Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) tarafından Gabar Dağı bölgesinde 2017'de sismik veri toplama faaliyetleri başlatıldı.

Güven ve huzurun tesis edildiği Gabar Dağı, 2021'de gerçekleştirilen petrol keşfiyle yeni bir çehreye kavuştu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 12 Aralık 2022'de Gabar Dağı'nda 150 milyon varillik net petrol rezervine sahip saha keşfedildiğini açıklamasının ardından ülkenin enerji bağımsızlığına doğru atılan adımlar hız kazandı.

TPAO ve Turkish Petroleum International Anonim Şirketi (TPİC) tarafından, şehit astsubay Esma Çevik ve şehit öğretmen Aybüke Yalçın'ın adları ve hatıralarının yaşatıldığı sahalarda birbiri ardına açılan onlarca kuyuda keşfedilen petrol ile "Cumhuriyet tarihinin karada gerçekleşen en büyük petrol keşfi" olarak nitelendirilen Gabar, petrol üretim üssü haline dönüştü.

Yerin yüzlerce metre altından petrolü çekerek yeryüzüne çıkaran sondaj kulelerinin aralıksız ve sorunsuz faaliyetini sürdürmesi için çalışmaların titizlikle yürütüldüğü sahada, kuyulardan çekilen ve havuzlara aktarılan petrol laboratuvarda analiz ediliyor.

Gabar Dağı'nın 1850 rakımı bulan zorlu coğrafyasında sismik taramalar sonucu tespit edilen lokasyonlarda açılan ve günlük 75 bin varil üretimin yapıldığı kuyuların bulunduğu sahada kadınlar ve erkekler yaz kış demeden omuz omuza çalışıyor.

Sismik taramadan sondaja, petrolün çıkarılmasından laboratuvar incelemesine kadar sahanın farklı kademelerinde mühendis, teknisyen, tekniker, laborant, kimyager, jeolog gibi birçok unvanla görev alan, alın teri döken çalışanlardan 100'ü aşkını kadın.

Ülkenin farklı illerinden Gabar Dağı'na petrol üretim faaliyetlerine katkıda bulunmak için gelen kadınlar, Türkiye'nin enerji hamlesine ve vizyonuna güç katmak için 7 gün 24 saat esasıyla çalışıyor.

"Böyle bir projede yer almaktan gurur duyuyorum"

Sahada kule mühendisi olarak görev yapan petrol ve doğal gaz mühendisi Elif Ceylan, AA muhabirine, 4 senedir bu sektörde çalıştığını, son 1,5 bir yıldır da Gabar Dağı bölgesinde görev yaptığını söyledi.

Petrol sahasında zorlu koşullarda çalıştıklarını anlatan Ceylan, "Bu zorlu şartlarda çalışmak biz kadınlar için gurur ve heyecan verici. Çetin kış şartlarına rağmen bu sektörde olmaktan, kadın olarak böyle bir projede yer almaktan gurur duyuyorum. Ülkemizin geleceği ve enerjinin devamlılığı için kadınların bu sektörde yer almasını, çalışmasını destekliyorum." dedi.

"Burayı çok kutsal bir görev olarak görüyorum"

İstanbul'dan gelerek kuyu jeoloğu olarak 1,5 yıldır sahada çalışan Süheyla Özkan da Gabar'da çalıştığı için çok şanslı olduğunu düşündüğünü belirtti.

"Burada çalıştığım için herkese nasip olmayacak bir gururu yaşıyorum. Burayı çok kutsal bir görev olarak görüyorum." diyen Özkan, sahadaki kadınların sayısının her geçen gün arttığını kaydetti.

Özkan, "Kadınlar isteyince yapamayacağı hiçbir şey yok. Sahadaki kadınların sayısı bunu ispatlıyor. Bakanımız da bunu destekliyor." diye konuştu.

"Gabar benim hayalimdi"

Gabar'da saha mühendisi olarak bir aydır görev yapan Sibel Kaplan ise Ankara'dan geldiğini, sıfırın altında 24 derecede kulelerdeki sensörleri ekip arkadaşlarıyla monte ettiğini dile getirdi.

Kaplan, burada olmanın mutluluğunu ve heyecanını yaşadığını, çalışırken zamanın nasıl geçtiğini anlamadıklarını belirterek, "Gabar benim hayalimdi. Sıfırın altında 24 dereceye bile dayanırız. Çalışırken çamura bulanmak asıl güzellik. Tulumumda çamur olmadığında kendimi güzel hissetmiyorum." ifadelerini kullandı.

"Eve gittiğimde Gabar'ı özlüyorum"

Isparta'dan gelen ve kulelerde çamur teknisyeni olarak görev yapan Duru Yıldız da bazı lokasyonlarda telefonların çekmediğini, kimi zaman ailesiyle 3-4 gün konuşamadığını söyledi.

Yıldız, "Eve gittiğimde ailemle hasret gideriyorum ama o zaman da Gabar'ı özlüyorum. Bir kadın olarak gerçekten zorlukları var, çamur teknisyeni olarak ayrıca bir zorluğu var ama üzerinden gelinmeyecek zorluk yok. Bence kadınlar her sektörde bulunmalı." dedi.