Dolar
34.37
Euro
36.55
Altın
2,600.53
ETH/USDT
3,285.80
BTC/USDT
89,557.00
BIST 100
9,226.86
Gündem

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Kanal İstanbul'a İstanbul'un geleceğini kurtarma projesi olarak bakıyoruz

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kanal İstanbul'a İstanbul'un geleceğini kurtarma projesi olarak bakıyoruz." dedi.

26.06.2021 - Güncelleme : 27.06.2021
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Kanal İstanbul'a İstanbul'un geleceğini kurtarma projesi olarak bakıyoruz

İstanbul

Kanal İstanbul Sazlıdere Köprüsü'nün temeli atılıyor

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kanal İstanbul Sazlıdere Köprüsü Temel Atma Töreni'ne katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, tören alanındaki vatandaşlarla selamlaştı. ( TCCB / Murat Çetinmühürdar - Anadolu Ajansı )

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kanal İstanbul Sazlıdere Köprüsü Temel Atma Töreni'nde yaptığı konuşmada sözlerine, "Bugün Türkiye'nin kalkınma tarihinde yeni bir sayfa açıyoruz. Bugün ülkemizin gelişmesi, milletimizin güçlenmesi yolunda atılan adımlara bir yenisini daha ekliyoruz. Bugün rahmetli Menderes, rahmetli Özal, rahmetli Erbakan, Demirel gibi ülkemizin kalkınma mücadelesinin sembol isimlerinin ruhlarını bir kez daha şad ediyoruz." ifadeleriyle başladı.

Bugün Kanal İstanbul Projesi'nin ilk köprüsünün temelini attıklarını dile getiren Erdoğan, aynı zamanda Kuzey Marmara Otoyolu'nun, Nakkaş, Başakşehir kesiminin Sazlıdere Barajı üzerindeki bağlantı yolu da olan bu köprünün ülkeye, millete, İstanbul'a hayırlı olmasını diledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kanal İstanbul Projesi'ni bundan 11 yıl önce milletle paylaştıklarını hatırlatarak, "Türkiye'nin bu süreçte yaşadığı iç ve dış badireler sebebiyle maalesef projenin ilerlemesi biraz gecikti." diye konuştu.

Bugün tüm hazırlıkları tamamlayıp proje kapsamındaki ilk köprünün temelini atmak üzere bir arada olunduğunu aktaran Erdoğan, şunları kaydetti:

"Sazlıdere Barajı'ndayız ve Kanal İstanbul'a, acaba bu proje neden gerekliydi? Gecikmeli de olsa bugün bu temeli nasıl atıyoruz? İstanbul Boğazı dünyanın en kalabalık gemi trafiklerinden birine sahiptir. Boğaz'dan, 1930'lu yıllarda, yılda ortalama 3 bin gemi geçiş yapıyordu. Günümüzde bu rakam 45 bine ulaştı. Sadece şehir içi yolculuklar için İstanbul Boğazı'nın her iki yakasındaki 54 ayrı iskelede günde 500 bin kişilik insan trafiği söz konusudur. Dolayısıyla Boğaz'da, hem kuzey hem güney hem doğu-batı istikametinde her sınıftan ve kapasiteden çok yoğun bir gemi trafiği yaşanıyor. Aynı dönemde Boğaz'dan geçen gemilerin uzunlukları 50 metreden 350 metreye kadar da yükseldi. Her büyük geminin Boğaz geçişi şehir için ciddi risk anlamına geliyor. Petrolden organik ürüne kadar çok farklı yükler taşıyan gemilerin kaza yapmaları durumunda denizlerimizdeki doğal hayat da çok büyük tehdit altına giriyor. Gemilerin karaya çarpması halinde ise hem kültürel mirasımız zarar görüyor hem ciddi yıkım ve yangınlarla karşılaşabiliyoruz. Yaşı biraz ilerlemiş olan İstanbulluların hafızalarında Boğaz'da haftalarca yanan petrol gemilerinin görüntüleri mutlaka vardır. Şimdi buradan gençlerimize sesleniyorum. Z Kuşak, tüm bu gençlere sesleniyorum. Bakınız, bütün bu olanlar, bitenler 19 yıl, 20 yıldır bu ülkede iktidarda olan bizler, neleri gerçekleştirdik, hangi adımları attık, bunları bilmeniz gerekiyor."

"Kanal İstanbul'a İstanbul'un geleceğini kurtarma projesi olarak bakıyoruz"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen yıl Kabataş açıklarında kıyıya sürüklenen dev bir Rus savaş gemisinin yol açtığı endişenin henüz unutulmadığını söyledi.

Montrö'de kılavuz kaptan ve römorkör kullanımının zorunlu tutulmamasının ticari gemilerin boğaz geçişindeki riskleri daha da artırdığını dile getiren Erdoğan, bugün gemilerin geçişi için boğazın kapatılmak zorunda kalınması ve gemiler arasında bırakılması gereken mesafelerin ciddi zaman kayıplarına yol açtığını kaydetti.

Bu tür gemiler için beklemede geçen her saatin önemli bir maliyet olduğunu belirten Erdoğan, "Yapılan projeksiyonlar 2050 yılında Boğaz'dan geçecek gemi sayısının 78 bini bulacağını gösteriyor. Halbuki hesaplamalara göre İstanbul Boğazı'nın güvenli gemi geçiş kapasitesi 25 bindir. Kapasite yoğunluğunun kaynaklanan sintine ve balast sularının yol açtığı sıkıntılar yanında ev ve sanayi atıklarının kirlettiği İstanbul Boğazı alarm zilleri vermeye başlayalı çok oldu." diye konuştu.

Erdoğan, Marmara Denizi'ndeki müsilaj sorununa da değinerek, "Müsilajla ilgili bakın Marmara ne durumda. Felaket değil mi? Nedir bu durum diye hep yandık diyoruz." ifadelerini kullandı.

Boğazın gemi geçişlerine kapatılamayacağını ifade eden Erdoğan, artan trafiği karşılamak için yeni bir kanal inşası düşüncesini gündeme getirdiklerini, Kanal İstanbul'a "İstanbul'un geleceğini kurtarma projesi" olarak baktıklarını vurguladı.

"Amacımız vatandaşların can ve mal güvenliğini korumak"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kanal İstanbul projesiyle amaçlarının her şeyden önce İstanbul Boğazı ve çevresindeki vatandaşların can ve mal güvenliğini sağlamak olduğunu belirterek, "Boğaz'ın tarihi ve kültürel dokusunu güvenlik altına almak için de bu projeye ihtiyaç vardır. Gemi trafiği yükünün hafifletilmesi, Boğaz'ın giriş ve çıkışındaki beklemelerin azaltılması, Boğaz'daki seyir zorluğundan kaynaklanan sıkıntıların ortadan kaldırılması da projenin amaçları arasında yer alıyor. Elbette ülkemizin küresel ticarette daha etkin rol oynaması, ulaştırma ve lojistik koridorlarından daha fazla pay almasıyla diğer stratejik unsurları da bunlara eklememiz gerekiyor." şeklinde konuştu.

Erdoğan, proje kapsamında yer alan 500 bin kişi kapasiteli yerleşim alanları ile depreme hazırlık için gereken alternatif yerleşim alanları oluşturulması konusundaki eksiğin de kapatılacağını dile getirerek, şöyle devam etti:

"Görüldüğü gibi bu pek çok faydayı aynı anda sağlayacak bereketli bir projedir. Kanal İstanbul fikrini milletimizle paylaştığımız 27 Nisan 2011'den itibaren proje en ince detayına kadar çalışıldı. Önce güzergah, ardından sondaj ve ön proje, daha sonra etüt proje, takiben ayrıntılı saha ve laboratuvar çalışmalarıyla çed süreci yürütüldü. Her ne kadar birileri kendi yetki alanlarında olmayan hususlarla ilgili bize sorulmadı diye sızlanıyorsa da projenin her aşaması hukuka ve bilime uygun şekilde yürütüldü ve tamamlandı. Buradan sesleniyorum. (Bize sorulmadı) diyenlere sesleniyorum. Unutmayın, kime sorulması gerekiyorsa onlara sorulmuş ve yola böyle çıkılmıştır. Sizin zaten bu ülkede bu güne kadar dikili bir ağacınız yok. Bu ülkede sizler şu ana kadar Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nü yaptık, aynen bugün Kanal İstanbul için nasıl çıldırıyorsanız, orada da öyle çıldırdınız. Marmaray'ı yaptık. Marmaray'da yine aynı şekilde önümüzü kesmeye çalıştınız, çılgınlar gibi ama yaptık."

Erdoğan, Avrasya Tüneli, Osman Gazi Köprüsü ve İstanbul İzmir yolu yapılırken de önünün kesilmek istendiğini belirterek, "Eğer biz sizi dinlemiş olsaydık bunların hiçbiri yapılamayacaktı." dedi.

Birinci Köprü yapılırken de önünün kesildiğini, Fatih Sultan Mehmet Köprüsü yapılırken de aynı şeylerle karşılaşıldığını dile getiren Erdoğan, "Eğer o zamanın iktidarları sizi dinlemiş olsaydı bugün ne Şehitler Köprüsü olacaktı ne Fatih Sultan Köprü ne de Yavuz Sultan Selim Köprüsü olacaktı. Dinlemedik, dedik ki kervan yürür ve kervan yürüdü. Nissibi Köprüsü'nü yaptık. Eğer bunları dinleseydik Nissibi Köprüsü de yapılamayacaktı. Ama biz dinlemedik, yolumuza devam ettik. Zaten bu hususlarda en küçük bir eksiklik, yanlışlık, usulsüzlük olsaydı şimdiye kadar ortaya çıkardı." ifadelerini kullandı.

"Güzergah en makul ve verimli hat olarak seçildi"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, mevcut güzergahın 5 ayrı alternatif arasından bilimsel çalışmalara göre en makul ve verimli hat olarak seçildiğini vurgulayarak, şöyle konuştu:

"Sadece proje çalışmalarında 11 ayrı üniversiteden 51 bilim insanıyla toplamda 204 uzman görev yaptı. Kanal hattı boyunca 304 ayrı yerde 17 bin metrenin üzerinde sondaj, 248 adet jeofizik etüt gerçekleştirildi. Modelle çalışmalarında dünyanın en önde gelen mühendislik merkezi bünyesinde 35 ayrı ülkeden 3 bin 500 kişi görev aldı Bay Kemal. Biz neyi, nerede, kiminle yapacağımızı çok iyi biliriz. Bak bu bir çeşme açılış töreni değil, bir çeşme musluk takma töreni de değil. Dünyada örnek kanallardan bir tanesinin bugün temelini atıyoruz. Kanaldan geçecek gemi boyutları ve trafik kapasitesi Boğaz'daki mevcut trafiğin yüzde 99'unu karşılayacak şekilde tespit edildi."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbullulara ve tüm vatandaşlara seslenerek, şunları kaydetti:

"Kanalın uzunluğu 45 kilometre. Taban genişliği minimum 275 metre. Derinliği, küsuratı söylemiyorum, 21 metre olarak belirlendi. Bir başka ifadeyle 275 metre uzunluğa kadar petrol tankerleri ve 350 metre uzunluğa kadar olan konteynır gemileri bu kanaldan geçebilecek. Bunları İstanbul'dan kazasız belasız geçirmek öyle kolay iş değil. Her an her türlü riski taşıyorduk. Yapılan etütler Kanal İstanbul'daki gemi trafiğinin Boğaz'a göre, dikkat edin 13 kat daha güvenli gerçekleşeceğini gösterdi."

"500 bin nüfuslu yerleşim alanları İstanbul'un merkezindeki baskıyı ortadan kaldıracak"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kanal İstanbul üzerinde biri bugün temeli atılan olmak üzere toplamda 6 köprü inşa edileceğini söyledi.

Mevcut ana kara yolu ulaşım hatlarının tamamı için kanalın üzerinden köprü ile geçişin öngörüldüğünü belirten Erdoğan, ayrıca demir yolundan içme suyu ve atık suya, doğalgazdan elektriğe kadar pek çok farklı alandaki 25 alt yapı tesisinin tamamının da kanal geçiş projelerinin, kanal kazısı başlamadan önce tamamlanacak şekilde hazırlandığını aktardı.

Kanalın, Karadeniz çıkışının hemen sağında yer alacak konteyner limanı ve lojistik merkezinin, ülkenin dış ticaretine yeni bir soluk getireceğini ifade eden Erdoğan, Karadeniz çıkışının solundaki rekreasyon ve yenilenebilir enerji alanının da İstanbul'a ayrı bir değer katacağını kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kanalın her iki yanında planlanan 500 bin nüfuslu yerleşim alanlarının da İstanbul'un merkezindeki baskıyı ortadan kaldıracağına inandıklarını belirterek, "Kanal İstanbul sadece Türkiye'nin değil belki de dünyanın en çevreci projesi olarak hayata geçirilecektir. Proje alanının yüzde 52'si bu doğrultuda kullanılacaktır. Kanal İstanbul'un her biri ayrı emek gerektiren tüm mühendislik ve ÇED çalışmalarının, bilimin ve tekniğin ışığında, hukukun izinde yürütüldüğünün altını tekrar çizmek istiyorum. Bir şeyi daha bilmeleri lazım, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı dediğimiz zaman bir duracaksın. ÇED raporlarını rahatlıkla Çevre ve Şehircilik Bakanlığı verir, verebilir. Bunu da öğreneceksiniz." dedi.

Tüm bu süreçte görev alan, sorumluluk üstlenen, katkı sağlayan bakanlara, belediye başkanlarına, firmalara, mühendislere ve uzmanlara şükranlarını sunan Erdoğan, bu uzun hazırlık döneminin ardından nihayet kanalın ilk köprüsünün temelini atma aşamasına geldiklerini belirtti.

"6 yıl içinde tamamlamayı hedefliyoruz"

İlerleyen dönemde hem kanal üzerindeki diğer köprülerin ve alt yapı deplase çalışmalarını hem de kanal kazısını başlatacaklarını aktaran Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

"Kanal İstanbul'u yaklaşık 15 milyar dolarlık bir maliyetle 6 yıl içinde tamamlamayı hedefliyoruz. Buradan geçecek gemilerden sağlanacak gelir ve proje kapsamındaki liman başta olmak üzere, diğer unsurlardan elde edilecek kazançlarla Kanal İstanbul kendi kendini rahatlıkla finanse edecektir. Böylece Türkiye, devletin ve milletin kasasından, kesesinden 5 kuruş çıkmadan, kendi gelirleri ile finanse edilerek dünya çapında bir esere daha kavuşacaktır. Projenin bugüne kadar mevcut sürecini nasıl adım adım takip ettiysek, bundan sonra da tamamlanana kadar hassasiyetle takibini sürdüreceğiz.

Türkiye'ye sağlayacağı katkılar, proje maliyetiyle kıyaslanamayacak kadar yüksek olan Kanal İstanbul, ülkemizin en önemli değerlerinden biri olarak tarihteki yerini alacaktır. Rabb'ime bizlere bugünleri gösterdiği için hamdediyorum."

Türkiye'de cumhuriyetin kuruluş döneminde başlatılan kalkınma hamlelerinin, kısa bir süre sonra, varlığını hala sürdüren bir zihniyet tarafından engellenmeye çalışıldığını dile getiren Erdoğan, 'Ülkemiz yakın tarihi, uçaktan motora, silahtan ilaca kadar her alanda başlatılan projelerin önlerinin bu zihniyet tarafından nasıl kesildiğinin örnekleriyle doludur. Kim bu isim? CHP. Atılan her adımın önünü kesmiştir. Şimdi bugünkü CHP de aynen yine 'nasıl ön keseriz' diye çalışmaların, gayretin içindedir. Aynen onların yanında da onlara yandaşlık yapanlar yok mu? Var. Birlikte nasıl ön keseriz, bunun gayreti içindeler." diye konuştu.

"Savunma sanayimiz, gerçek anlamda küresel rekabet gücüne ancak bizim dönemimizde kavuştu"

Uçak yapan Nuri Demirağ'dan, otomobil üreten, lokomotif motoru geliştiren nice isimlere, cumhuriyetin kalkınma hamlesinin gizli kahramanlarının hazin hikayelerini artık tüm milletin bildiğini anlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Tabi genç kuşak bunları bilmiyor. Bizim 19 yıl önce yaptıklarımızı bile bilmiyor. Eğitimde yaptıklarımızı, sağlıkta yaptıklarımızı, ulaşımda attığımız adımları, enerjide attığımız adımları bilmiyor. Ulaşım alt yapısı konusunda, bilmiyor. Yapılan bölünmüş yollar, otoyollar, bütün bunlar maalesef genç kuşak tarafından bilinmiyor. Düşünün 6 bin kilometreden alınan yollar, şimdi 27 bin kilometreye geldi ama genç kuşak bunları bilmiyor. Gazi Mustafa Kemal'in de sürdürdüğü Osmanlı'dan miras demiryolu projeleri ipleri eline alır almaz kim tarafından durduruldu? İnönü tarafından durduruldu. İşte CHP'nin engelleme politikalarının başlangıcı orası.

Biz yeniden demir yolu inşasına başlayana kadar Türkiye bu kısırlığı yaşamaya devam etti. Nuri Demirağ'ın ürettiği uçakların ne ülke içinde satışına ne de ihracına izin vermeyerek, fabrikanın kapısına kilit vurulmasına yol açtılar. Savunma sanayimiz, gerçek anlamda küresel rekabet gücüne ancak bizim dönemimizde kavuştu. Rahmetli Menderes, aralarında Vatan Caddesi'nin de bulunduğu bulvarları açarken 'Buraya uçak mı indireceksiniz?' diye karşı çıktılar. Biz sadece şehir içindeki bulvarlarla kalmadık, şehirlerimizin tamamını bölünmüş yollarla köprülerle tünellerle viyadüklerle dağları delerek… Hep söylüyorum ya Aşık Veysel gibi biz dağları deldik. Tünellerle viyadüklerle birbirine bağladık. GAP gündeme geldiğinde, 'Milletin hakkını yiyecekler' diyerek ortalığı ayağa kaldırdılar. Keban Barajı için kurbağalara 'Göl yapıyorsunuz', burada üretilecek elektrik için ise 'Bu kadar enerjiyi toprağa mı vereceksiniz?' diyerek çamur attılar. Ülkemizin en büyük enerji ve tarım projesi GAP'ı yeniden ele alarak hızlandıran biz olduk."

İstanbul Boğazı üzerinde inşa edilen 1. köprüye 'Buradan mutlu azınlık geçecek' diyerek karşı çıkıldığını belirten Erdoğan, "Ama bitince de ilk kendileri geçti. Rahmetli Özal'ın inşa ettiği 2. köprüyü engellemek için her yola başvurdular. Bizim dönemimizde yapılan 3. köprü ile ilgili bir mahkeme kararını yanlış anlayıp, 'Artık 2 beton kuleden ibaret' diyerek sevinç naraları atanlar da yine bunlardı. Sabiha Gökçen Havalimanı'nı genişletirken, CHP'nin başındaki zat, 'Uçağın inmediği yere havalimanı yapan başka ülke gördünüz mü?’ diyerek aklınca dalga geçiyordu. Bugün Sabiha Gökçen Havalimanı, bırakın ülkemizi bölgenin en aktif havalimanlarından biri haline geldi. Yetmiyor. Aynı kafa, kendi alanında dünyanın en iftihar verici projelerinin başında gelen yeni havalimanımıza da çalmadık kara bırakmamıştır. İşte İstanbul Havalimanı, dünyanın ilk 3 havalimanından bir tanesi oldu. Ey CHP, sizin gidecek yeriniz yok. Şimdi bu havalimanı ile dünyanın her yerinde övünüyoruz. Hatırlarsanız, bu projeyi üstlenen firmalarımıza atmadıkları iftira, etmedikleri hakaret bırakmadılar." diye konuştu.

Muhalefetin, Kanal İstanbul tavrını eleştirdi

Erdoğan, İstanbul Havalimanı'nın bugün ülkenin yüz akı olarak küresel bir marka haline dönüşmüş durumda olduğunu söyledi.

"Denizlerin altından hamdolsun bakıyorsunuz farklı yerlere geçebiliyoruz. Niye? Çünkü ulaşamadığımız yer bizim değildir." diyen Erdoğan, Kanal İstanbul'a karşı çıkan muhalefeti eleştirerek şöyle devam etti:

"Bugün millete hizmet eden ne kadar abide eser varsa hepsi de bu çapsız zihniyetin karşı çıkmasına rağmen ülkemize kazandırıldı. Türkiye modern tarih boyunca yaptığı tüm kalkınma hamlelerini, ufuksuz, vizyonsuz, basiretsiz bu zihniyete rağmen başarıya ulaştırdı. Şimdi de Kanal İstanbul'a karşı çıkıyorlar. Hem de ne karşı çıkma. Siyasetteki ferasetsizliklerini, icradaki kifayetsizliklerini, proje üretmekteki kısırlıklarını bir kenara bıraktım, devlet adabını bile hiçe sayarak, akıllarına ne gelirse söylüyorlar. Yatırımcıları tehdit ediyorlar. Şu hale bak ya. 'Biz geliyoruz.' E? Geldiğimizde bilesiniz ki size ödeme yapmayacağız. Sizin elinizden bu yatırımları alacağız.' Bankaları tehdit ediyorlar. Hatta hızlarını alamayıp projeye ilgi duyan ülkeleri de tehdit ediyorlar. Ya bu ne terbiyedir ya? Bu ne terbiyesizliktir ya? Devletlerde devamlılık esastır. Bunlar devlet terbiyesi de görmediler. Siz nasıl devlet yönetimine talipsiniz ya? Söke söke sizden bu paraları uluslararası tahkim yoluyla da alırlar. Bunları da öğren. Bunları bilmeden bir yere varamazsınız. Bunlar tam manasıyla çaylak. Devlet yönetimi nedir haberleri yok. Ödeme yapmazmış. Bankalara ödeme yapmazmış. Uluslararası bankalara ödemelerini yapmazmış. Milletimiz, CHP kafasına kalsa ülkenin ne bu barajlara, ne bu köprülere, ne bu yollara, ne bu fabrikalara, ne bu hizmetlere kavuşamayacağını bildiği için söylenenleri ciddiye almıyor. Bu halk, kimin bu ülkeye eser ve hizmet kazandırmak için ter döktüğünü kimin de avara kasnak gibi sürekli aynı şeyleri söyleyerek hiçbir iş yapmadan sırt üstü yattığını görüyor, biliyor."

Eskilerin, 'İnsan ölür kalır eseri, eşek ölür kalır semeri.' sözünü hatırlatan Erdoğan, "Varsın birileri semer peşinde koşsun. Biz ülkemize ve milletimize eser kazandırma mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz." ifadesini kullandı.

"Referansımız 19 yılda Cumhuriyeti ve Türkiye'yi nereden nereye getirdiğimizi bilen milletimizin ta kendisidir"

"Türkiye'yi dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına sokmak, siyasi ve diplomatik gücümüzü zirveye çıkarmak, güvenliğimizi en geniş yorumla sağlamak için gece gündüz çalışmaya devam edeceğiz. Yatırım yaparak, üreterek, istihdamı artırarak, ihracatı yükselterek büyümeyi sürekli kılarak potansiyelimizi son sürat harekete geçirerek büyük ve güçlü Türkiye'yi hep birlikte inşa edeceğiz." diyen Erdoğan, geçen 19 yılda bu ülkeye sağlıktan eğitime, adaletten güvenliğe, ulaşımdan enerjiye, çevreden spora her alanda neler kazandırdıklarının en yakın şahidinin milletin ta kendisi olduğunu vurguladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, merhum Ziya Paşa'nın 'Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz, şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde.' sözüne işaret ederek, "Bizim de referansımız 19 yılda Cumhuriyeti ve Türkiye'yi nereden nereye getirdiğimizi bilen milletimizin ta kendisidir. Evet, bizim referansımız demokraside ve ekonomide ülkemizi dünyanın en üst ligine çıkarmamızdır. Bizim referansımız 84 milyon vatandaşımızın her birinin hayat kalitesini yükselten, geleceğini aydınlatan, umutlarını güçlendiren başarılara imza atmamızdır. Kanal İstanbul işte bu atılım zincirinin yeni bir halkasıdır." ifadelerini kullandı.

"Yarın altyapı işlerine başlayacağız"

Erdoğan, Kanal İstanbul'un bugün ilk köprüsünün temelini attıklarını hatırlatarak, şu bilgileri verdi:

"Yarın altyapı işlerine başlayacak, öbür gün kanalın kazmasını vuracak, makinaları çalıştıracak ve böylece bir abide eseri inşallah milletimizin emrine vereceğiz. Fatih, İstanbul'u fethederken, gemileri karadan yürüterek dünyayı kendine hayran bırakmıştı. Boğazın üzerine birer kandil gibi astığımız köprülerle biz de dünyayı kendimize hayran bıraktık. İşte şimdi Çanakkale 18 Mart Köprüsü yapılıyor mu? Yapılıyor. O da bir altın boynuz gibi Çanakkale'yi süsleyecek. Marmaray ve Avrasya Tüneli'yle boğazın altından iki kıtayı birleştirerek dünyayı kendimize hayran bıraktık. Şimdi de Marmara ve Karadeniz'i yeni bir Boğaz'la Kanal İstanbul'la birbirine bağlayarak bir kez daha dünyayı kendimize hayran bırakacağız. Rabbim yar ve yardımcımız olsun diyorum."

Temelini attıkları Kanal İstanbul Köprüsünün ülkeye ve millete hayırlı olmasını dileyen Erdoğan, projenin ilk gününden şu anına kadar her aşamasında emeği geçen mimar, mühendis ve işçileri tebrik etti.

"Rabbim kazadan, beladan muhafaza buyursun inşallah." temennisinde bulunan Erdoğan, belirledikleri gibi 6 yıl gibi bir süre içerisinde inşallah burayı tamamlamanın kendilerine nasip olmasını diledi.

Notlar

Alana helikopter ile gelen Erdoğan, helikopter ile tur atarak havadan saha incelemesi yaptı. Alana inişinin ardından Erdoğan, burada bekleyen vatandaşlarla selamlaştı.

Törene Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yanı sıra, TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, AK Parti Genel Başkanvekili Binali Yıldırım, AK Parti Genel Başkanı Yardımcısı Nurettin Canikli, İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, İstanbul Emniyet Müdürü Zafer Aktaş, AK Parti İstanbul İl Başkanı Osman Nuri Kabaktepe, AK Parti ve MHP Milletvekilleri ve diğer ilgililer katıldı.

Törende Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş dua etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, butona basarak Kanal İstanbul Projesi Sazlıdere Köprüsü'nün temelini attı.

Erdoğan, "Değerli kardeşlerim, ekranları başında bizleri izleyen sevgili milletim. Rabb'im kazasız, belasız Kanal İstanbul'u tamamlamaya bizleri muktedir eylesin. Temelini attığımız gibi inşallah açılışını yapmaya da bizleri muktedir eylesin." dedi.

Törenin ardından alandan balonlar havaya salındı ve havai fişekler patlatıldı.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.