Ümran Menderes, eşi merhum Aydın Menderes'i anlattı
Ümran Menderes, eşi merhum Aydın Menderes'e, "Roosevelt gibi olur" denilerek, "dolaylı yoldan" başbakanlık teklif edildiğini ve 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in de tekliften haberinin olduğunu söyledi.

Ankara
Cumhuriyet tarihinin ilk askeri darbesi 27 Mayıs'ın ardından idam edilen eski Başbakan Adnan Menderes'in gelini Ümran Menderes, eşi merhum Aydın Menderes'e, "Roosevelt gibi olur" denilerek, "dolaylı yoldan" başbakanlık teklif edildiğini ve 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in de tekliften haberinin olduğunu söyledi.
Ümran Menderes, vefatının 10. yıl dönümünde eşi Aydın Menderes'in siyasi yaşamına ilişkin soruları yanıtladı.
Aileye darbeden çok sonra katıldığını ancak çocukluğundan itibaren "Menderesçi" olduğunu belirten Ümran Menderes, evlenmeden önce Adalet Partisi'nde faal olarak yer aldığını kaydetti.
27 Mayıs 1960 darbesini "Türkiye'nin büyük ayıbı" olarak niteleyen Menderes, "Çok yazık oldu ve hala kendine gelemedi ülke. Yanlış bir şeydi. Siyasette herkesin istediği şekilde yürümeyebilir bazı şeyler. Olmamalıydı, seçime gidilecekti. Beğenmiyorsanız oy vermez, değiştirirsiniz. Rahmetli Menderes ülkeye hizmetten başka amacı olmayan bir insan. Ama düzmece bir mahkeme oldu ve orada da bir şey bulamadılar. İşi 'köpek ve bebek davasına' indirgediler öylece kaldı. 'Sizi buraya tıkan güç böyle istedi.' deniliyor. Bir şey bulamadıklarına göre mahkeme de bir fiyaskoydu." değerlendirmesinde bulundu.
"'Helalleşemedik' demesi insanın canını acıtıyor"
Darbeden sonra merhum Başbakan Menderes'in tutuklanması ve yargılanması sürecinde ailenin yaşadıklarını anlatan Menderes, şunları şöyledi:
"Aydın'ın iki abisi yurtdışındaymış, kendisi de Robert Kolej'de ve 15 yaşında. Ortalık biraz karışınca oradan getirtiyorlar. Lojmanda kalıyorlar. Aydın ve annesi çalışanlarıyla birlikte merhum Cumhurbaşkanı'nın yanına gidiyor, ne oluyor diye. Tabii askerler sarmış etrafı yapılacak bir şey yok. Endişe içinde bekliyorlar. Yassıada'ya gidene kadar bir süreç var. Oraya gidilince davalar başlıyor. Ölüm, akıllarına mutlaka geliyor ama kondurmak istemiyorlar. Yargılanma sürecinde de annesi ve abileriyle bir iki defa gidiyorlar. Aydın'ın içine dert olan babasıyla görüşmelerinde yanlarında hep komutanın olması ve yalnız konuşmalarına izin verilmemesi. 'Helalleşemedik dahi' demesi insanın canını acıtıyor. Pek çok mektup gidiyor geliyor ama o da belli sayıda kelime ile sınırlandırılmış. Zaman zaman talep ve ihtiyaçlarını göndermeye çalışıyorlar. Bu süreçte her şeye el konuluyor ve büyük sıkıntı yaşıyorlar."
"Büyük Değişim Partisi parasızlıktan kapandı"
Eşinin siyasi yaşamına ilişkin bilgi veren Menderes, her zaman siyasete yoğun ilgisi olduğunu, abileri Yüksel ve Mutlu Menderes hayattayken siyasete girdiğini söyledi.
Ancak Aydın Menderes'in siyasette bazı şanssızlıklar yaşadığını ifade eden Menderes, şöyle devam etti:
"Belki de fırsat verilmek istenmedi. 1980'de yasaklıydı. Yasaklar kalktıktan sonra bir ara siyasete girmeyi düşünmedi. Arkadaşları parti kurması yönünde ısrar etti. Ben, belki o dönem uygun bir zaman değildi ve 'siyaset yapma Aydın, çiftliğe gidelim, oralara sahip çıkalım, işimizle gücümüzle uğraşalım.' dedim. Ancak arkadaşlarının 'Bu birikimi toprağa mı gömeceksiniz?' ifadesi üzerine Büyük Değişim Partisi kuruldu."
Partinin çalışmalarını anlatan Menderes, "Aydın kurucular, yöneticiler açısından dengeli bir parti kurdu. Ama para işlerinden hoşlanmazdı ve parti parasızlıktan kapandı." ifadesini kullandı.
Parti kapanmadan önce eşine Demokrat Parti'den teklif geldiğini aktaran Menderes, "Gitmeyi düşünmüyordu fakat bir şekilde bir kongreyle Aydın oraya seçilmiş oldu. Ancak orada yaşı büyük olanlar Aydın'a karşı oldular ve huzur vermediler." dedi.
Menderes, bir ara ANAP ile ittifak düşünüldüğünü ve merhum Başbakan Mesut Yılmaz ile eşi Aydın Menderes'in eski ANAP'lı bir milletvekilinin evinde sabaha kadar görüştüklerini ancak sonuç çıkmadığını söyledi.
Sonrasında ise eşinin, eski başbakanlardan merhum Necmettin Erbakan'ın teklifi üzerine Refah Partisi'nden milletvekili olduğunu anımsatan Menderes, "Erbakan çok zarif, nazik bir kişiydi. Beni yadırgarlar diye düşünüyordum ama öyle olmadı. Aydın'a ve bana çok iyi davrandılar. Orada mutlu bir şekilde siyaset yaptı." diye konuştu.
"Dolaylı yoldan başbakanlık teklif edildi"
Eşi Aydın Menderes'e, "dolaylı yoldan" başbakanlık teklif edildiğini de belirten Menderes, şunları anlattı:
"1991-92 yıllarında Özal, Aydın'ı davet ederdi ve sohbet ederlerdi. Bir ara ona bir şekilde görev vermek istediği söylendi. Kendisi de ima ediyordu. Başbakanlık görevi. Ama Aydın düşünmedi. Kazadan sonra Ayaş'ta rehabilitasyon merkezindeyken Aydın'a dolaylı yoldan başbakanlık teklif edildi. Demirel'in de haberi vardı. Üst düzey bir yönetici ziyaret ediyordu, ağız arıyordu 'Aydın bey başbakan olsa ne kadar iyi olur.' diye. Hatta yarın büyük bir gazetemizde 'Aydın Bey, Roosevelt gibi olur' diye manşet yazdırsak dedi. Sonra bir milletvekili arkadaşımız 'Size böyle bir şey söylendi, siz de eşiniz de kabul etmediniz. Cumhurbaşkanı Demirel'in de haberi vardı.' diyerek, sitem etti. Milletvekilinin adını vermek doğru olmaz."
"Babası idolüydü"
Menderes, merhum eşi Aydın Menderes'in, babası Adnan Menderes'e olan sevgisini anlatırken, "Babası onun idolüydü." ifadesini kullandı.
Eşiyle Adalet Partisi Genel Merkezi'nde tanıştıklarını belirten Menderes, "Aydın üslubu, konuşmasıyla zarif bir insandı. Dürüst ve donanımlıydı. Mantığı, muhakemesi, hafızası çok iyiydi." değerlendirmesinde bulundu.
"Millet iadeiitibarı verdi"
Ümran Menderes, ayrıca 2012'de Adnan Menderes'in avukatı Burhan Apaydın'ın, TBMM Başkanlığı'na başvurmasıyla gündeme gelen "iadeiitibar" konusuna ilişkin, "Millet aslında iadeiitibarı verdi, hiçbir zaman Adnan Menderes'i unutmadı. Merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal da anıt mezar ve devlet töreni yaparak vermiş oldu." dedi.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.