AB Konseyi Başkanı Michel: AB, Türkiye ile ekonomik iş birliğini artırmak için somut gündem sunmaya hazır
AB Konseyi Başkanı Michel, AB Türkiye Delegasyonu'nda yapılan değerlendirmede, "AB'nin stratejik çıkarı, Doğu Akdeniz'de güvenlik ve istikrar ile Türkiye'yle karşılıklı yarar ve pozitif ilişkilerdedir." dedi.
Ankara
AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ve AB Konseyi Başkanı Charles Michel, AB Türkiye Delegasyonu'nda ortak basın toplantısı düzenledi.
- Cumhurbaşkanı Erdoğan AB Başkanlarını kabul etti
- Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın: Türkiye-AB ilişkileri, olumlu bir atmosferde etraflıca değerlendirildi
Konuşmasında Türkiye ile AB arasında son dönemde yaşanan olumlu gelişmelere değinen Michel, Birlik ile Türkiye arasında ekonomik iş birliği, göç ve halklar arasında bağlantı konularındaki çalışmaların kademeli ve orantısal olarak devam edeceğini belirtti. Michel, Türkiye'nin bu fırsat penceresini değerlendirmesini ümit ettiklerini dile getirdi.
AB Konseyi Başkanı Michel, "AB, Türkiye'nin en büyük ticaret ortağı ve ekonomik iş birliği son derece önemli alanlarda geliştirilecek. AB Konseyi, Komisyonun bu konudaki hazırlık çalışmalarını başlatmasını tavsiye ediyor." dedi.
Bu çerçevede kamu sağlığı, iklim, terörle mücadele ile bölgesel konularda üst düzey diyaloğun sürdürüleceğini söyleyen Michel, halklar arasındaki temas ve hareketliliğin artırılması için destek çalışmalarına devam edileceğini kaydetti.
Michel, göç konusuna ilişkin ise "Türkiye'nin 4 milyon Suriyeliye ev sahipliği yapmasını takdir ediyoruz ve bu çerçevede AB desteğinin devam etmesi gerektiğini öneriyoruz. Komisyon yakında Türkiye, Ürdün ve Lübnan'daki mültecilerin finansmanı için bir öneri sunacak." ifadesini kullandı.
Hukukun üstünlüğü konusunun AB'nin son derece önemli temellerinden birisi olduğunu vurgulayan Michel, Türkiye'de bu anlamdaki son gelişmelerle ilgili endişeleri Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la paylaştıklarını aktardı.
Michel, görüşmede, özellikle ifade özgürlüğü, siyasi partiler ve medyanın hedefe konması konularının değerlendirildiğini söyleyerek Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmesinin AB'de ciddi endişeleri de beraberinde getirdiğini kaydetti.
"Libya'da yeni bazı fırsatların ortaya çıkmasını ümit ediyoruz"
Görüşmelerde, bölgesel ve dış politika konularının da ele alındığına işaret eden Michel, "Bu noktada farklı görüşler mevcut ancak özellikle Libya'da barış ve istikrar için yeni fırsatlar ortaya çıkıyor." diye konuştu.
Geçen pazar Libya'ya bir ziyaret gerçekleştirdiklerini hatırlatan Michel, "Biz bu çerçevede bütün yabancı savaşçıların Libya topraklarından ayrılmasıyla ilgili çağrımızı yineliyoruz." dedi.
Michel, AB'nin özellikle iş birliğine ve karşılıklı çıkarlara dayanan bir ilişki kurmaya hazır olduğunu, aynı zamanda Birliğin ve Birliğe üye devletlerin bu konudaki çıkarlarını ve değerlerini korumaya devam edeceklerini de belirtti."Türkiye'yle ilişkilerimize ivme katmak için geldik"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la yaptıkları görüşmeye değinen von der Leyen ise, "Türkiye aslında yapıcı bir şekilde tekrar ilişki kurmak istediğini gösterdi, biz de Türkiye'yle ilişkilerimize ivme katmak için geldik. İki tarafa da fayda sağlayacak iş birliği alanlarını görüştük." diye konuştu.
Erdoğan'la görüşmede dört alanın masaya yatırıldığını belirten von der Leyen, ekonomik ilişkilerin geliştirilmesini gerektiğini belirterek, "Türkiye, Gümrük Birliği içinde hayati öneme sahip değerli bir ortak. Ticareti daha da artırabilmek için hiç şüphesiz ki Gümrük Birliğinin uygulanmasına ilişkin mevcut zorlukları ele alarak güncelleme için çalışacağız." ifadelerini kullandı.
Türkiye ile yapılan Gümrük Birliği Anlaşmasının benzersiz bir çalışma olduğunu vurgulayan von der Leyen, "Sadece Gümrük Birliğini güncellemek değil kamu özel sektör iş birliğini de daha da güçlendirmenin yollarını arayacağız. Bunu yaparken de odak noktamız yeşil ve dijital dönüşüm olacak." dedi.
Taraflar arasındaki ekonomik iş birliğini artırmak istediklerini belirten ve AB’nin Türkiye’nin bir numaralı ithalat ve ihracat ortağı olduğuna dikkati çeken von der Leyen, Türkiye’deki Avrupalı şirketlerin önemli bir yatırım kaynağı olduğunu ifade etti.
Von der Leyen, Türkiye’yle iş birliğini artırmak istedikleri diğer bir alanın üst düzey diyalog olduğunu, bu çerçevede öncellikli olarak iklim değişimiyle mücadeleyi ele almaları gerektiğini söyledi.
İklim değişiminin ortak bir sorun olduğuna işaret eden von der Leyen, diğer önemli bir hususun ise kamu sağlığı olduğunu belirtti.
Von der Leyen, görüşmede ele alınan diğer bir hususun ise halklar arası bağlantıyı artırmak olduğunu, Türkiye’nin geçmişte bu kapsamdaki AB programlarına katılımının faydalı olduğunu belirtti.
Türkiye ve AB arasında 2016’da imzalanan 18 Mart Mutabakatının hala geçerliliğini koruduğunu ve olumlu sonuçlar vermeye devam ettiğini belirten von der Leyen, Türkiye’nin bu çerçevede yükümlülüklerini yerine getirmesini beklediklerini söyledi.
"Sığınmacılara yönelik AB yardımının devam etmesi gerektiği konusunda kararlıyım"
Von der Leyen, sığınmacıları ve onlara ev sahipliği yapan ülkeleri desteklemeye devam edeceklerini kaydederek, "Türkiye 4 milyon sığınmacıya ev sahipliği yapıyor ve bu sınamayla başa çıkıyor. Sığınmacılara yönelik AB yardımının devam etmesi gerektiği konusunda kararlıyım." diye konuştu.
Aynı şekilde diğer ev sahibi ülkelere de yardımın devam etmesi gerektiğini belirten von der Leyen, AB Komisyonu’nun yakın zamanda bu konuda bir öneri sunacağını duyurdu.
Görüşmede aynı zamanda temel özgürlüklere saygı ve hukukun üstünlüğü konularının gündeme geldiğini aktaran von der Leyen, AB’nin Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’ni feshetmesinden dolayı endişe duyduğunu ifade etti.
Von der Leyen, samimi bir görüşme gerçekleştirdiklerini belirterek, “AB, olumsuz gelişmelere dikkat çekmekten hiçbir zaman imtina etmeyecektir.” dedi.
AB Komisyonu Başkanı von der Leyen, "Gelecekte daha iyi ilişkiler inşa etmek istiyoruz, ancak yolun başındayız. Gelecek haftalar ve aylar bu yolda birlikte ne kadar ilerleme kaydedebileceğimizi gösterecek." değerlendirmesinde bulundu.
"Bizim için önemli olan insan haklarına saygı, hukukun üstünlüğüne saygı ve bu yönde ilerlemek"
Toplantı sonunda gazetecilerin soruların yanıtlayan von der Leyen, taraflar arasındaki gerilimin azaltılmasına yönelik Türkiye'nin bir taahhüt verip vermediğine yönelik soruya şu sözlerle yanıt verdi:
"Bu aslında bir sürecin başlangıcı. Daha yolun başındayız. Bu yolun bizi nereye götüreceği tabii ki sadece müzakerelerin içeriğine bağlı değil, aynı zamanda Türkiye'nin bu olumlu ivmeyi devam ettirme isteği ve taahhüdüne de bağlı. Dolayısıyla son haftalarda gördüğümüz ivmenin sürdürülebilirliği kanıtlanmalı. Bu bağlamda aslında bizim için önemli olan bir nokta da insan haklarına saygı, hukukun üstünlüğüne saygı ve bu yönde ilerlemek."
Von der Leyen, Halkların Demokratik Partisi'nin kapatılmasına yönelik soruşturmaya ve Osman Kavala ile Selahattin Demirtaş'ın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) kararına rağmen serbest bırakılmamasına yönelik soruya da yanıt vererek, "Avrupa Konseyinin kurucu üyelerinden biri olarak Türkiye'nin AİHM kararlarını kabul etmesi ve saygı göstermesi çok önemli." ifadelerini kullandı.
Türkiye'ye İstanbul Sözleşmesine geri dönme çağrısında bulunduklarını da belirten von der Leyen, "Küresel anlamda kadın ve çocuklara yönelik şiddetle mücadelede küresel ittifaklara ve müttefiklere ihtiyacımız var." değerlendirmesinde Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.