Dolar
36.70
Euro
40.20
Altın
3,033.95
ETH/USDT
1,910.40
BTC/USDT
82,020.00
BIST 100
10,802.23
Gündem

Dünyada 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Zaferi'nin 110. yıl dönümü etkinlikleri

Dünyada 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Zaferi'nin 110. yıl dönümü etkinlikleri

Ekip  | 18.03.2025 - Güncelleme : 19.03.2025
Dünyada 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Zaferi'nin 110. yıl dönümü etkinlikleri

Ankara

Irak'ın başkenti Bağdat'taki Türk Şehitliği'nde, 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Zaferi'nin 110. yılı dolayısıyla anma töreni düzenlendi.

Anma törenine Türkiye'nin Bağdat Büyükelçisi Anıl Bora İnan, Büyükelçilik personelleri ve Bağdat'taki Türk kurum temsilcileriyle Türkmen toplumunun temsilcileri katıldı.

Burada konuşma yapan İnan, "Türk tarihinin en anlamlı ve ihtişamlı direniş destanı olan Çanakkale Zaferi'nin 110. yıl dönümünü dost ve kardeş Irak'ta idrak etmekten büyük bir mutluluk ve onur duyuyorum. 110 yıl önce Çanakkale'de sergilenen kararlılık milli mücadelenin temelini atmıştır." dedi.

Çanakkale ruhunun sadece bir zaferin sembolü değil, aynı zamanda Türk milletinin savaşta ve barışta ahlaki değerlere bağlılığının ifadesi olduğunu söyleyen İnan, yurdun dört yanından gelen vatan evlatlarının cesaret ve dirayetle dünyaya meydan okuduğu yer olan Çanakkale'nin vatan ve milletin birliği için canlarını feda eden isimsiz kahramanların emaneti olduğunu ifade etti.

Büyükelçi İnan, sözlerine şöyle devam etti:

"Vatan şairimiz Mehmet Akif Ersoy ise, Çanakkale'de ve Kurtuluş Savaşı'nda yaşanan destansı mücadeleyi ve Türk milletinin vatan sevgisini, hürriyet ve bağımsızlık tutkusunu bu yıl 104. yıl dönümünü kutladığımız İstiklal Marşımızla ölümsüzleştirmiştir. Mustafa Kemal Atatürk'ün bu marş bizim inkılabımızın ruhunu anlatır dediği İstiklal Marşı'nda Türk ulusunun neye inandığını ve uğruna mücadele ettiğini anlatmıştır."

Tören sonrası AA muhabirine konuşan İnan, Çanakkale Zaferi ve İstiklal Marşı'nın kabulü gibi iki önemli tarihi, Türkiye tarihi açısından çok önemli ve kritik yer olan Bağdat'ta idrak etmenin ve şehitleri minnet ve rahmetle yad etmenin gururu içerisinde olduklarını söyledi.

Çin

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başlayan programda, Türkiye'nin Pekin Büyükelçisi İsmail Hakkı Musa ve Pekin Silahlı Kuvvetler Ataşesi Albay Kaan Gülerce konuşma yaptı.

Büyükelçi Musa, Mehmet Akif Ersoy'un, İstiklal Marşı'nı Kurtuluş Savaşı'nın en çetin günlerinde kaleme aldığını belirterek, "Elbette, her milletin istiklalinin timsali olan bir milli marşı mevcuttur. Ancak işgal güçlerine karşı milletin yekvücut bağımsızlık mücadelesi verdiği bir ortamda ve her mısrası gözyaşlarıyla kabul edilen bir başka marş muhtemelen yoktur." diye konuştu.

İstiklal Marşı'nın milletin ve devletin var olma mücadelesi verdiği bir dönemde yalnızca cephedeki askerin zafere olan inancını artırmakla kalmadığını, kısa sürede ulusal bağımsızlık yönündeki azim ve kararlılığın ortak sesi haline geldiğini ifade eden Musa, "Mehmet Akif'in milletine armağan ettiği İstiklal Marşı, bugün yurdun her köşesinde ve dünyada Türk bayrağının dalgalandığı her noktada ilk günkü coşkuyla okunmaktadır." ifadesini kullandı.

Musa, Çanakkale'deki deniz ve akabindeki kara zaferlerinin de İstiklal Harbi'ni ve Cumhuriyet'in kuruluşunu müjdeleyen birer destan olduğunu vurgulayarak, "18 Mart 1915, Türk'ün vatanını fethetme hülyasıyla Çanakkale Boğazı'na girmeye çalışan dönemin kudretli donanmalarının beklemedikleri muazzam bir direnişe boyun eğerek ağır kayıplarla çekilmek zorunda bırakıldıkları gündür." değerlendirmesinde bulundu.

Türk ordusunun Çanakkale'de, Akif'in deyimiyle, "tek dişi kalmış canavarın" "hayasızca akınını" durdurmayı başardığının altını çizen Musa, "Anadolu'yu bu millete ebediyen yurt yapanları, Kurtuluş Savaşı'nda mucizelere imza atanları, 15 Temmuz'da tanklara karşı yürüyenleri ve tüm şehitlerimizi rahmetle ve minnetle anıyoruz." dedi.

"Şehitlerimizi saygı ve şükranla yad ediyoruz"

Albay Gülerce de konuşmasında, tüm dünyaya karşı azmin, cesaretin ve fedakarlığın örneklerinin sergilendiği Çanakkale Savaşları'nın, vatanın bütünlüğü ve bağımsızlığı söz konusu olduğunda Türk milletinin hangi zorluklara göğüs gerebileceğini, en zor şartlar altında dahi neleri başarabileceğini gösterdiğini belirtti.

Başta Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere gerektiğinde vatanı için şehit olmayı en şerefli görev kabul eden 7'sinden 70'ine kadın, erkek tüm Anadolu insanının bu zaferden aldıkları güçle Kurtuluş Savaşı'nı başlattıklarını ve işgal altındaki vatan topraklarını kurtararak Türkiye Cumhuriyeti'ni kurduklarını hatırlatan Gülerce, "Kahramanları 'Dünyanın hiçbir ordusunda yüreği seninkinden daha temiz, daha sağlam bir askere rast gelinmemiştir.' diyerek takdir eden Büyük Önder Atatürk ile aynı duyguları paylaşan bizler, şehitlerimizi bir kez daha saygı ve şükranla yad ediyoruz." diye konuştu.

Azerbaycan

Türk Şehitliği'nde törene, Türkiye'nin Bakü Büyükelçisi Birol Akgün, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin (KKTC) Bakü Temsilcisi Büyükelçi Ufuk Turganer, Bakü'deki Türk kurum ve kuruluşların temsilcileri ile vatandaşlar katıldı.

Büyükelçi Akgün'ün Şehitlik Anıtı'na çelenk koyduğu törende, şehitler için saygı duruşunda bulunuldu, İstiklal Marşı ve Azerbaycan Milli Marşı okundu.

Şehitlik anı defterini imzalayan Akgün, temsili şehit mezarlarına karanfil bıraktı.

Akgün ve beraberindekiler, 20 Ocak şehitlerinin defnedildiği Şehitler Hıyabanı'nı da ziyaret etti.

Bakü Türk Eğitim Kurumlarında program düzenlendi

Milli Eğitim Bakanlığına bağlı Bakü Türk Eğitim Kurumlarında da 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi'nin 110. yıl dönümü dolayısıyla program düzenlendi.

Büyükelçi Akgün, programda yaptığı konuşmada, Çanakkale'nin Türk milletinin bağımsızlık ve hürriyet uğruna gösterdiği büyük fedakarlığın, azmin ve vatan sevgisinin en güçlü sembollerinden biri olduğunu söyledi.

Tarihin kendilerine vatanın bedelinin ancak büyük bir mücadeleyle ödenebileceğini gösterdiğini belirten Akgün, Çanakkale'de omuz omuza çarpışan kahramanların, bağımsızlığın sarsılmaz temellerini atarken, aynı zamanda birlik, beraberlik ve kardeşlik mirası bıraktığını anlattı.

Akgün, Çanakkale'de kazanılan zaferin Kurtuluş Savaşı'na ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşuna ilham verdiğini belirterek, "Çanakkale'de gösterilen direniş ruhu, bugün de bizlere yol göstermektedir. Türkiye Cumhuriyeti, ecdadımızın emaneti olan bu mirasa sahip çıkarak, barış, huzur ve kalkınma yolunda emin adımlarla ilerlemektedir." dedi.

Gençlere büyük görevler düştüğünü vurgulayan Akgün, şunları kaydetti:

"Çanakkale'de mücadele eden gençler, vatanları uğruna en değerli varlıkları olan canlarını feda ettiler. Onların idealleri, fedakarlıkları ve kararlılıkları, sizlerin ellerinde yarının güçlü Türkiye'sini inşa edecek birer meşale olarak yanmaya devam edecek. Tarihimizi iyi öğrenmeli, bu büyük fedakarlıklardan ilham alarak ülkemizi daha ileriye taşımalısınız. Çanakkale ruhunu anlamak, sadece geçmişi anmak değil, aynı zamanda birlik, beraberlik ve vatan sevgisiyle dolu bir gelecek inşa etmek demektir."

Vatan için canlarını feda eden kahramanların ve hayatta olmayan devlet büyüklerinin saygı duruşu ile anıldığı etkinlikte, şiirler ve türküler seslendirildi.

Yunanistan

Türkiye'nin Atina Büyükelçisi Çağatay Erciyes, Atina-Pire Başkonsolosu Işıl Işık Civelik, askeri ataşeler ve diplomatik misyon üyelerinin katıldığı tören, şehitlik anıtı önündeki saygı duruşu ile başladı.

Törende konuşan Büyükelçi Erciyes, Pire'deki Türk şehitliğinin, 1859'da, Atina ve Pire’de vefat eden Türklerin defnedilmesi için Müslüman mezarlığı olarak kurulduğunu, 1890'da ise mülkiyetinin Pire Belediyesi tarafından Osmanlı Devleti’ne verildiğini hatırlattı.

Erciyes, Balkan Savaşları, Birinci Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı'nda esir düşüp Atina’ya getirilen ve burada vefat eden birçok kahraman Türk askerinin buraya defnedilmesiyle mezarlığın şehitlik özelliği kazandığını aktararak, şunları kaydetti:

"Buna rağmen yıllar boyu Yunanistan tapu kayıtlarında mülkiyeti 'belirsiz' olarak geçen Atina Pire Şehitliğimizin mülkiyetini, uzun bir hukuki sürecin ardından geçtiğimiz yıl devletimiz adına tescil ettirdik. Bundan büyük bir gurur ve memnuniyet duyuyoruz."

Çanakkale Savaşı'nın Türk milletinin yokluklar içinde verdiği destansı direniş ve kahramanlığın simgesi olduğunu vurgulayan Erciyes, "Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk de harp dehası ve üstün liderlik özellikleriyle, bir ulusun kaderini değiştirecek şekilde, tarih sahnesine Çanakkale'de çıkmıştır." diye konuştu.

Erciyes, Türk milletinin, Çanakkale'de vatan topraklarını ve istiklalini insanüstü bir fedakârlık ve kahramanlıkla savunduğuna dikkati çekerek, "Çanakkale ruhu dediğimiz bu vatan savunması, Aziz Milletimizin inancı, imanı ve azmi ile her tehdidin her mücadelenin üstesinden gelebileceğinin ifadesidir. Aziz milletimizin Çanakkale’deki istiklal mücadelesi tüm mazlum milletlere de umut olmuştur." ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin geçmişte savaştığı ülkelerle bugün samimiyetle işbirliği yapma iradesine sahip olduğunu belirten Erciyes, Türk diplomasisinin, bu anlayışla, barış, istikrar, refah ve kalkınmanın hakim olduğu bir dünya için çalıştığını dile getirdi.

Konuşmanın ardından şehitlikteki mezarlara beyaz ve kırmızı karanfiller bırakıldı.

Pire Türk Şehitliği, 1859 yılında Müslüman mezarlığı olarak kurulduktan sonra, 24 Mart 1890'da Pire Belediyesi tarafından Osmanlı Devleti'ne verildi. Mezarlık, Balkan, Birinci Dünya ve İstiklal Savaşlarında esir olarak Atina'ya götürülen ve burada ölenlerin defnedilmesiyle şehitlik hüviyeti kazandı.

Rusya

Türkiye'nin Moskova Büyükelçiliği rezidansında gerçekleştirilen programa Büyükelçi Tanju Bilgiç, elçilik çalışanları, Türk kurum ve kuruluşlarının temsilcileri katıldı.

Büyükelçi Bilgiç, yaptığı konuşmada, 110 yıl önce Çanakkale'de işgal güçlerine karşı verilen mücadelenin dünya tarihi ve Türk halkı için büyük sonuçları olduğunu kaydederek, "Türk milleti, Çanakkale zaferiyle en zor şartlarda dahi bağımsızlığından vazgeçmeyeceğini dünyaya duyurmuş oldu." dedi.

Türk milletinin Çanakkale'de yazdığı destanla 1. Dünya Savaşı'nın tüm gidişatını ve dünya tarihinin seyrini değiştirdiğini dile getiren Bilgiç, Avrupa devletlerinin Gelibolu’da yaşadığı hezimetin 1. Dünya Savaşı’nın uzamasına ve hesapta olmayan bir dönemin başlamasına yol açtığını söyledi.

Bilgiç, 18 Mart’ın aynı zamanda şehitleri anma günü olduğunu da anımsatarak, Seyit Onbaşı, Nusret Mayın Gemisi'nin Komutanı Yüzbaşı Hakkı Bey, tümü şehit düşen 57. Alay ve Mustafa Kemal Atatürk’ün Çanakkale'de tarihi baştan yazdığını ifade etti.

Türk milletinin özgürce yaşadığı vatanın her karış toprağının diyetini kanıyla ve canıyla ödemeye devam ettiğini vurgulayan Bilgiç, "Bize düşen görev büyük bir kahramanlıkla ve cesaretle yazılan bu tarihimize sahip çıkmak, Çanakkale ruhunu canlı ve diri tutmaktan asla vazgeçmemektir." diye konuştu.

Türkiye'nin Moskova Büyükelçiliği Askeri Ataşesi Tuğamiral Ahmet İşci de adını 18 Mart zaferinden almış “TCG 18 Mart” denizaltısında hayatının üçte birini geçirdiğini bildirdi.

İşci, 1915’teki zaferin mimarisinin Fatih Sultan Mehmet’e kadar dayandığına işaret ederek, Çanakkale Zaferi’nin Osmanlı İmparatorluğu’nun 1. Dünya Savaşı’nda yaşadığı zor bir dönemde gerçekleştiğini kaydetti.

O dönemde kendilerini kudretli sayan Fransız ve İngilizlerin, Türk savunmasını kolayca susturarak boğazı geçebileceği düşüncesine sahip olduğunu ifade eden İşci, topçu Seyit Onbaşı’nın azmi ve Nusret gemisinden dökülen mayın hattını düşmanın hesaba katamadığını anlattı.

İşci, Çanakkale kahramanlarının ülkeyi emanet ettiği gençlerin milli uçağını ve milli gemisini ürettiğini vurgulayarak, “Kanaatimce bu zaferden alınan derslerin en önemlisi milli güvenlik anlayışımızı geliştirmemiz ve hayatın her alanında muasır medeniyet seviyesine çıkılmasının gerekliliğidir.” şeklinde konuştu.

Etkinlikte, Moskova’daki Türk kadınları tarafından kurulan “Koro Harmoni”, Çanakkale Zaferi ve kahramanlıklar üzerine türküler seslendirdi.

Belçika

Türkiye'nin Brüksel Büyükelçiliği Geçici Maslahatgüzarı Mehmet Özgür Çakar'ın ev sahipliğindeki törene, Brüksel Başkonsolosu Onur Sevim, Anvers Başkonsolosu İsmail Sefa Yüceer, askeri ve diplomatik erkan ile Türk sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri katıldı.

Şehitler için saygı duruşuyla başlayan tören, İstiklal Marşı'nın okunmasıyla devam etti.

Törende konuşan Çakar, "Bugün, tarihimizin en şanlı zaferlerinden biri olan Çanakkale Zaferi'nin 110'uncu yıl dönümünü ve İstiklal Marşı'mızın kabulünün 104'üncü yılını anmak için bir araya geldik." dedi.

Çanakkale'nin yalnızca bir savaşın adı olmadığına işaret eden Çakar, Türk milletinin Çanakkale'de azim, cesaret ve vatan sevgisini bütün dünyaya ilan ettiğini söyledi.

Çakar, "Çanakkale Geçilmez" sözünün Türk milletinin kahramanlığının ve fedakarlığının en büyük nişanesi olduğunu vurguladı.

Çanakkale'nin aynı zamanda Kurtuluş Savaşı'nın da habercisi olduğuna dikkati çeken Çakar, "Çanakkale'de yanan bağımsızlık ateşi 1923'te Cumhuriyet'imizin kuruluşuna giden yolu aydınlatmıştır." diye konuştu.

Çakar, "Çanakkale'de vatanı, bağımsızlığı ve istikbali için gözünü kırpmadan canını feda eden aziz şehitlerimizi rahmet, minnet ve şükranla anıyoruz." ifadelerini kullandı.

Bağımsızlık mücadelesinin ruhunu yansıtan İstiklal Marşı'nın kabulünün de 104'üncü yılını andıklarını belirten Çakar, Mehmet Akif Ersoy'un kaleme aldığı eşsiz eserin Türk milletinin bağımsızlığa olan inancını, sarsılmaz iradesini ve vatan sevgisini en güçlü şekilde ortaya koyduğunu anlattı.

Çakar, "Korkma diye başlayan marşımız sadece bir şiir değil, milletimizin asla boyun eğmeyeceğinin, esareti kabul etmeyeceğinin bir ifadesidir ve milletimizin bağımsızlığa olan sarsılmaz inancının bir nişanesi olarak ebediyen yaşayacaktır." dedi.

Askeri Ataşe Yarbay Ramazan Türkmen'in Çanakkale Deniz Zaferi ile ilgili konuşmasıyla devam eden tören, Ahmed Albayrak ve Melek Sultan Güzle'nin İstiklal Marşı'nı okumalarının ardından son buldu.

Pakistan

Türkiye'nin İslamabad Büyükelçiliğindeki törene Türkiye'nin İslamabad Büyükelçisi İrfan Neziroğlu, Pakistanlı yetkililer ve birçok davetli katıldı.

İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başlayan programda, şehitlerin ruhu için 1 dakikalık saygı duruşunda bulunuldu, Kur'an-ı Kerim tilaveti yapıldı.

Neziroğlu, Türk tarihinin kahramanlık, fedakarlık ve sarsılmaz bir inançla yazıldığını vurgulayarak Çanakkale Zaferi'nin, bu tarihteki en görkemli sayfalardan biri olduğunu belirtti.

"Çanakkale, bir milletin yeniden doğuşunun adıdır." diyen Neziroğlu, Türk milletinin küresel emperyalizme geçit vermediğinin altını çizdi.

Neziroğlu, Türkiye'nin her zaman dostlarına sadık olduğuna dikkati çekerek Kurtuluş Savaşı'ndaki desteğinden ötürü Pakistan halkına teşekkür etti.

Büyükelçi Neziroğlu, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının yanı sıra vatan için şehit düşen tüm kahramanları rahmetle andı.

Gürcistan

Törene, Türkiye'nin Tiflis Büyükelçisi Ali Kaan Orbay, büyükelçilik çalışanları, Gürcistan'daki Türk kurumlarının temsilcileri ve iş insanları katıldı.

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başlayan törende konuşan Büyükelçi Orbay, 18 Mart 1915'te vatan savunması için canı pahasına göğsünü siper eden Mehmetçiğin kahramanlığı ve cesaretinden doğan Çanakkale ruhunun, dört yıl sonra 19 Mayıs 1919'da Kurtuluş Savaşı'nı başlatan Türk milletinin manevi gücünün de temeli olduğunu anlattı.

Törende, terör örgütleri tarafından şehit edilen Türk diplomatlarını da andıklarını ifade eden Orbay, "Diplomatlarımız ve ailelerine yönelik saldırılar nedeniyle 41 diplomatımız şehit edilmiştir. Bu menfur saldırılar yalnızca şehitlerimizin kıymetli hayatlarına değil, dünya barışı ve insanlığın ortak değerlerine de kastetmiştir." dedi.

Türkiye'nin terörle mücadelesini kararlı şekilde sürdürdüğünü kaydeden Orbay, "Maalesef Türkiye, tarihi boyunca, yurt içinde ve dışında menfur terör saldırılarıyla mücadele etmiştir. Ülke bütünlüğümüze, milli birlik ruhuna ve egemenliğimize yönelik bu tehditlerle nereden ve kimden gelirse gelsin kararlılıkla mücadele ettik ve etmeye devam edeceğiz." diye konuştu.

İstiklal Marşı Şairi Mehmet Akif Ersoy'u da andıklarını belirten Orbay, "Cesur halkımızın yazdığı kahramanlık destanı İstiklal Marşı'mızla vücut bulmuştur." ifadesini kullandı.

Orbay, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Şunu açık yüreklilikle ifade edebilirim ki, bestesi ve güftesiyle İstiklal Marşı'mız kadar insanın ruhunun derinliklerine işleyen bir marşı dinlemedim. Milletimizin istiklal ve istikbal mücadelesindeki kahramanlığını, azmini, inancını ve kararlılığını anlatan, en zorlu günlerde milletimize cesaret ve moral kaynağı olan İstiklal Marşı'mız, en kıymetli ortak değerlerimizdendir."

Programda, şiirler ve Kur'an-ı Kerim okundu, dua edildi.

Irak

Uluslararası Maarif Erbil Okullarında düzenlenen etkinliğe, Türkiye'nin Erbil Başkonsolosu Erman Topçu, Maarif Okulları ve Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) yetkililerinin yanı sıra Türkmen siyasiler, öğrenciler, veliler ve vatandaşlar katıldı.

Çanakkale Zaferi'ni anlatan sinevizyon gösterisiyle başlayan etkinlik, şehitler için saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla devam etti ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Çanakkale Zaferi'ne ilişkin mesajı okundu.

Etkinlikte Maarif öğrencileri tarafından Çanakkale Zaferi’ni anmak için türküler de seslendirildi.

Başkonsolos Topçu, burada yaptığı açıklamada, Çanakkale Zaferi’nin sadece Türkiye değil dünya tarihinin bir dönüm noktası olduğunu belirterek, Çanakkale Şehitler Abidesi'nde Süleymaniye, Erbil, Kerkük, Musul ve Bağdat’tan bu mücadele için kopup gelen yiğitlerin ebedi istirahatlerinin, şehitlerin görüldüğünü söyledi.

Topçu, Çanakkale Zaferi’nin önemine ilişkin şöyle konuştu:

“Çanakkale bizim geçmişimizdir, bugünümüzdür, geleceğimizdir. Dün Türk, Kürt, Türkmen, Arap Çanakkale’de nasıl emperyalizmi dize getirdiysek, bugün de bu topraklarda emperyalizmin musallat ettiği taşeron terör örgütleriyle aynı mücadeleyi yine hep birlikte veriyoruz.

Hem de büyük bir soğukkanlılıkla, tevekkülle ve hiçbir sarsılma olmadan. Aynen Anafartalar kahramanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün aralarında sadece 8 metre olan siperlerdeki savaşı anlatırken kullandığı ifadeyle, bu mücadeleyi yüksek bir ruhla vermekteyiz.”

Topçu, “Şehitlerimizin ruhu şad olsun. Şehitlerimizi, gazilerimizi ve başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, tarihimizin bütün büyük kahramanlarını bu özel günde, Erbil’de, bu çok mukaddes mekanda anıyorum.” ifadelerini kullandı.

Şam

Törene, Şam Büyükelçiliği Geçici Maslahatgüzarı Burhan Köroğlu ve beraberindeki heyet katıldı.

Köroğlu, beraberindeki heyete hitaben yaptığı konuşmadan sonra şehitlerin ruhuna Fatiha okudu.

Şam Büyükelçiliği Geçici Maslahatgüzarı Köroğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü için Şam’daki vatandaşlarla burada olduğunu belirtti.

Köroğlu, tarihte efsanevi direnme günlerinden birinin yaşandığını ifade ederek "Osmanlı, adeta yedi düvele karşı muharebe yaptı. Savaş 10 ay sürdü ve bu süreçte on binlerce şehidimiz oldu." dedi.

Şehitlerin sadece Anadolu'dan değil, Suriye'nin Şam, Humus, Hama, Halep ve Filistin gibi bölgelerinden de olduğuna işaret eden Köroğlu, "Bu savaşta Osmanlı Devleti, yedi düvele karşı zaferle çıktı. (Düşmanı) Hem denizden hem de karadan püskürtmeyi başardı." diye konuştu.

Köroğlu, bu yılki anma töreninin Suriye’nin başkenti Şam’da, Türk pilotların kabrinde gerçekleştirildiğine dikkati çeken Köroğlu, "Bu savaşta bize en büyük desteği veren halklardan biri olan Suriye halkının da hatırasını anmak önemli bir anlam taşıyor." ifadelerini kullandı.

Maslahatgüzar Köroğlu, anma törenine katılan Anadolu Ajansı Şam ekibine teşekkür etti.

Özbekistan

Milli Eğitim Bakanlığına bağlı Taşkent Türk İlköğretim Okulu'nda Türkiye'nin Taşkent Büyükelçisi Ufuk Ulutaş ve büyükelçilik mensupları ile veliler ve öğrencilerin katıldığı tören, şehitler için dua ve saygı duruşunda bulunulmasının ardından İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başladı.

Büyükelçi Ulutaş, yaptığı konuşmada, "Bir yıldız, bir hilal, ilelebet istiklal" şiarıyla vatan müdafaası için korkusuzca şehadete yürüyen tüm kahramanlara Allah'tan rahmet diledi, gazilere ve yakınlarına ise şükranlarını sundu.

Ulutaş, konuşmasına şöyle devam etti:

"Çanakkale Zaferi tarihimizin en şanlı zaferlerinden birini temsil ederken, kardeşliğimizin, dayanışmamızın, birlik ve beraberliğimizin de en kıymetli nişanelerden birini teşkil etmektedir. Bu zafer, toplumun her köşesinden, ülkenin her vilayetinden ve dört kıtadan kardeşlerimizle beraber gösterdiğimiz fedakarlık sayesinde Çanakkale ruhunu ortaya çıkarmış olup, bu ruh bugün dahi yolumuzu aydınlatmaktadır. Bugün gönül coğrafyamız olarak tarif ettiğimiz Balkanlar'dan Orta Doğu'ya, Kafkaslar'dan Türkistan'a kadar pek çok bölgeden kardeşlerimiz de bizlerle beraber işgale direnmiş, tarihe altın harflerle nakış olmuşlardır."

Bu kapsamda hac vazifesini yerine getirmek için yola koyuldukları sırada işgal haberini alan ve Türk kardeşleriyle omuz omuza direnirken Çanakkale'de şehit düşen Özbek kardeşlerini de minnetle andıklarını dile getiren Ulutaş, "Çanakkale Zaferi'nin etkileri ülkemizi ve sınırlarını aşmış, küresel bir bağımsızlık heyecanının da kıvılcımlarını yakmıştır." şeklinde konuştu.

Ulutaş ayrıca, hem Çanakkale'deki destansı zaferi hem de daha sonra kazanılan Milli Mücadele'yi kalemiyle ölümsüzleştiren Mehmet Akif Ersoy’u rahmet ve saygıyla andıklarını kaydederek, Mehmet Akif’in milletini çok iyi tanıyan, düşmanını çok iyi bilen, mücadelenin ve azmin değerinin ziyadesiyle farkında olan bir şair ve aydın olarak tarihe geçtiğini vurguladı.

Eğitim Müşaviri Ebubekir Aydın da İstiklal Marşı'nın kabulünün 104. yıl dönümü ile Çanakkale Zaferi'nin 110. yıl dönümünü kutlamak ve şehitleri anmak için bir araya geldiklerini kaydederek, bu iki önemli günün anlam ve önemini anlattı.

Aydın, İstiklal Marşı’nın, Mehmet Akif’in muhteşem dizelerinde kendini bulan bir manifestosu olduğunu vurgulayarak, "İstiklal Marşı, bu milletin bir daha asla esaret altına alınamayacağını, hür doğup hür yaşayacağını ifade eden bir manifestodur. Bu manifestonun devamı Çanakkale şehitleri şiirinde de kendini gösterecektir." dedi.

Bu savaşta Çanakkale’nin sarsılmaz direnişin ve bir destanın sembolü olduğunu belirten Aydın, Çanakkale Zaferi'nin destanını yazmanın ise istiklal şairi Mehmet Akif Ersoy'a nasip olduğunu kaydetti.

Öğrencilerin şiirler okuyup şarkılar söylediği törende savaş dönemini yansıtan tiyatro gösterisi izleyenlerin beğenisini topladı.

Kırgızistan

Atatürk Parkı'nda bulunan Mustafa Kemal Atatürk'ün anıtı önünde gerçekleşen törene, Türkiye'nin Bişkek Büyükelçiliği diplomatları başta olmak üzere Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Temsilciliği, Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi (KTMÜ), Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı gibi ülkedeki Türk kurumlarının temsilcileri ve vatandaşları katıldı.

Programda, anıta çelenk sunuldu, Çanakkale şehitleri için saygı duruşu yapıldı ve ardından İstiklal Marşı okundu.

Türkiye'nin Bişkek Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Pelin Merve Selek, konuşmasında, Çanakkale Zaferi'nin birliğin, beraberliğin, azmin ve inancın zaferi olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:

"Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün 'taarruzu değil, ölmeyi emrettiği' bu destansı savaşta, vatanın dört bir yanından gelen kahraman Mehmetçikler, dünyanın en güçlü donanmalarına karşı canlarını ortaya koyarak 'Çanakkale geçilmez.' dediler ve imkansızı başardılar. Bu büyük zaferi en güçlü ifadelerle anlatanlardan biri de istiklal şairimiz Mehmet Akif Ersoy'dur. O, Çanakkale'de şehit düşen yiğit askerlerimiz için 'Bedr'in aslanları ancak bu kadar şanlıydı' dizeleriyle onların sarsılmaz inancını ve eşsiz cesaretini en derin duygularla dile getirmiştir."

Bosna Hersek

Bosna Hersek'in kuzeybatısındaki Sanski Most şehri yakınlarında, Fatih Sultan Mehmed'in 1463'te Kamengrad'ı fethi sırasında şehit düşen askerler anısına yaptırılan Türk Şehitliği Anıtı'nda düzenlenen törene, Türkiye'nin Saraybosna Büyükelçisi Sadık Babür Girgin, Türkiye'nin Banja Luka Başkonsolosu Can Aygün, Bosna Hersek Türk Temsil Heyeti Başkanı Albay Ahmet Kösem, Türkiye'nin Saraybosna Büyükelçiliği Askeri Ataşesi Albay Murat Kul, Sanski Most Belediye Başkanı Mensur Seferovic ve Bosna Hersek'teki Türk kurumlarının temsilcilerinden oluşan heyet katıldı.

Şehitliğe çelenk konulması, saygı duruşu, İstiklal Marşı'nın okunmasının ve Bosna Hersek milli marşının dinletilmesinin ardından Saraybosna Büyükelçiliği Din Hizmetleri Müşaviri Mustafa Güvenç, Kur'an-ı Kerim tilaveti gerçekleştirdi ve dua etti.

Büyükelçi Girgin, burada yaptığı konuşmada, Boşnaklardan gönüllü olarak savaşan ve şehit olanların Çanakkale'de Mehmetçik ile beraber yattığını söyledi.

Bosna Hersek'teki 1992-1995'teki savaşta da Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yardıma geldiğini aktaran Girgin, "Şehitlerimizi anmamızın bir sebebi onlara olan borcumuzu yerine getirmek ise diğer sebebi de vatanın şehitler olmadan vatan olmadığını bilmemizdir. Şehitlerimizi anarken, vatanımız için gerektiğinde bizlerin de aynı fedakarlığı yapmamız gerektiğini hatırlıyoruz." diye konuştu.

Sanski Most Belediye Başkanı Seferovic ise Türklerin ve Boşnakların arasındaki bağların çok kuvvetli olduğunu, birbirlerini kardeş olarak gören iki halkın birbirlerine destekte bulunduğunu aktardı.

Çanakkale'deki savaşlara binlerce Boşnak gönüllünün katıldığını dile getiren Seferovic, "Türkiye ve Bosna Hersek arasındaki bağın sonsuza dek kopmayacağına inancımız tamdır." dedi.

Heyet, daha sonra Fatih Sultan Mehmed'in ordusuyla cuma namazı kıldığı Musalla mevkisine geçerek burada Çanakkale şehitleri için dua etti.

Arnavutluk

Türkiye'nin Tiran Büyükelçiliği himayelerinde Yunus Emre Enstitüsü (YEE) tarafından düzenlenen etkinlik, İşkodra'daki Hasan Rıza Paşa Anıtı'na çelenk bırakılmasıyla başladı.

Etkinliğe Türkiye'nin Tiran Büyükelçisi Tayyar Kağan Atay, Türkiye'nin Tiran Büyükelçiliği Askeri Ataşesi Albay Tolga Kip, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) Tiran Koordinatörü Mustafa Ata, YEE Arnavutluk Müdürü Oğuzhan Sakoğlu, ülkedeki Türk ve Arnavut kurum ve kuruluşlarının temsilcileriyle davetliler katıldı.

Büyükelçi Atay, burada yaptığı konuşmada, Türk milletinin Anadolu yurdunu ve varlığını müdafaa etmek için ortaya koyduğu irade ve kararlılığın sonucu olan Çanakkale zaferinin Türk tarihinin dönüm noktalarından olduğunu vurguladı.

Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyetin kuruluşuyla Türk ulusunun işgallere ve zorluklara boyun eğmeyeceğini, birlik ve bütünlüğünü her koşulda muhafaza edeceğini tüm dünyaya ilan ettiğini aktaran Atay, şunları aktardı:

"Bir ulusun gerektiğinde 7 düvele karşı dimdik ayakta durabileceğinin kanıtı ve büyük bir fedakarlık, kahramanlık ve cesaret destanı olan Çanakkale ruhu, geleceğimize ışık tutmaya devam ediyor. 100 yaşını geride bırakan Cumhuriyetimizin önümüzdeki yüzyıllarını da şehitlerimize borçlu olduğunun bilincindeyiz. Şehitlerimizin aziz milletimize armağanı olan Cumhuriyetimizin kazanımlarını ve milletimizin çıkarlarını korumak için şanlı bayrağımızın gölgesinde yılmaz bir kararlılıkla çalışmaya devam edeceğiz."

Atay, geçen hafta İstiklal Marşı'nın kabulünün 104. yıl dönümü olduğunu anımsatarak, "İstiklal Marşı Türk milletinin en zor zamanlarda düşman karşısında azim ve cesaretle yeniden ayağa kalkışının veciz mısralarda somutlaşmış halidir. Köklü Türk-Arnavut dostluğunun simge isimlerinden olan İstiklal şairimiz Mehmet Akif Ersoy'un aydın kişiliği ve edebi mirası iki millet için de gurur vesilesidir." dedi.

Öte yandan etkinlik kapsamında İşkodra'daki Republika Sineması'nda, yönetmenliğini Özhan Eren'in yaptığı, Çanakkale zaferini konu alan "Son Mektup" filminin gösterimi yapıldı.

Nijerya

Nijerya'nın başkenti Abuja'da, 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi'nin 110'uncu, İstiklal Marşı'nın kabulünün de 104'üncü yıl dönümleri dolayısıyla tören düzenlendi.

Yunus Emre Enstitüsü (YEE) ev sahipliğindeki törene, Türkiye'nin Abuja Büyükelçisi Hidayet Bayraktar, YEE Müdürü Musa Erbaş, TDV Abuja Din Hizmetleri Müşaviri Hüseyin Ortaç, Askeri Ataşe Albay Davut Velioğlu, Türk sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ile öğrenciler katıldı.

Şehitler için saygı duruşunda bulunulmasıyla başlayan törende, İstiklal Marşı okundu, şehitler için dua edildi.

Büyükelçi Bayraktar, buradaki konuşmasında, Çanakkale Zaferi ve İstiklal Marşı'nın Türkiye'nin bağımsızlık mücadelesinin en önemli simgelerinden olduğunu belirtti.

Çanakkale Zaferi'nin dünya tarihine kazınan bir kahramanlık destanı olduğunu vurgulayan Bayraktar, şunları söyledi:

"Dünya, 110 yıl önce Çanakkale'nin geçilemeyeceğini gördü. İmkansız görülen koşullara rağmen Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının ortaya koyduğu azim ve fedakarlık bugün de yolumuzu aydınlatmaya devam etmektedir."

Bayraktar, 12 Mart 1921'de kabul edilen İstiklal Marşı'nın da milletin bağımsızlık ve direniş ruhunun bir yansıması olduğunu belirterek şöyle devam etti:

"İstiklal Marşı, milletimizin en zorlu şartlar altında bile bağımsızlığından ve direnişinden asla taviz vermeyeceğini gösteren bir anıttır. Mehmet Akif Ersoy'un kaleme aldığı bu eser, yüzbinlerce şehit ve gazimizin ortaya koyduğu fedakarlığın milletimizin kalbinde yaşayan bir kanıtıdır."

Büyükelçi Bayraktar, anma etkinliklerinin milli hafızayı canlı tutmada önemli rol oynadığını ifade etti.

YEE Müdürü Erbaş da Çanakkale Savaşı'nda gösterilen kahramanlık ve fedakârlığın sadece o dönemin ruhunu yansıtmakla kalmayıp aynı zamanda gelecek nesillere ilham kaynağı olduğunu söyledi.

Etkinlik kapsamında, Çanakkale Zaferi ve şehitler anısına açılan fotoğraf sergisi de yoğun ilgi gördü.

Ürdün

Türkiye'nin Amman Büyükelçiliği tarafından düzenlenen anma etkinliği, başkent Amman'a 30 kilometre uzaklıktaki Salt kentinde bulunan Türk Şehitliği Anıtı'nda gerçekleşti.

Etkinliğe Amman Büyükelçisi Yakup Caymazoğlu, Askeri Ateşe Albay Cem Türker, Ürdün Hava Kuvvetleri Komutanı Tuğgeneral Muhammed Hiyasat, Balka Valisi Selman en-Necada, Salt Belediye Başkanı Muhammed Hiyari, Ürdün’deki bazı yabancı ülkelerin büyükelçileri ve askeri ataşeleri, Türk kurumlarının temsilcileri ve çok sayıda davetli katıldı.


Fotoğraf: Turgut Alp Boyraz/AA

Şehitler için bir dakikalık saygı duruşunun ardından İstiklal Marşı ve Ürdün Kraliyet Marşı okundu.

Kur’an-ı Kerim tilavetinin ardından Büyükelçi Caymazoğlu, konuklar ve diplomatlar Türk Şehitliği Anıtı'na çelenk bıraktı.

Şehitlik’te Amman Yunus Emre Türk Kültür Merkezi tarafından Çanakkale Zaferi'ni anlatan fotoğrafların yer aldığı bir sergi açıldı.

Askerlerin öğünlerini temsilen iftar için hoşaf dağıtıldı

Anma etkinliğine katılanlara, o dönem Türk askerlerinin günlük öğünlerini temsilen iftar için hoşaf dağıtıldı.

Etkinlik kapsamında konuşma yapan Büyükelçi Caymazoğlu, “Türk milleti olarak istiklalimizi ve istikbalimizi bizlere canlarıyla bahşeden aziz şehitlerimizi unutmamız asla mümkün değildir. Aynı zamanda Osmanlı ordusu saflarında çarpışarak şehadete eren Ürdünlü, Filistinli, Nabluslu ve Saltlı kardeşlerimizi de unutmamız mümkün değildir.” dedi.

Müslümanların kutsallarını korurken şehadete eren tüm şehitlere selam gönderen Caymazoğlu, “Dün bölge halkıyla birlikte bu kutsal toprakları hep beraber koruyorduk. Bugün ise kardeş Ürdün Haşimi Krallığı’nın kutsal mekanların hamili görevini üstlendiğine memnuniyetle tanıklık etmekteyiz.” diye konuştu.

Caymazoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Tarihte olduğu gibi bugün de Türkiye ve Ürdün aynı amaç ve değerlerden hareketle bölgesel meseleleri ele almakta, İsrail’in Gazze ve Filistin’deki soykırımının bir an önce durdurulması çağrısında bulunmakta, Filistin halkının zorla yerlerinden edilmesine karşı çıkmakta, iki devletli çözümü savunmakta, Suriye ve bölge ülkelerinin sınır güvenliği ve toprak bütünlüğü ile terörle mücadele konusuna aynı hassasiyetle yaklaşmaktadır.

İnanıyorum ki dün cephede nasıl beraber idiysek, Türkiye ve Ürdün olarak, bölgesel sahiplenme bilinciyle, bölgemizi ve ülkelerimizi kuşatan sınamalara karşı el ele vererek mücadelemizi sürdürecek, halklarımız adına en doğru adımları atacağız.”

Törende konuşma yapan Salt Belediye Başkanı Hiyari de Ürdün, Türkiye ve dost ülkelerin silahlı kuvvetlerinin her bir mensubunu selamladığını ifade etti.

Şu anda Salt kentindeki Şehitlik Anıtı'nda bulunduklarına dikkati çeken Hiyari, anıtın 1994 yılında dönemin Ürdün Kralı Hüseyin bin Talal ile Türkiye Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından inşa edildiğini, 2004 yılında ise restore edildiğini hatırlattı.

Almanya

Almanya'nın başkenti Berlin'de, 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi'nin 110. yıl dönümü, İstiklal Marşı'nın Kabulü ve Mehmet Akif Ersoy'u Anma Günü dolayısıyla tören düzenlendi.

Türkiye'nin Berlin Büyükelçisi Gökhan Turan, Berlin Yunus Emre Enstitüsü salonunda, saygı duruşunun yapılması, İstiklal Marşı ve Kur'an-ı Kerim okunmasıyla başlayan törende konuştu.

Turan, bundan tam 110 yıl önce tüm cihanın Çanakkale'de yüce Türk milletinin en büyük ve dünya savaş tarihinin en görkemli zaferlerinden birine şahitlik ettiğini söyledi.

Türk milletinin Çanakkale'de kahramanca savaştığını, tüm yokluk ve zorluklara rağmen birlik ve bütünlük içinde düşmana, Çanakkale'nin geçilmeyeceğini destansı bir müdafaa ile gösterdiğini dile getiren Büyükelçi Turan, Türk şehitleriyle pek çok ülke askerini bağrında taşıyan Çanakkale'nin bugün barışın ve dostluğun mekanı haline geldiğini vurguladı. Turan, şöyle devam etti:

"Mehmetçik eşine az rastlanır insani, erdemli ve asil karakterini bu savaş ortamında düşmanlarına dahi göstermiştir. Bundandır ki vatan şairimiz Merhum Mehmet Akif Ersoy, Çanakkale'de gösterdikleri destansı mücadelenin yanı sıra yukarıda zikrettiğim tüm bu cesur, onurlu, insani ve müşfik yönlerinden ötürü tarihin altın sayfalarında yerini alan Mehmetçiklerimiz için, 'Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın, gömelim gel seni tarihe desem, sığmazsın' veciz sözünü söylemiştir."

Konuşmasında, vatan şairi Mehmet Akif Ersoy'u da rahmetle anan Turan, "Milli şairimize bağımsızlığımızı tüm dünyaya duyuran marşımıza 'Korkma' kelimesiyle başlayıp 'İstiklal' kelimesiyle bitirmeye yeten unsur, şüphesiz ki Türk milletinin yıkılmaz kuvvetine, sarsılmaz manevi gücüne ve özgür ve bağımsız yaşamaya olan inancıydı. Bu şuurun, 104 sene sonra bugün yurt dışında yaşayanlar da dahil olmak üzere genç kuşaklarımız tarafından muhafaza edildiğini görmek, bizleri ziyadesiyle mutlu ediyor." diye konuştu.

Berlin Başkonsolosu İlker Okan Şanlı da Çanakkale’nin yalnızca Türk milleti için kurtuluş ışığı olmadığını ve dünya çapında emperyalist emellerin pençesi altında ezilen mazlum milletler için de umut ışığı yaktığını belirtti.

Sömürge altındaki birçok milletin Çanakkale'den ve daha sonra Türk istiklal harbinden aldıkları ilhamla kendi bağımsızlık mücadelelerini başlattıklarını anlatan Şanlı, "Çanakkale işte böylesi bir destandır. Böylesi bir destanla Çanakkale'de yatan binlerce şehidimizi yad ederken şehitlerimize olan şükran borcumuzun ancak vatanımıza, bayrağımıza ve milletimizi zafere taşıyan hasletlere her zaman sahip çıkarak ödenebileceğini vurgulamak istiyorum." diye konuştu.

Berlin Başkonsolosu Eğitim Ataşeliği tarafından düzenlenen törende konuşmalardan sonra, Çanakkale Zaferi, İstiklal Marşı'nın hikayesi, Mehmet Akif Ersoy'un hayatı ve İstiklal Marşı’nın kabulüne yönelik sunumlar gerçekleştirildi. Törende Türk Kültürü dersi öğrencileri de İstiklal Marşı'nı okudu.

Avusturya

Avusturya'nın başkenti Viyana'da 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Zaferi'nin 110. yıl dönümü düzenlenen iki farklı etkinlikle anıldı.

Türkiye'nin Viyana Büyükelçiliğinde yapılan ilk program, şehitler için saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başladı.

Etkinliğe Türkiye'nin Viyana Büyükelçisi Gürsel Dönmez ile Türkiye'nin Birleşmiş Milletler (BM) Viyana Ofisi Nezdinde Daimi Temsilcisi Büyükelçi Levent Eler ve davetliler katıldı.

İstiklal Şairi Mehmet Akif Ersoy'un da anıldığı programda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın mesajları okuldu.


Fotoğraf: Aşkın Kıyağan/AA

Etkinlikte konuşan Büyükelçi Dönmez, 18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi'nin bir imparatorluğun küllerinden doğan genç Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk kalp atışlarının duyulduğu tarih olduğunu belirterek, "Çanakkale gerçekten de bir dirilişin, bir yeniden doğuşun müjdecisi, ilelebet payidar kalacak cumhuriyet çınarının tohumlarının kanla sulandığı topraklardır." görüşünü paylaştı.

Dönmez, Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk'ün liderliğinde Çanakkale'de kazanılan zaferin ulusal onuru ve bilinci canlandırdığını, Türkiye Cumhuriyeti'nin habercisi olduğunu anlattı.

Dönmez, Türkiye'nin Çanakkale muharebeleri sonrasında, Birinci Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı'nda saysız şehit verdiğini, ayrıca 1970 ve 80'li yıllarda çok sayıda Türk diplomatının da Ermeni teröristlerce şehit edildiğini hatırlattı.

İstiklal Şairi anıldı

Bu sene aynı zamanda İstiklal Marşı'nın kabulünün 104. yılının idrak edildiğini kaydeden Dönmez, "Bildiğiniz üzere, İstiklal Marşı'nın kabul edildiği 12 Mart günü aynı zamanda kanunla Mehmet Akif Ersoy'u anma günü ilan edilmiştir. Bu çerçevede ben de müsaadenizle İstiklal Şairimiz Mehmet Akif'i şehitlerimizle beraber anmak istiyorum." şeklinde konuştu.

Dönmez, Mehmet Akif'in şiirlerini okumanın, o günleri yaşamayanlar için şehitliğin manasını ve şehitlere olan borcu idrak bakımından önemli olduğunu, "Bir dava ve mücadele insanı olan Mehmet Akif yaşadığı hayat ve mütevazılığıyla da bizlere örnektir." dedi.

Galiçya şehitleri unutulmadı

Elçilikte düzenlenen etkinliğin ardından Birinci Dünya Savaşı sırasında Galiçya cephesinde şehit düşen Türk askerlerinin medfun olduğu Viyana Merkez Mezarlığında da bir anma programı yapıldı.

Şehitlerin ruhuna Kur'an-ı Kerim okunduktan sonra duaların yapıldığı ikinci etkinliğe Viyana'da yaşayan Türk vatandaşları da katıldı.

Tunus

18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Zaferi'nin 110. Yıl Dönümü ile 12 Mart İstiklal Marşı'nın Kabulü ve Mehmet Akif Ersoy'u Anma Haftası dolayısıyla tören düzenledi.

Tunus'taki Yunus Emre Enstitüsü ile Maarif Vakfı tarafından düzenlenen törene Türkiye'nin Tunus Askeri Ataşesi Albay Aydın Bayar katıldı.

Törende yaptığı konuşmada Bayar, Çanakkale Savaşı'na katılan Türk askerinin kahramanlığı ve birliğinden bahsetti.

Bayar, Türk halkının sömürgeci güçler karşısında gösterdiği kahramanlık ve büyük fedakarlıklara dikkati çekti.

Maarif Vakfı Okulu'nda eğitim alan öğrenciler de Çanakkale Zaferi temalı şiirler okudu.

Törende, 12 Mart İstiklal Marşı'nın Kabulü ve Mehmet Akif Ersoy'u Anma Haftası da kutlandı.

Milli mücadelenin sembolü olan İstiklal Marşı'nın önemi ve anlamı aktarıldı.

Fas

Türkiye’nin Rabat Büyükelçiliği ek binasında düzenlenen ve Çanakkale şehitleri anısına saygı duruşuyla başlayan tören, çocukların da sahneye çıkarak eşlik ettiği İstiklal Marşı’nın hep birlikte okunmasıyla devam etti.

Rabat Büyükelçisi Mustafa İlker Kılıç, törende yaptığı konuşmada, hem 18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi’nin 110. yıl dönümü hem de İstiklal Marşı’nın 12 Mart’ta kabulünün 104. yıl dönümünü kutlamak ve Milli Şair Mehmet Akif Ersoy’u anmak amacıyla bir araya geldiklerini belirtti.

Çanakkale Zaferi'ndeki kahramanlıklara değinen Kılıç, “Türkiye Yüzyılı hedeflerimiz doğrultusunda daha büyük ve daha güçlü bir Türkiye için azimle, kararlılıkla ve birlik içinde çalışmaya devam edelim. Çünkü bizler, Çanakkale ruhuyla yoğrulmuş bir milletiz. Bu ruh geleceğe emin adımlarla yürümemizi, harici ve dahili tüm tehdit ve düşmanlarımızı bertaraf etmemizi sağlayacaktır” dedi.

Konuşmasında İstiklal Marşı’nın yazım sürecine ve meclisteki kabulüne dair de bilgiler veren Büyükelçi Kılıç, Milli Şair Mehmet Akif Ersoy için "Sadece bir şair değil, aynı zamanda bir vatansever, bir mücahit ve bir düşünür olan ve vatan sevgisi ve inancıyla dolu bir hayat yaşamış, eserleriyle milletimize ışık tutmuş birisidir” ifadelerini kullandı.

Rabat Büyükelçiliği Askeri Ataşesi Albay Sinan Devrim Ural da törende bir konuşma yaptı. Ural, Çanakkale Savaşları'nın ve Zaferi’nin tarihi önemini vurguladı.

Rabat Yunus Emre Enstitüsü Müdürü Reha Ermumcu ise Mehmet Akif Ersoy’un hayatı, edebi kişiliği, Birinci Dünya Savaşı’nda ve Millî Mücadele yılları ile İstiklal Harbi’nde verdiği destek ve mücadelelerin yanı sıra İstiklal Marşı’nı yazdığı döneme dair bilgiler verdi.

Konuşmaların ardından Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından hazırlanan Çanakkale Zaferi temalı video izletildi.

Daha sonra Fas’ta yaşayan Türk ailelerin ve büyükelçilik çalışanlarının çocukları tarafından Çanakkale temalı şiirler okundu.

Çocukların okuduğu şiirler, katılımcılara duygusal anlar yaşattı.

Törenin sonunda Büyükelçi Kılıç ve eşi Aslı Kılıç çocuklarla hatıra fotoğrafı çektirdi. Büyükelçilik ve Rabat Yunus Emre Enstitüsü tarafından şiir okuyan çocuklara ve emeği geçenlere çeşitli hediyeler verildi.

Hollanda

Hollanda'da özel olarak yetiştirilen yeni tür bir laleye, "Gelibolu" adı verildi.

Rotterdam şehrindeki Hollanda Diyanet Vakfına (HDV) bağlı Laleli Camii'nde, 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi'nin 110. yıl dönümü dolayısıyla anma programı düzenlendi.

Türk Büyükelçiliği diplomatları ile Hollanda ve Türk toplumunun temsilcilerinin katıldığı törende, konuşmaların ardından Hollanda merkezli bir firmanın özel olarak yetiştirdiği yeni tür bir laleye "Gelibolu" adı verildi.

Kur'an-ı Kerim okunarak başlanan törende, Lahey Eğitim Müşaviri Doç. Dr. Miyase Koyuncu Kaya, Birinci Dünya Savaşı'nda Çanakkale Boğazı'nın stratejik durumunu, savaş sırasında yaşananları ve Çanakkale Deniz Zaferi'nin önemini anlattı.

Kaya, konuşmasına "İnsanların hayatlarında dönüm noktaları olduğu gibi milletlerin ve devletlerin de hayatlarında kırılma ve dönüm noktaları vardır." diyerek başladı ve Çanakkale Zaferi'nin Cumhuriyet tarihinin önsözü olduğunu belirtti.

Şehitler yad edildi

Türkiye'nin Lahey Büyükelçisi Selçuk Ünal, "18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi ve Şehitler Günü münasebetiyle, 110 yıl önce o tarihe kadar görülmemiş büyüklükteki bir donanma karşısında Türk milletinin direniş ve kahramanlık destanlarından belki de en önemlisini hatırlamak ve vatan savunmasında canlarını feda eden şehitlerimizi yad etmek için toplandık." dedi.

Ünal, "Bu önemli yıl dönümünde, kahraman şehitlerimizin aziz hatırasını yaşatmak üzere, işbirliği içinde olduğumuz Royal Anthos ve Smit Flowers tarafından özel olarak yetiştirilen bir laleye 'Gelibolu' ismini veriyoruz. Lale, Türk ve Hollanda tarihi ile kültüründe önemli bir yere sahiptir. Güzelliği ve asaletinden dolayı Çanakkale ruhunu en iyi şekilde temsil etmektedir." diye konuştu.

Büyükelçi, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Çanakkale'de hayatını kaybeden yabancı askerlerin annelerine hitaben söylediği meşhur sözlerini hatırlatarak, "Bu sözler, Çanakkale'nin yalnızca bir savaş alanı değil, insanlığın ortak vicdanında bir barış sembolü olduğunu bizlere göstermektedir. Dolayısıyla 'Gelibolu' lalesi de bizlere daima o geçmişi hatırlatacak ve Çanakkale ruhunu gelecek kuşaklara anlatma sorumluluğunu gösterecektir." ifadesini kullandı.

"Gelibolu" iki ülke ilişkilerini simgeliyor

Hollanda Lale Tanıtım Kuruluşu Başkanı ve Smit Flowers firmasının sahibi Arjan Smit, sarı kırmızı renklerden oluşan "Gelibolu" lalesinin Ar-Ge çalışmalarına 17 yıl önce başladıklarını, bu aşamanın 5 yıl sürdüğünü anlattı.

Smit, daha sonra filizlendirme aşamasına geçildiğini ve yaklaşık 3-4 yıl süren filizlendirme çalışmaları neticesinde bu aşamaya geldiğini belirterek, çok memnun olduğunu ifade etti.

Royal Anthos CEO'su Mark-Jan Terwindt, lalenin iki ülke arasındaki dostluk ve bağın simgesi olduğunu dile getirdi.

Hollanda'ya Osmanlı'dan gelen lalenin iki ülke için de çok önemli ve anlamlı olduğunu belirten Terwindt, bu törende bulunduğu için mutlu olduğunu söyledi.

Büyükelçi Ünal'ın "Gelibolu" lalesinin isim sertifikasını imzalamasından sonra Smit ve Terwindt, laleye su verdi.

Daha sonra iftar yapıldı.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.