Cumhurbaşkanı Erdoğan: Bazı yanlışlar vardır ki aptallar değil alçaklar yapar
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Norveç'teki NATO tatbikatında sergilenen terbiyesizliği sizler de takip ettiniz. Bazı yanlışlar vardır ki onları aptallar değil ancak alçaklar yapar. Bu da işte böyle bir hadisedir." dedi.
RİZE
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan, Yenişehir Kapalı Spor Salonu'nda düzenlenen AK Parti Rize 6. Olağan İl Kongresi'ne katılarak partililere hitap etti.
Başbakan ve Cumhurbaşkanı olarak 15 yıldır, tüm illere hizmet götürmek, yatırım kazandırmak için gayret gösterdiklerini belirten Erdoğan, "Ata yurdumuz olan Rizemizin gönlümüzdeki yerinin ayrı olması kadar da tabii bir şey olmasa gerek." diye konuştu.
Köksüz insanın, hiçbir yere ve hiçbir değere aidiyeti olmayan insan olduğuna işaret eden Erdoğan, "Biz ata topraklarımız Rize'den başlayarak, dalga dalga tüm bölgeleriyle, tüm vilayetleriyle Türkiye'nin tamamını yüreğimize ve zihnimize nakşettik. Rize'yi bir başka severiz, İstanbul'u bir başka, Ankara'yı daha bir başka, Kars'ından Edirne'sine, Trabzon'una, Hatay'ından Sinop'una, İzmir'inden Mardin'ine kadar her bir şehrimizi ayrı ayrı severiz. Bunun için 'tek millet' diyoruz, bunun için 'tek bayrak' diyoruz, bunun için 'tek vatan', diyoruz bunun için 'tek devlet' diyoruz. Ama birileri bunu anlamıyor." dedi.
'AK Parti öz eleştiriyi ihmal etmeyen bir partidir'
Erdoğan, AK Parti'nin doğru zamanlarda ve zeminlerde olmak kaydıyla hiçbir zaman kendini sorgulamaktan çekinmeyen, öz eleştiriyi ihmal etmeyen bir parti olduğunu söyledi. Ana muhalefet partisinin hiçbir zaman gerçek bir iktidar murakebesi, iktidar partisi eleştirisi yapamadığı belirten Erdoğan, "Onlar sadece yalanla iftira ile ülkenin ve milletin gerçekleriyle hiçbir ilgisi olmayan tali işlerle uğraşmışlardır." değerlendirmesinde bulundu.
Bunun için kendilerinin yaptıkları kadar yapamadıklarını, eksik yaptıklarını ve hatta yanlış, hatalı uygulamalarını da milletle paylaştıklarını dile getiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Son günlerdeki değişim söylemimizin bazıları tarafından sanki ilk defa olan bir şeymiş gibi algılandığını görüyoruz. Halbuki biz kendimizi sigaya çekme, sorgulama işine yeni başlamadık. En başından beri bu anlayışla hareket ediyorduk. Çünkü bizim inancımıza göre Allah'tan başka hiçbir varlık layüsel değildir, sorgulanamaz değildir. Faniler olarak bizlerin eksiği, yanlışı, hatası elbette olacaktır. Önemli olan bunu kabul edebilecek ve düzeltme yoluna gidebilecek erdemi gösterebilmektir.
AK Parti işte bu erdeme sahip, milletimizle hasbi ve harbi ilişki içinde olmaktan asla yüksünmeyen bir partidir. Hükümet icraatlarından teşkilatlarımıza kadar her alanda milletimize daha iyi hizmet edebilmek için ne gerekiyorsa onu yaparak yolumuza devam edeceğiz. Kongre sürecimizi de işte bu anlayışla yürütüyoruz. AK Parti sadece kendi iç meselelerine hapsolma hakkına sahip bir parti değildir. Çünkü milletimiz bize büyük ve güçlü Türkiye'yi inşa etme vazifesini vermiştir. Bu görevimizi hakkıyla ifa etmek için çalışırken hem içeriden hem dışarıdan saldırılara maruz kalıyoruz. Biliyoruz ki bu saldırılar şahsımıza ve partimize değil, ülkemizedir, milletimizedir."
'Çarpık bir bakış açısının dışa vurumu'
NATO tatbikatındaki "Atatürk ve Erdoğan düşmanlığı" skandalına değinen Erdoğan, şunları söyledi:
"İşte daha dün Norveç'teki NATO tatbikatında sergilenen terbiyesizliği sizler de takip ettiniz. Bazı yanlışlar vardır ki onları aptallar değil ancak alçaklar yapar. Bu da işte böyle bir hadisedir. Şahsımı ve Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü hedef alan bu terbiyesizliği, NATO içinde bir süredir varlığını müşahede ettiğimiz çarpık bir bakış açısının dışa vurumu olarak anlıyorum.
Suriye'den ülkemize yönelik tehditlerin zirveye çıktığı bir dönemde füze savunma sistemlerini geri çekerek, Türkiye'ye yönelik bir saldırı durumunda harekete geçilmeyebileceği intibasını veren NATO'nun güvenilirliği, tüm üye ülkeler nezdinde sorgulanır hale gelmiştir. Biz kendi güvenliğimizi sağlamak için Rusya'dan S-400 hava savunma sistemleri almaya kalktığımızda ittifakın önde gelen kimi ülkeleri tarafından ortaya konan tepki de bu çarpıklığı teyit eder mahiyettedir. Daha önce aynı sistemin bir alt sürümünü satın alan ülkeler Yunanistan, Slovakya, Bulgaristan bunlara ses çıkarmayanlar nasıl oluyor da Türkiye'ye ses çıkarıyorlar? Diğer Baltık ülkelerini patriotlarla sıkı sıkıya güvence altına alanlar, iş Türkiye'ye gelince farklı tavır sergiliyorlar. Kusura bakmasınlar, Türkiye bu noktada adım atacağı zaman bunu birilerine sorarak, kararını vermeyecek. Milletiyle konuşarak bunların kararını verecektir.
Erdoğan, Türkiye'nin 1974 Kıbrıs Barış Harekatı'nda ve 30 yılı aşkındır sürdürdüğü terörle mücadele döneminde, özellikle de Suriye ve Irak'taki son krizler sırasında kime ne kadar güvenebileceğini çok iyi gördüğünü dile getirerek, "Artık göbeğimizi biz keseceğiz dedik. Kestik mi? Kestik ve ne yaptık? İşte bildiğiniz gibi Fırat Harekatı'nı yaptık ve Fırat Harekatı ile zaten her şey görüldü." ifadesini kullandı.
'Milletimiz 'Sen 650 bin kişilik bu orduyu niye besliyorsun' demez mi'
İdlib'de, Afrin'de de aynı adımların atılacağını dile getiren Erdoğan, Niye? Kim ki bize en ufak bir tacizde bulunur, tehditte bulunur bunun hesabını sorarız. Biz 911 kilometre sınırımız olan bir ülkeden bu tehdidi alacak sessiz kalacağız, 12 bin kilometreden buraya birileri gelip müdahale edebilecek. Bu nasıl iş? Bizim yaptığımızdan daha doğal, daha tabii ne olabilir?" dedi.
Erdoğan, Türkiye'nin Suriye ile 911 kilometre, Irak ile 350 kilometre sınırı bulunduğunu belirterek, "Biz buralarda bize yapılan tacizler, tehditler karşısında eğer sessiz kalırsak benim milletim ne der? 'Sen 650 bin kişilik bu orduyu niye besliyorsun' demez mi? Bizim Mehmedimiz niye var? Bunun için var. Bir gece ansızın gelebiliriz dedik ve geldik. Bundan sonra yine aynı şekilde gelebiliriz ve gelmeye de devam edeceğiz."
'Afrin'i de kurtacağız, Münbiç'i de asıl sahiplerine teslim edeceğiz'
Erdoğan, "Fırat Kalkanı Harekatı ile zaten her şey görüldü. Bundan sonraki süreçte de şimdi İdlib'de aynı adımları atıyoruz. Afrin'de aynı adımları atacağız. Kim ki bize en ufak bir tacizde, tehditte bulunur, bunun hesabını sorarız. Biz 911 kilometre sınırımız olan bir ülkeden bu tehdidi alacak, sessiz kalacağız, 12 bin kilometreden buraya birileri gelip buraya müdahale edebilecek. Bu nasıl iş? Bizim yaptığımızdan daha doğal, daha tabii ne olabilir?" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Suriye'de İdlib operasyonunu da tamamlayacağız, Afrin'i de kurtacağız, Münbiç'i de asıl sahiplerine teslim edeceğiz. Diğer bölgeleri de terör örgütlerinden temizleyeceğiz. Irak'ta, Kandil başta olmak üzere ülkemize yönelik terör eylemlerinde kullanılan ne kadar bataklık varsa hepsini kurutacağız. Libya'da oynanan oyunlara seyirci kalmayacağız. Körfez'de çıkartılmaya çalışılan kardeş kavgasını engellemek, ateşi alevlendirmek için çıkarılan mezhepçilik fitnesini söndürmek üzere tüm gücümüzle çalışacağız." dedi.
'Fabrikada üretilen örgütler tedavüle sokuluyor'
Türkiye'yi uluslararası alanda köşeye sıkıştırmaya çalışanların Suriye ve Irak'ta 2. Dünya Savaşı'ndan sonraki en kanlı, vahşi, sinsi ve alçak senaryoyu uyguladıklarını belirterek, şöyle devam etti:
"Bölgede adeta bir terör fabrikası kuruldu. Bu fabrikada görev yapan terör mühendisleri ellerinin altındaki geniş rezervden adı kimi zaman El-Kaide, DEAŞ, kimi zaman PKK/PYD, kimi zaman FETÖ olan kimi zaman da başka isimler taşıyan örgütler imal ediyorlar. Aslında hepsi de eli kanlı katiller sürüsünden ibaret. Hep aynı, sadece ambalajı ve etiketi değiştiriyorlar. İşte SDG olayında olduğu gibi yani PYD/YPG, kalktılar dediler ki 'Bu anlaşıldı, bunun ismini değiştirelim.' Diyen kim? Amerika. Ne yaptılar ismini? SDG, Suriye Demokratik Güçleri, sevsinler sizi. Biz anlamadık, yuttuk bunu. Artık bunların hepsini biliyoruz. Bu fabrikada üretilen örgütler, ihtiyaca göre tedavüle sokuluyor. Gerektiğinde tadilata tabi tutuluyor, gerektiğinde ise imha ediliyor."
"Müttefikinize böyle bir çalımı nasıl atmaya kalkarsınız"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İt iti ısırmaz" atasözünde olduğu gibi terör örgütlerinin de birbiriyle çatışır gibi gözükürken aslında gayet uyumlu bir şekilde kendilerine verilen görevleri ifa ettiklerini aktardı. Erdoğan, şunları kaydetti:
"PYD denilen bölücü terör örgütü, daha düne kadar 'DEAŞ'la çatışıyor' denilerek silaha, paraya, siyasi desteğe boğuluyordu. Rakka'da bu iki örgüt iş üstünde yakalanıp çarpık ilişkisi ifşa olunca fabrikatörler ne dediler, saygıyla karşıladıklarını ifade ettiler. Ayıptır, biz sizlerle müttefik değil miyiz? Bu nasıl ittifaktır? Müttefikinize böyle bir çalımı nasıl atmaya kalkarsınız? Biz bu işlerden biraz anlarız. İnkara, yalana, çarpıtmaya dayalı açıklamalarıyla ülkemizi ikna ettiklerini sananlara diyoruz ki biz her şeyin farkındayız. Asıl önemli olan, siz kendi yaptıklarınızın sonucunun farkında mısınız?
DEAŞ ve PYD başta olmak üzere hepsi de aynı tezgahta üretilmiş terör örgütleri üzerinden çıkarlarını hayata geçirmeye çalışanların artık 'terör', 'terörizm' laflarını ağızlarına almaya daha hakları kalmamıştır. Açık konuşuyorum, bu yaşananlardan sonra terörle, terör örgütleriyle mücadele ettiğini öne sürenlere biz artık nasıl inanabiliriz ki."
'Milletimizin başı sağ olsun'
Erdoğan, kendisine, olimpiyat ve dünya şampiyonu milli halterci Naim Süleymanoğlu'nun vefat ettiğinin iletildiğini dile getirerek, "Dünya ve olimpiyatlarda şampiyonumuz olan Naim Süleymanoğlu, haftalardır maalesef yoğun bakımdaydı. Kendisini hastanede ziyaret ettik. Az önce de rahmet-i rahmana kavuştu. Allah taksiratını affetsin, tüm yakınlarına, ailesine Allah'tan sabırlar diliyoruz, milletimizin başı sağ olsun." diye konuştu.
Muhabir: Enes Kaplan-Esin Işık-Burcu Çalık-Sinan Uslu
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.