İzmir'de bulunan 8 bin yıllık heykelcikler ziyaretçilerini bekliyor
Ulucak, Yeşilova ve Ege Gübre kazılarından çıkarılarak İzmir Arkeoloji Müzesi'nde sergilenen 10 eser, Neolitik dönemde Batı Anadolu'da yaşayan insanların inandığı ana tanrıça ve tanrıları betimliyor.
İzmir
İzmir'deki arkeolojik kazılarda ortaya çıkarılan 8 bin yıl öncesi inanışlara ait tanrıça ve tanrı heykelcikleri, İzmir Arkeoloji Müzesi'nde sergiye açıldı.
Kemalpaşa'daki Ulucak Höyüğü, Bornova'daki Yeşilova Höyüğü ve Aliağa'daki Ege Gübre Höyüğü'nden çıkarılan heykelciklerle insan biçimli kutsal sunu kabının bulunduğu toplam 10 eserlik sergide bazı eserler ilk kez ziyaretçiyle buluşuyor.
Serginin ilgi çeken eserleri arasında Yeşilova Höyüğü'nden 2021 yılı kazılarında çıkarılan ana tanrıça heykelciği, Ege Gübre Höyüğü'nden tanrı heykelciği ile Ulucak Höyüğü'nden kadın bedenini yansıtan sunu kabı yer alıyor.
Ana tanrıça ve tanrıları tasvir eden bazı heykelciklerin ayakta göğüslerini tutar şekilde ya da oturur pozisyonda betimlendiği görülüyor.
Kazılarda tespit edilen evlerin girişi ve üretim alanlarında bulunan eserlerin, yapıldığı dönemde yaşamın bolluğu, idamesi gibi niyetleri temsil ettiği tahmin ediliyor.
Zaman tüneli anlayışıyla sergilenecek
İzmir Arkeoloji Müzesi Müdürü Hünkar Keser, AA muhabirine, 2021 yılında "Göremediklerinizi Göreceksiniz Projesi" kapsamında her ay çok nadir eserleri ziyaretçilerle buluşturduklarını, 2022 yılında aynı projeyi "kült" temasıyla sürdüreceklerini söyledi.
Tarih öncesi çağlardan günümüze kadar inanışları betimleyen farklı eserleri zaman tüneli anlayışıyla sergileyeceklerini aktaran Keser, bu ay Neolitik dönemde yaşayanların kültlerini konu aldıklarını, gelecek aylarda sonraki dönemlere ait sergilemeler yapılacağını belirtti.
Höyüklerin birbirlerine yakın tarihlerde kurulduklarının belirlenmesine rağmen ana tanrıça tasvirlerinin önemli değişiklikler gösterdiğine dikkati çeken Keser, şu bilgileri verdi:
"Ulucak Höyük bize kadim Anadolu kültürünü yansıtıyor. Bu bölgeden çıkarılan buluntular Çatalhöyük, Beycesultan ve Orta Anadolu'da görülen eserlere benziyor. Ana tanrıçaya önem vermeleri bize kadının o dönemdeki değerini gösteriyor. Bu amaçla dönem insanları ana tanrıça idolü şeklinde birçok figür yapmışlar. Bolluk ve bereketi simgelediğine inanmışlar. Ulucak'tan çıkarılan bir kapta kadın vücudu betimleniyor ve karın bölgesi geniş, şişkin gösterilmiş. Ayaklar ve kollar basit stilize edilmiş. Üzerindeki giysiler dönemin kıyafet boyama tekniği ile verilmeye çalışılmış. Dini ritüellerde kullanıldığını düşünüyoruz."
Keser, Yeşilova Höyüğü'nde ise farklı bir dünyaya geçiş yapıldığını ifade ederek, söz konusu bölgede Ege Bölgesi'ne özgü yaşam izlerine rastladıklarını belirtti.
Yaşam düzeninin iklime ve doğaya göre değiştiğine dikkati çeken Keser, "İç Anadolu ve Ege'de tanrı heykelciklerinin aynı ve farklı özelliklerini görebiliyoruz. Ulucak'ta ana tanrıçanın kadınsı ve doğumdan gelen özellikleri var. Yeşilova'da ise yeme biçimi değişmeye başlıyor. Bu da insanın fizyolojisine yansıyor. Yeşilova'da heykelciklerin biraz zayıfladığını, anatomisinin insana yaklaştığını tespit edebiliyoruz." dedi.
Keser, Ulucak'tan itibaren erkek heykelciklere de rastladıklarını ancak sayılarının ana tanrıça eserlerine göre çok daha az olduğunu ifade etti.
Hünkar Keser, dönemsel olarak her ay farklı eserleri sergiye açmayı hedeflediklerini de sözlerine ekledi.