

Bahçeli, Sivas olayları'nın yakın tarihin en üzücü ve insanlıkla ilgisi olmayan trajik gelişmelerinden birisi olduğu değerlendirmesinde bulundu.***
ANKARA
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, konuya ilişkin yaptığı yazılı açıklamada şunları bildirdi:
''19 yıl önce 'Pir Sultan Abdal Kültür Şenlikleri' kapsamında düzenlenen bir sosyal etkinliğin, karşılıklı provokatif niyet ve girişimlerle sabote edilmesi çok ciddi hadiselere ve acılara sebebiyet vermiştir. Münhasıran, Madımak Oteli'nin kundaklanarak ateşe verilmesi sonucunda, 36 insanımız yanarak hayatını kaybetmiş, 57’si de yaralanmıştır. Türk milleti bu gözü dönmüşlüğün taraflarını ve taraftarlarını, kararmış ve taş kesilmiş kalpliliğin uzantılarını dünya durdukça unutmayacaktır.
Bir kıyım olan bu acımasızlığa ve vicdansızlığa, manevi değerlerimizin alet edilme sinsiliği ise meselenin bir başka mahsurlu ve tehlikeli tarafını teşkil etmiştir. Ayrıca Alevi kardeşlerimizin arasına sızarak fitne ve ayrımcılığı körükleyen aşırı uçlar, tahrik ortamının mesafe almasında ve olayların büyümesinde önemli rol oynamışlardır.
Tahammülsüzlükleri teşvik ederek, Alevi ve Sünni vatandaşlarımızın birbirine girmesini projelendiren art niyetli kişiler, Sivas’da kardeşlik bağlarını koparmak amacıyla her yol ve yöntemi denemişlerdir.''
Bahçeli, şayet mahkemenin verdiği kararda bir ''usulsüzlük veya yürürlükteki hukuk maddeleriyle bağdaşmayan taraf varsa, bunun mutlaka giderilerek sorunun bütünüyle çözüme kavuşturulmasının temin edilmesi'' gerektiğini bildirdi.
Bahçeli, açıklamasında şunları kaydetti:
"Bilindiği üzere, 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren yeni Türk Ceza Kanununda, insanlığa karşı işlenmiş suçlarda zaman aşımının uygulanamayacağı yer bulmuştur. Sivas olaylarının bu tarihten önce vuku bulması sözü edilen kuralın hukuk mantığı açısından dikkate alınmasına engel teşkil etmiştir. İlgili mahkemenin, Sivas'taki hunhar saldırıları insanlığa karşı suç sayması bir şeyi değiştirmemiş, sanık aleyhine olan ceza hükümlerinin geçmişe yürümeyeceği gerçeği açıkça bağlayıcı olmuştur. Ancak insanlık değerlerinin çiğnendiği, ahlaki ve manevi ölçülerin müessir bir eylemle bertaraf edildiği vahamet derecesi yüksek konularda, vicdanların tatmini ve teskini her şeyden önemli ve öncelikli görülmelidir."