Dolar
35.20
Euro
36.72
Altın
2,627.55
ETH/USDT
3,367.40
BTC/USDT
95,623.00
BIST 100
9,975.40
Gündem

"Yenidoğan çetesi" davasında 10 sanık hakkında tutuklama talebi

İstanbul'da, bebek acil hastalarını önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edip ölümlerine neden oldukları öne sürülen 47 sanığın yargılandığı davanın duruşmasında cumhuriyet savcısı görüşünü açıkladı.

Elif Somuncu  | 03.12.2024 - Güncelleme : 03.12.2024
"Yenidoğan çetesi" davasında 10 sanık hakkında tutuklama talebi

İstanbul

 İstanbul'da, bebek acil hastalarını önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edip ölümlerine neden oldukları ve haksız kazanç sağladıkları öne sürülen 47 sanığın yargılandığı davanın duruşmasında cumhuriyet savcısı görüşünü açıkladı.

Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesince adliyenin konferans salonunda görülen duruşmada beyanı alınan müşteki Mustafa Mevlüt Tokluoğlu, tavsiye üzerine eşinin Avcılar Hospital'de doğum yaptığını söyledi.

İki bebek beklediklerini, ancak bebeklerden birinin hastanede hayatını kaybettiğini anlatan Tokluoğlu, şikayetçi olduğunu bildirdi.

Müşteki annesi Esra Tokluoğlu ise bebeği doğduktan sonra yoğun bakıma gireceğini doktorun kendisine gebeliğinin 5. ayında söylendiğini, bebeğinin öldüğünü eşinden öğrendiğini anlattı.

Müşteki Mehmet Hanifi Kaya, eşinin tansiyon rahatsızlığı olduğunu belirterek, gittikleri hastanede yer olmadığı için Esenler Güney Hastanesi'ne sevk edildiklerini ve doğumun burada gerçekleştiğini söyledi.

Doğumdan sonra hastanede kendisinden ödeme yapılması istendiğini aktaran Kaya, şunları söyledi:

"Kartla ödeme yapmak istediğimi söylediğimde kabul etmediler. 4 bin lira nakit, 4 bin lira ise karttan ödeme yaptım. Doktor bebeğin iyi olduğunu söyledi. Gün içinde sanık Damla Atak, akşam da sanık Batuhan Çetin bana bilgi veriyordu. 'Bebeğin durumu normal' diyorlardı. Ne olduysa, aniden gece arayıp 'vefat etti' dediler. Yukarı çıktığımda saat 4'e kadar bana bebeği göstermediler. Sabah ölüm belgesini verdikten sonra morga indim. Morgda bana çocuğumu bisküvi kutusunda verdiler. Ben bir cenaze arabası bekliyordum. Hastaneden ayrıldım. 5 dakika sonra beni bir hemşire aradı. Hemşire bana evrakta eksiklik olduğunu, geri dönmem gerektiğini söyledi. Onlara verdiğim ve aldığım aynı evrak mı bilemiyorum. Ben üç gün üç gece hiç hastaneden ayrılmadım. Bir tane bile çocuk doktoru görmedim. Ben sadece sanık Ali Girik'in odasına gittim. Odaya alınmadım. Kadın doğum doktoru bir ay önce beni aradı. Benden ifademin içeriğini istedi. Ben de bilgi vermedim."

"Doktor olduğunu söyledi"

Müşteki Erhan Karaduman, kendilerine hamilelik sürecinde eşinin ve bebeğinin herhangi bir sıkıntısının olmadığının söylendiğini ancak doğumdan sonra önce "bebeğin kalbi delik, kalp yetmezliği var" denildiğini, daha sonra metabolik rahatsızlığından bahsedilen bebeğin öldüğünü aktardı.

Müşteki baba Benedict Nnayereugo Opara ise tercüman eşliğinde alınan beyanında, soğuk algınlığı nedeniyle çocuğunu hastaneye götürdüğünü söyledi.

Opara, "Doktor çocuğuma baktı. 'Üşütmüş, çocuğun oksijene ihtiyacı var.' dedi. Çocuk annesinin kucağındayken oksijen verildi. Doktor 'bir gece burada kalması gerekiyor, çocuğu entübe edeceğiz.' dedi fakat entübe yapmadılar. Çocuğu yoğun bakıma aldıkları zaman, 'şu an çok hasta, yerimiz yok' dediler. Benden 500 dolar talep ettiler." şeklinde konuştu.

Çocuğunun üç gün Beylikdüzü Medilife Hastanesi'nde kaldıktan sonra Beylikdüzü Birinci Hastanesi'nin yoğun bakımına gönderildiğini anlatan Opara, Medilife'ta 35 bin lira ödediğini, Birinci Hastanesi'nde ise kendisinden 14 bin lira istendiğini ancak 2 gün kaldığı için paranın üstünü geri aldığını ifade etti.

Birinci Hastanesi'nde bebeğinin entübe edildiğini belirten Opara, "Bana 'Eczaneye git, birkaç malzeme al, hemşireye teslim et. Ertesi gün gel, çocuğunu gör.' dediler. Akşam da beni arayıp çocuğumun durumunun iyi olmadığını söylediler. Hastaneye gittim, 'Çocuğunuz sabah öldü' dediler. Çocuğumu gördüğümde az da olsa nefes alıyordu. Cihazda işaret görünüyordu. Doktorada gösterdim." ifadelerini kullandı.

Müşteki Opara'nın doktorla konuştuğunu anlattığı sırada mahkeme başkanı, tutuklu sanıklardan hemşire Hakan Doğukan Taşçı'nı ön tarafa çağırdı. Mahkeme başkanı, müştekiye "Doktor bu muydu?" diye sordu.

Müşteki Opara ise "Evet, doktor buydu. Bebeğim kötüleştiğinde beni hastaneye çağırdılar. Gittiğimde bu şahısla konuştum. Bana doktor olduğunu, çocuğa test yapacağını söyledi." şeklinde cevap verdi.

10 sanık hakkında tutuklama talebi

Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesince adliyenin konferans salonunda yapılan duruşmada müştekilerin beyanları alındı.

Müşteki Mustafa Mevlüt Tokluoğlu, tavsiye üzerine eşinin Avcılar Hospital'da doğum yaptığını söyledi.

Verilen aranın ardından taleplere ilişkin görüşü sorulan duruşma savcısı bebeği ölen ailelerin davaya katılma taleplerinin kabulüne karar verilmesini istedi.

Savcı, Silivri Kolan Hastanesi Sorumlu Müdürü Bener Mansuroğlu hakkında, "nitelikli dolandırıcılık" suçundan suç duyurusunda bulunulmasını, hakkında dava açılarak bu dosyasıyla birleştirilmesini talep etti.

Çorlu Reyap Hastanesi mesul müdürü İbrahim Oktay hakkında da bebek Halime Alkari için, "ihmalen ölüme neden olmak" ve "nitelikli dolandırıcılık" suçundan suç duyurusu talebinde bulunan savcı, müşteki Mehmet Hanifi Kaya'nın, "Davadan 1 ay önce beni arayarak ne ifade verdiğimi sordu." dediği "Kaya" bebeğin doğumunu gerçekleştiren kadın doğum doktoru Songül Kaloğlu hakkında da "ihmalen ölüme sebebiyet verme" suçundan suç duyurusunda bulunulmasını istedi.

Savcı, ayrıca 10 hemşire ve doktorun tanık olarak dinlenmesi, sanık doktor Rıza Keykubat, sanık hemşire yardımcısı Batuhan Çetin ve sanık başhekim Ali Dirik'in Kasım 2023'e ait HTS baz kayıtlarının istenilmesi talebinde bulundu.

Tüm sanıkların suç tarihindeki hesap hareket dökümlerinin alınmasını, sanıklara ait tüm dijital materyallerin incelenmesini talep eden savcı, SGK'ye yazı yazılarak suç tarihlerinde yapıldığı iddia edilen usulsüz işlemler nedeniyle ne kadar zarara uğradığının sorulmasını istedi.

Ölen bebekler için rapor talebi

Savcı, ayrıca tüm ifadeler bittikten ve deliller toplandıktan dosyanın Adli Tıp Kurumu'na gönderilerek ölen bebekler açısından rapor alınmasını talep etti.

Cumhuriyet savcısı, Birinci International Hastanesinin sahibi Ali Aksu, Esenler Güney Hastanesinin mesul müdürü doktor Ali Dirik, doktor Şeyhmus Çelik, TRG Hospitalist Hastanesinde doktor Mehmet Gürül, TRG Hospitalist Hastanesi Genel Müdürü Murat Mantuş, Bağcılar Şafak Hastanesi İşletme Müdür Yardımcısı Mustafa Kazan, hemşire Ceren Hatice Kırım, hemşire Renginar Molla, hemşire Serenay Şenkalaycı ve tıbbi sekreter Sümeyye Özdemir hakkında tutuklama kararı verilmesini istedi.

Duruşmada cumhuriyet savcısının görüşünü açıklamasının ardından sanıklara katılma taleplerine ilişkin diyecekleri soruldu.

Tutuksuz sanık Murat Mantuş, hakkında soruşturma başlatıldığında yurt dışında olduğunu, kendi isteğiyle Türkiye'ye geldiğini belirterek, kaçma şüphesi bulunmadığından tutuklama talebine itiraz ettiğini söyledi.

Tutuklu sanık Fehmi Alperen, "Benimle aynı suçla suçlanan kişiler tutuksuz yargılanıyor ancak ben 8 aydır tutukluyum. Tahliyemi talep ediyorum." dedi.

Tutuklu sanık Tuğçe Toptemel ise bebeğe müdahale ettiği için burada olduğunu savunarak, ''Ben elimden geleni yaptım. Bebek bende ölmedi. Bunun araştırılmasını istiyorum. Tahliyemi talep ederim." diye konuştu.

Fırat Sarı'nın da aralarında olduğu diğer sanıklar ise önceki beyanlarına ekleyecek bir şeyleri olmadığını söylediler.

Yaklaşık 7 saat süren ve müştekilerin dinlenildiği, cumhuriyet savcısının görüşünü bildirdiği duruşma, sanık avukatlarının beyanlarının alınması amacıyla yarın saat 09.30'a ertelendi.

Bu arada, dava kapsamında 22 tutuklu ve 25 tutuksuz sanığın savunmaları ile müştekilerin beyanlarının alınması tamamlandı.

Mahkeme heyetinin yarın davaya ilişkin ara kararını açıklaması bekleniyor.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.