşmüş 334 bin 696 kişiyi geri göndermişiz. Sadece o kadar mı? Değil. 27 bin kişiyi de terke davet etmişiz yani 361 bin 740 kişiyi biz son 6 yılda göndermişiz." bilgisini paylaştı.

Son 6 yılda Avrupa'ya geçen 667 bin kişinin olduğunu bildiren Soylu, 506 bin kişinin de gönüllü olarak Suriye'ye döndüğünü anlattı.

Sınır duvarlarının da bazı kesimler tarafından eleştirildiğini ifade eden Soylu, "Eğer biz sınır duvarlarını doğuda yapmasaydık, eğer güneyde yapmasaydık, göçü kaynağında durdurmamış olsaydık, sınırlarımızda biriken toplam 8 milyon insan daha Türkiye'ye gelecekti. Biz aldığımız tedbirlerle sadece 8 milyonu sınırlarımızın biraz ötesinde tuttuk. Bu da büyük bir politikadır." diye konuştu.

"Son dönemde Şam'dan gelenler var"

Geçici koruma kapsamında Türkiye'deki Suriyeli sayısının 2017'den bu yana yatay seyir izlediğini dile getiren Soylu, 3 milyon 764 bin kayıtlı Suriyeli bulunduğunu, bunun 122 bininin ise pasif yani Türkiye'de bulunmadığını kaydetti.

Özellikle son dönemde Şam'dan ciddi Suriyelinin Türkiye'ye geldiğinin tespit edildiğini bildiren Soylu, Şam'ın geçici koruma statüsü verilmiş bir alan olmadığını söyledi.

Soylu, "Bundan sonra aynen göçün ilk yıllarında olduğu gibi Şam ağırlıklı geldikleri için bunları kamplarımıza (5 ayrı ildeki kamp) alacağız. Belli bir süre burada barındıracağız, nereden geldiğini tespit ettikten sonra da geri göndermiş olacağız. Bundan sonra Suriye'den yeni gelenleri tespit edebilmek için kamp sistemini yeniden devreye koyuyoruz. Bu da önemli bir adım. Özellikle Şam'dan gelenleri tespit edebilmek için kamp sistemini yeniden devreye koyuyoruz ve bunu devam ettireceğiz." şeklinde konuştu.

"1200 mahalle hem geçici koruma statüsüne hem ikamet iznine kapatılmış oldu"

Yeni alınan başka bir karara ilişkin de Bakan Soylu, şunları kaydetti:

"Biliyorsunuz ülkemizde yabancıların belirli bölgelerde yoğunlaşmasının önlenmesi amacıyla yabancı sayısının toplam kişi sayısına oranının yüzde 25'ini geçtiği 54 ildeki toplam 781 mahalleyi tüm yabancılara kapatmıştık. Hem geçici korumaya hem ikamete kapatmıştık. 'Daha fazla burada bir yabancı yoğunlaşması olmasın' diye. 1 Temmuz 2022 tarihi itibarıyla yüzde 25 olan oranın yüzde 20 olarak uygulanması kararını verdik. Böylelikle 781 mahalle 1200 mahalleye çıkmış oldu ve 1200 mahalle hem geçici koruma statüsüne hem ikamet iznine kapatılmış oldu. Böylece buralarda artık bir ikamet izni verilmemiş olacak yani yüzde 20'ye düşürmüş olduk, o mahalledeki yabancı sayısı oranını."

Bakan Soylu, bir soru üzerine Ramazan Bayramı gibi Kurban Bayramı'nda da Suriyeliler için bayram izni uygulaması olmayacağını bildirdi.

Soylu, Göç İdaresi Başkanlığında düzenlenen Göç Bilgilendirme Toplantısı'nda Türkiye'nin 1316 kilometre güvenlik duvarı yapılacak alanının olduğunu belirterek, bunun 911 kilometresinin Suriye sınırında bulunduğunu ve 837 kilometresinin inşa edildiğini bildirdi.

Ayrıca 940 kilometre aydınlatma, 303 kilometre kamera ve algılayıcı, 341 elektro-optik kule (5-10 km görme menzilli) ve 284 termal kameranın yerleştirildiğini anlatan Soylu, Jandarma Genel Komutanlığınca Van, Hakkari, Ağrı ve Iğdır'da halihazırda görev alan 14 komando taburu, 4 özel harekat taburu ve 9 asayiş komando bölüğüne ilave 2 özel harekat taburu, bir komando taburu ve 5 komando bölüğü, ayrıca 1000 özel harekat personeli ve Van Gölü'nde bir jandarma botunun görevlendirildiğini kaydetti.

Sınır güvenliğinin sağlanması için uygulanan tedbirlerden biri olarak Van, Mardin ve Hakkari'de ilave toplam 59 tim, 1180 özel harekat personelinin görevlendirildiğini belirten Soylu, Sahil Güvenlik Komutanlığınca Van Gölü Grup Komutanlığının kurulduğunu ifade etti.

"Geri gönderme merkezi sayısı 30'a yükseldi"

Halihazırda görev yapan 780 güvenlik korucusuna ilave olarak 500 güvenlik korucusunun daha istihdam edilmeye başlandığını açıklayan Soylu, Türkiye'nin geri gönderme oranını yüzde 53'e çıkardığını dile getirdi.

Sınır dışı edilme olayının kolay olmadığını belirten Soylu, kendisinin yaptığı "Geldikten sonra Türkiye'de kalmak için pasaportlarını yırtıyorlar." açıklamasının ise dedikodu konusu edildiğini söyledi.

Kaçakların geri gönderilmemek için üzerlerinde hiçbir belge bırakmadıklarına ve bunun da kimlik belirlemeyi zorlaştırdığına dikkati çeken Soylu, buna karşı yeni önlemler aldıklarını ifade etti.

Bakan Soylu, sınır dışı edilme oranının Afganlarda yüzde 39, Pakistanlılarda ise yüzde 89'a ulaştığını bildirdi.

15 ülkeyle geri kabul anlaşmasının yapıldığını belirten Soylu, bu sayıyı AB ülkeleri dışında artırmaya çalışarak 17 ülkeye daha bunu teklif ettiklerini söyledi.

6 yeni geri gönderme merkezinin açılmasıyla merkez sayısının 30'a yükseldiği bilgisini veren Soylu, geri gönderme merkezi sayısının 30'a, kapasitesinin de 20 bine ulaştığını dile getirdi.

Düzensiz göçle mücadele tedbirleri kapsamında yurt genelinde her ay bir defa "Düzensiz Göçle Mücadeleye Yönelik Huzur Uygulaması" gerçekleştirilmeye başlandığını aktaran Soylu, düzensiz göçle mücadelenin yeni bir uygulama olmadığını ve kendilerine haksızlık yapıldığını vurguladı.

"Dünyada 7 ülke üretiyor, bir tanesi de biziz"

2019'da 454 bin kaçak göçmen yakaladıklarını bildiren Soylu, "Bu yıl yakaladığımız şu ana kadar 110 bin." dedi.

Yıl sonu itibarıyla aldıkları bir kararı da dün itibarıyla uygulamaya geçirdiklerini anlatan Soylu, şöyle konuştu:

"Yaklaşık 78 ülkeden, bunların 27 tanesi Afrika ülkesi, bütün büyükelçiliklerimize milli ve yerli parmak izi programımızı ve parmak izi alma aparatlarını da gönderdik. Vize alanların tamamı parmak izlerini veriyorlar. Bu kişi gelirken de parmak izini veriyor, burada da kontrol ediyoruz. Ayrıca vize alırken bir taahhütname imzalatıyoruz, 'Ben vizem dolunca döneceğim.' diye. Artık gelen kişi pasaportunu yırtsa da parmak izi eşleştirmesinden biz onun kim olduğunu anlayıp onu ülkesine gönderebilme kabiliyetine sahibiz. Ayrıca gelenlerin kameralar aracılığıyla fotoğrafı çekiliyor ve eşleştirmesi yapılıyor. Şu anda yerli ve milli parmak izi sistemimiz çalışıyor. Dünyada 7 ülke üretiyor, bir tanesi de biziz."

"Turizm amaçlı ikamet izni taleplerini reddediyoruz"

Bir başka önlem olarak taksicilere yabancı yolcuların il dışı seyahat izin belgelerinin kontrolü yükümlülüğünün getirildiğini ifade eden Soylu, ayrıca tır parklarına kamera sistemi kurulmasının ve tır parklarında fiziki güvenlik tedbirleri alınmasının zorunlu hale getirildiğini kaydetti.

İkamet izni sahibi tüm yabancıların biyometrik verilerinin alındığını anlatan Soylu, şu bilgileri paylaştı:

"Öğrenim vizesi ve tıbbi tedavi vizesi alarak ülkemize giriş yapanların turizm amaçlı ikamet izni talepleri reddedilmektedir. Burada da iki kaçak yol var: Öğrenci vizesi veya sağlık vizesiyle geliyor, sonra ikamet vizesine başvuruyor, bu iki yolu tıkadık. Başka bir vize vermiyoruz, istismar alanını kesmiş olduk. 10 Şubat 2022 tarihinden itibaren ülkemize giriş yaparak ilk defa turizm amaçlı ikamet izni talep eden yabancıların başvurularını reddediyoruz. Düşük tutarla konut edinerek ikamet izni alınmasını önlemek adına büyükşehirlerde 75 bin, diğer şehirlerde 50 bin dolar karşılığı gelen Türk lirası altındaki tapu satışlarına ikamet izni verilmiyor. Sahte kira kontratlarının önlenmesi amacıyla yabancıların ikamet izni taleplerinde noterden kimlik onaylı kira sözleşmeleri istenmektedir. İkamet izni sahibi yabancıların yaptırmak zorunda olduğu özel sağlık sigortalarında sahteciliği önlemek adına sistemsel kontrol mekanizması getirilmiş ve işlevsel hale getirilerek sağlık sistemimize olası yükleri azaltılmıştır."

"Kırım Tatar Türklerine de uzun dönem ikamet vermeye başlıyoruz"

Türk soylulara yönelik kolaylaştırıcı işlemlere de değinen Soylu, Türk soyluların yoğun yaşadığı illerde, iş ve işlemlerin kamu hizmeti anlayışıyla oluşturulan özel ofisler aracılığıyla yürütüldüğünü söyledi.

Soylu, "Türk soylu Bulgaristan, Yunanistan, Ahıska ve Uygur Türklerine 8 yıl kesintisiz ikamet etme şartı aranmaksızın ve harca tabi tutmaksızın uzun dönem ikamet izni verilmekte olup Kırım Tatar Türklerine de uzun dönem ikamet vermeye başlıyoruz. Ayrıca Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle tahliye edilerek ülkemize gelişleri sağlanan Ahıska ve Kırım Tatarı 3 bin 326 soydaşımızın 6 ilimizde bulunan merkezlerde barınma ve her türlü ihtiyaçlarını karşılıyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı'mızın kararı 4 Haziran'da yayımlandı, Bitlis Ahlat'ta 1000 Ahıska Türkü aileyi iskan edeceğiz." diye konuştu.

Bütün Suriyelilerin iller arasında seyahat edebilmesinin izne tabi olduğunu belirten Soylu, Sosyal Uyum ve Yaşam Eğitimi (SUYE) kapsamında 645 bin Suriyeliye eğitim verildiğini sözlerine ekledi.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
İlgili konular
Bu haberi paylaşın