İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya tutuklu sanık Seçil Erzan ile tutuksuz sanıklar Asiye Öztürk, Ali Yörük ve Atilla Yörük katıldı. Duruşmada, çok sayıda taraf avukatı ile müşteki Nuray Şengüler de hazır bulundu.

Müşteki Şengüler beyanında, yargılama sürecinde sanıklar tarafından kendilerinin suçlu çıkarılmaya çalışıldığını belirterek, eşinin de bu süreçte hayatını kaybettiğini söyledi.

Bankanın ve genel müdürünün dava konusu olayda suçlu olduğunu savunan Şengüler, şunları kaydetti:

"İnsanların hakaretine maruz kalıyoruz. Ben hiçbir şeyi manipüle etmeden genel müdürlüğe gittiğimde her şeyi anlattım. Gidip orada ifade verir gibi anlattım. Zorunda mıydım? Mali şubede de ifade verdim. 'Anne sen mağdursun, rahat ol.' dediler. Önce şube aradı, sonra genel müdürlük aradı. Seçil bana her zaman, 'İş adamlarının olduğu, sadece iş adamlarına bankanın sunduğu bir şey olduğu için genel müdürlükte yetkililerle konuşup seni aldırmaya çalışacağım kimse duymasın' dedi. Etkin pişmanlıktan yararlanmasını istemiyorum. Şikayetçiyim."

"Ben dolandırıcı değilim"

Duruşmada söz verilen müşteki İsmail İbrahim Çağlar'ın avukatı Metin Sinan Arslan, "Seçil Erzan mı daha rahat kaçabilir? Neredeyse dünya vatandaşı olmuş Hakan Ateş mi? Trakyalı Ali mi daha rahat kaçabilir? Hakan Ateş mi? Hakan Ateş hakkında neden ufak bir tedbir uygulanmıyor. Olur da mahkumiyet verirseniz bu insanlar kaçamaz ama Hakan Ateş kaçar. Bu tedbiri uygulamak zorundasınız. Adli kontrol tedbiri uygulanmasını istiyoruz. Hakan Ateş'in 1 Ocak-10 Nisan 2023 arasındaki HTS kayıtlarının da alınmasını talep ediyoruz." ifadelerini kullandı.

Savunması sorulan sanık Erzan, 11 Nisan 2023'ten bu yana tutuklu olduğunu belirterek, yargılama sürecinin başlangıcından beri gerçek savunma yapamadığı kanaatinde olduğunu söyledi.

Yeterli hukuk savunmasından faydalanamadığı için duruşmalarda neye nasıl cevap vereceğini yeni fark ettiğini öne süren Erzan, "Ben dolandırıcı değilim. Paraları alayım, kaçayım, gideyim böyle bir amacım hiç olmadı. Olayların gerçekleştiği dönemde 8 ay boyunca kiramı ödeyemedim, ihtarname çekildi. Bu dosyadaki toplam zarar tutarı 19 milyon dolar. Bugün babamın ölüm yıl dönümü, buradan çıkarsam kimseye zarar vermem. Aksine ben gerçekler ortaya çıksın istiyorum." şeklinde konuştu.

Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanık Erzan'ın tutukluluk halinin devamına karar verdi.

Heyet, sanıklar Hakan Ateş ve Mehmet Aydoğdu'nun, 1 Eylül 2022 ve 7 Nisan 2023 tarihleri arasındaki HTS ve baz kayıtlarının BTK'den istenmesini kararlaştırdı.

Bazı müşteki avukatlarının Hakan Ateş'in malvarlığı artışının araştırılması talebini dosyaya katkı sağlamayacağı gerekçesiyle reddeden heyet, sanıklar Ateş, Aydoğdu ve Rüya Sağır'ın özlük dosyalarının istenmesi için bankaya yazı yazılmasına hükmetti.

Heyet, daha önce hiç beyanı alınmayan tanık Umut Akgöze hakkında günsüz olarak zorla getirme kararı çıkarılmasına ve emniyete yazı yazılmasına karar verdi.

Mahkeme heyeti ayrıca, hakkında zorla getirme kararı çıkarılmasına rağmen dinlenmeyen müştekilerin, daha önce ifadelerinin alınmış olması, şikayetçilerin kalabalık olması ve dosyanın da sürüncemede kalmaması gerekçeleriyle, tekrar dinlenmesi yönünde alınan ara karardan dönülmesine hükmetti.

İddianameden

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, sanık Seçil Erzan'ın bir bankanın Levent'teki şubesinde müdür olarak çalıştığı ve müşteki Bülent Çeviker'den kişisel güven ilişkisine dayalı 2 milyon dolar alarak yüksek kar vaadiyle yeniden kendisine iade edeceğini bildirdiği kaydediliyor.

İddianamede, para karşılığında yazılı evrak verildiği ancak müşteki Çeviker'in daha sonra Erzan'a ulaşmaya çalışsa da bunun gerçekleşmediği, durumu bankaya bildirdiği, banka tarafından araştırma yapıldığı, Erzan hakkında suç duyurusunda bulunulduğu ifade ediliyor.

Sanık Erzan'ın bu yöntemle futbolcular, iş insanları ve çeşitli meslek gruplarından müştekilere, yüksek kar getirisi olan güvenilir bir fon bulunduğunu ve kamuoyunda tanınan Fatih Terim ve Hakan Ateş gibi isimlerin bu fona dahil olduğunu söyleyerek, müştekileri bu fona para yatırmaya ikna ettiği anlatılan iddianamede, gerçekte ise böyle bir fonun hiç olmadığının tespit edildiği belirtiliyor.

İddianamede, Erzan'ın, müştekilerin verdiği paralara ilişkin sahte belgeler oluşturduğu, bu belgelere bankanın kaşesini ve ıslak imzasını atıp müştekilere teslim ettiği ve dolandırıcılık kastıyla hareket ettiği ifadeleri yer alıyor.

Ceza istemleri

Sanık Erzan'ın "özel belgede sahtecilik" ve "tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında, kooperatif yöneticilerinin kooperatifin faaliyeti kapsamında nitelikli dolandırıcılık" suçlarından 109 yıldan 358 yıla kadar hapsi isteniyor.

Sanıklar Ali Yörük, Kerem Can, Hüseyin Eligül, Nazlı Can, Atilla Yörük ve Asiye Öztürk'ün de aynı suçlardan 3 ile 98 yıl arasında hapisle cezalandırılması istenen iddianamede, sanık Rüya Sağır'ın ise "nitelikli dolandırıcılık" suçundan 3 yıldan 10 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep ediliyor.

İddianamede, Süleyman Aslan ve Mojtaba Haghani'nin "tefecilik" suçundan ayrı ayrı 2'şer yıldan 6'şar yıla kadar hapis ve 500 günden 5 bin güne kadar adli para cezasına çarptırılması talep edilirken, Nur Erkasap'ın ise "tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında, kooperatif yöneticilerinin kooperatifin faaliyeti kapsamında dolandırıcılık" suçundan 9 yıldan 30 yıla kadar hapisle cezalandırılması öngörülüyor.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosunca hazırlanan ve bu dava dosyasıyla birleştirilmesine karar verilen iddianamede ise Hakan Ateş ve Mehmet Aydoğdu'nun 24 müştekiye karşı "nitelikli dolandırıcılık" suçunu işledikleri iddiasıyla 72'şer yıldan 240'ar yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep ediliyor.