Yazar Kenan Bölükbaş, gençlerin hayal kırıklıklarını anlattı
TRT Müzik Kanal Koordinatörlüğü görevinin yanında akademik çalışmalarını da sürdüren yazar Kenan Bölükbaş, "Anne-babalar bugün daha bir arada, ama şimdi başka sorunla yüzleşiyoruz. Bu defa da sosyal medya, telefon, dijital hayat öne çıkıyor." dedi.

İstanbul
Önceki yıl doçent olan Bölükbaş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yazarlık serüvenini ve gençlerin hayal kırıklıklarını anlattı.
AA'nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.
🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için Anadolu Ajansı
🔹 Anlık gelişmeler için AA Canlı
Son yıllarda roman ve hikaye yazmaya ağırlık verdiğini söyleyen yazar, daha önce radyoda program yapımcılığı yaptığı için yazmakta zorluk çekmediğini ve uzun yıllar boyunca biriktirdiği çok sayıda hikayesi olduğunu belirterek, "Bu hikayeleri yazıyordum ama yayımlamak konusunda cesaretim yoktu. Daha çok, yazıp bir yerde biriktirdiğim hikayelerdi bunlar." ifadelerini kullandı.
Bölükbaş, akademik çalışmalarını tamamladıktan sonra hikayelerini kitaplaştırmak istediğini aktararak, şunları kaydetti:
"Neden bundan kaçınıyorum ki? Deneyeyim, dedim. Bu konuda beni cesaretlendiren insanlar da oldu. Hikayelerin bazılarını okuyan ya da beni biraz tanıyan insanların da verdiği desteğin sonucu olarak yazmaya karar verdim. Eşim edebiyat öğretmeni. Onun da tabii bu anlamda desteği oldu ve bir noktaya geldiğimde, aslında korkulacak bir şey olmadığını ve belli bir aşamadan sonra romanın yazımına doğru ilerleyebileceğimi fark ettim. Yazmaya başladıktan sonra da duramadım açıkçası. Hayal Kırıklıkları Atlası'nı yazarak başladım. Halen bu yazım sürecine devam ediyorum."
"Bugün 50'li yaşlardaki insanların hikayesidir bu"
Muhit Kitap'tan çıkan Hayal Kırıklıkları Atlası'nın ilk romanı olduğunu söyleyen Bölükbaş, "Daha önce iki kitabım oldu ama onlar akademik, daha çok radyo-televizyon yayıncılığı üzerineydi. Roman bir çocukluk hikayesini anlatıyor. Aslında anlattığı hikaye bir dönem hikayesi aynı zamanda. Özellikle Anadolu'da 1970'li, 1980'li yıllarda doğan ve bugün 50'li yaşlarda olan insanların çoğunun hikayesidir bu." şeklinde konuştu.
Çocukluğun çok kırılgan, hassas ve yeniden şekillenmeye çok müsait bir dönem olduğunu dile getiren yazar, "Çocuğun düşündüğü, yaşadığı ve duydukları ile büyüklerin aynı olaya verdiği tepkinin farklı olduğunu hepimiz biliriz. Bu duygu benim için çok önemliydi. Çünkü bir cümle, bir hareket, yetişkin için sıradan ve hemen unutulup geçilecek bir olgu iken çocuk için hayat boyu unutulamayacak, belki bütün hayatını etkileyecek bir şeye dönüşebiliyor." yorumunu yaptı.
Kenan Bölükbaş, bu tema üzerinde ilerlediği için kitabın adını Hayal Kırıklıkları Atlası koyduğunu vurgulayarak, "Bir insanın hayatında bu atlasın her bir parçasını bir olay oluşturuyor sanki. Bunları bir olay öyküsü içinde anlatmak gerekir elbette. Yani didaktik bir şey anlatmak istemedim. Bunlar belki bir kişisel gelişim öyküsü gibi de anlatılabilirdi ama bence böyle bir şey çok ilgi çekmezdi. Bir roman kurgusu içerisinde bunlar anlatılırsa hem o dönemi yaşayan insanlara hem de bugünün anne-babalarına bir mesaj verebileceğini düşünerek bu kitabın yazım sürecine giriştim." değerlendirmesinde bulundu.
"Anne-babalar çocuklarını bir tokatla değil ilgisizlikle cezalandırıyor"
Bugün anne-babaların 1970'li 1980'li yıllara göre çocuklarıyla daha ilgili göründüklerini ifade eden yazar, şöyle devam etti:
"Anne-babalar bugün daha bir arada ama şimdi bir başka sorunla yüzleşiyoruz sanki. Bu defa da sosyal medya, telefon, dijital hayat öne çıkıyor. Bir aradalar ama ayrı yaşıyor gibiler. Bu defa anne-babalar bir tokatla çocuklarını cezalandırmıyor belki ama ilgisizlikle cezalandırıyor ve maalesef çoğu zaman bunun farkında bile değiller. Bu çocuklar şu an bu hayal kırıklığını bence yaşıyor yani mesela babasına heyecanla yaptığı küçük bir resmi göstermek isteyen bir çocuk, telefona bakan bir anne-baba yüzünden o hayal kırıklığını yaşıyor. Seyrettiği bir videoya, çocuğunun ona anlatmaya çalıştığı hikayeden daha çok ilgi gösteren bir anne-baba, o çocukta nasıl bir hasar bıraktığının belki farkında bile değil. Belki de 20-30 yıl sonra bir başka çocuk böyle bir hikaye yazacak. Benimkinden farklı olaylar olacak ama aslında tema değişmeyecek. Bu açıdan bugünün anne-babalarına söyleyebileceğim en iyi şey bu. Çocuklarınıza her şeyi veremezsiniz ama en fakir insanın bile çocuğuna verebileceği en önemli şey bence ilgi, sevgi olabilir. İhmal ettiğiniz her şey, daha sonra telafi edilmesi mümkün olmayan şeyler. Dolayısıyla o dönemin bir daha telafi edilemeyecek şeylerin yaşanacağı bir dönem olduğunu düşünüp, ilgiyi belki hayatınız boyunca hatırlamayacağınız insanların videolarına, yazılarına yöneltmek yerine göz aydınlığınız çocuklarınıza aktarmanız, gelecekte mutlaka çok daha olumlu sonuçlar verecektir."
Bölükbaş, sivil toplum örgütlerinin, devletin ve anne-babaların bu sorunu çözmek için hep birlikte çalışması gerektiğini, bunun acil bir mesele olduğunu ve çözülmesi gerektiğini dile getirdi.
Roman yazmayı sevdiğini ve ikinci kitabının da hemen hemen tamamlandığını söyleyen Bölükbaş, "Biraz durup demlenmesini bekliyorum." dedi.
Kenan Bölükbaş, 2. kitabının konusunun 1990'lı yıllarda Anadolu'da geçtiğini, evlenmek isteyen ama başına türlü talihsizlikler gelen bir gencin hikayesini anlattığını kaydederek, "Aslında bunu yaparken yine bir dönemi ve kültürel altyapıyı, o dönemin düğünlerini, evlilik sürecinde yapılanları ve gelenekleri, elbette yine ilgi çekici bir hikaye kurgusuyla anlatmaya çalışıyorum." diye konuştu.
Yazım sürecinde destek olan Yunus Karadağ, İbrahim Altay, Sedat Anar, Ali Karatay ve İbrahim Tenekeci'nin yanı sıra eşi Seda Bölükbaş ve çocukları Ayşe Nihal ile Emir'e teşekkür eden yazar, bir yandan akademik çalışmalarına da devam ettiğini sözlerine ekledi.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.