Politika, seçim 2014, arşiv

HDP'li kardeşlerimizden birinci turda oy bekliyor ve istiyorum

Başbakan Yardımcısı Atalay, HDP adayının aldığı oy, sadece bizim oyumuzu bölmektir ve eski Türkiye temsilcilerine destektir. Demirtaş'ın aldığı oy onu seçtirmeyecektir. Şu anda 3. durumda ve seçilmesi mümkün değil" dedi.

07.08.2014 - Güncelleme : 07.08.2014
HDP'li kardeşlerimizden birinci turda oy bekliyor ve istiyorum

VAN

Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay,  "HDP'li kardeşlerimizden birinci turda oy bekliyor ve istiyorum" dedi.

AK Parti Van İl Başkanlığı tarafından düzenlenen teşkilat toplantısına katılmak üzere Van'a gelen Atalay, Ferit Melen Havalimanında Vali Aydın Nezih Doğan, AK Parti Van milletvekilleri Fatih Çiftçi, Mustafa Bilici, Burhan Kayatürk, AK Parti Van İl Başkanı Zahir Soğan'da, kurum amirleri ve partililer tarafından karşılandı. 

Havaalanında bir süre dinlendikten sonra Van Ticaret ve Sanayi Odası'nda düzenlenen toplantıya katılan Atalay, seçim öncesinde bölgedeki ve kentteki genel durumu görmek, yürütülen çözüm sürecini ve seçimlerle ilgili vatandaşların düşüncelerini tespit etmek amacıyla bu ziyareti gerçekleştirdiğini söyledi.

Türkiye'nin şu anda en önemli gündem maddesinin cumhurbaşkanı seçimi olduğunu, Türkiye'de ilk kez cumhurbaşkanının sandıkta seçileceğini vurgulayan Atalay, ülkede çok güzel bir seçim ortamı yaşandığını, demokrasi sınavı verdiğini kaydetti.

Cumhurbaşkanı seçimlerinde üç adayın yarıştığını, Selahattin Demirtaş'ın bölgenin insanı olduğunu ve siyasi görüşünün de herkes tarafından bilindiğini anımsatan Atalay, şöyle konuştu:

"Cumhurbaşkanı seçiminde böyle bir siyasi kimlik, HDP Genel Başkanı, cumhurbaşkanı adayı olarak Türkiye'nin her tarafında çalışma yapıyor. Biz HDP'yi ve bu arkadaşlarımızı ilk defa daha Türkiyelileşmiş olarak gördük. Bu iyi. Bölge, etnik ve ırkçı siyaset yapacağına, kendi meselelerini de içine alan bir Türkiye siyaseti yapıyor ve Türkiye'nin her yerinde propaganda yapıyor. Bizim istediğimiz bu. Terör, şiddet olmasın, herkes siyaset alanında kendi sorunlarını dile getirsin. Sayın İhsanoğlu ise herkes biliyor eski Türkiye'nin temsilcilerinin bir adayı. Biz yeni Türkiye'yiz. 12 yılda yeni bir Türkiye oluşturduk ve devam ediyor. Ama Ekmeleddin bey, eski Türkiye'nin temsilcileri, Türkiye'yi değiştirmek istemeyen, gelişmesini istemeyen ve o eski Türkiye'nin devam etmesini isteyen partilerin, lobilerin, dış desteği olanların adayı. Burada bir tereddüt yok. CHP, MHP dediğinizde hepiniz katılırsınız bunların eski Türkiye özlemi içinde olduklarını ve yeni Türkiye'den rahatsız olduklarına. Ama 8-10 tane daha parti, küçük küçük partiler bunların yanında. Bir de lobiler var, paralel yapı gibi. Ama hiçbirinin diğeriyle ilgisi olmayan hatta bir araya gelemeyeceğini düşündüğümüz partiler bir araya geldiler. BBP ile CHP bir araya geldi düşünebiliyor musunuz? Böyle bir araya gelişlerden bir şey çıkmaz. Bu zaten güven vermeyen bir çatıdır. Bu değerlendirmeyi vatandaşlarımız yapıyor."

Bizim adayımız herkesin bildiği Recep Tayyip Erdoğan

Atalay, kendi adaylarının ise herkesin, tüm vatandaşların, milletin bildiği, emin olduğu, düşüncesini rahat söyleyen, kimliği ve hedefleri belli olan bir aday olduğuna dikkati çekerek, Recep Tayyip Erdoğan'ın 40 yıldır ülkede siyaset yaptığını dile getirdi.

"Tayyip bey böyle geri plan pazarlıklarıyla aday gösterilen biri değil. Bütün teşkilatlarımız olarak, tüm teşkilatlarımızla istişare edilerek hepimiz Başbakan'ımızın aday olmasını istedik" diyen Atalay, Erdoğan'ın, meclisteki tüm milletvekillerinin imzasıyla aday olduğunu ve genel başkanlarının seçilmesi için her yerde çalışma yaptıklarını ifade etti.

Kamuoyu yoklamaları Erdoğan'ın birinci turda seçileceğini gösteriyor

Vanlıların, Recep Tayyip Erdoğan'ı yaptığı çalışmalarla çok iyi bildiğini ve herkese düşen görevin Erdoğan'ı iyi bir oyla seçtirmek olduğunu anlatan Atalay, şunları kaydetti:

"Kamuoyu yoklamaları Erdoğan'ın birinci turda seçileceğini gösteriyor. Biz istiyoruz ki yüksek bir oyla seçilsin. O yüzden hepimize son günlerde daha fazla çaba göstermek düşüyor. Elimizde her hafta yaptığımız araştırmalar var, bunlar gösteriyor ki birinci turda seçilecek. Biz de ikinci tur olmasın istiyoruz. Ama Tayyip beye yakışır yüksek oyun olması hepimizin boynunun borcu. Biz herhangi birini değil, liderimizi aday yaptık. Başkaları gibi değiliz. Heyecanla, sıcaklara bakmadan, bütün engelleri yenerek çalışmalarımızı yürütmeliyiz. Tayyip Erdoğan devletin tepesinde, İnşallah Türkiye daha güçlü olacak. Başbakan'ımız her şeyden önce dirayetli bir devlet adamıdır. Türkiye'yi iyi temsil eder. Başbakanlığında nasıl dünya liderliği özelliği gösterdi, devletin başında da yine dirayetiyle en iyi şekilde ülkeyi temsil edecek. Dik duran, mert bir insandır. Hiç sözünü esirgemez, ikili konuşması yoktur, söyleyeceğini açıkça söyler. Dürüst politikacıdır. Eğilip bükülmez, adam gibi adamdır."

Atalay, Recep Tayyip Erdoğan'ın seçilmesi durumunda partinin geleceğiyle ilgili, "başbakanın kim olacağı, yeni genel başkanın kim olacağı?" gibi soruların insanların aklına gelebileceğine dikkati çekerek, partilerinin daha güçlü yoluna devam edeceğini, partideki arkadaşlarının uzun yoldan gelen dava adamları olduğunu, arkadaşlarının birbiri için feda olacağını, hepsinin bir dava ahlakına sahip olduğunu ve parti içinde sen ben kavgasının olmayacağını bildirdi.

HDP'nin adayının seçilme şansı yok

Bölgede HDP'ye destek veren insanların olduğunu ancak HDP'nin adayının seçilme şansının bulunmadığını vurgulayan Atalay, "HDP adayının aldığı oy sadece bizim oyumuzu bölmektir ve eski Türkiye temsilcilerine destektir. Demirtaş'ın aldığı oy onu seçtirmeyecektir. Şu anda 3. durumda ve seçilmesi mümkün değil. HDP'li kardeşlerimizden birinci turda oy bekliyor ve istiyorum. Burada darlıklara düşmeden İnşallah bölgede, Van'da, Başbakan'ımıza çok yüksek oy çıkmasını bekliyoruz. Ziyaretlerimiz bunu sağlamaya yöneliktir" diye konuştu.

Çözüm süreci

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın köşke çıktığında çözüm sürecini daha kararlı yürütmek için elinden geleni yapacağı konusunda açıklamalarda bulunduğunu anımsatan Atalay, çözüm sürecinin Başbakan Erdoğan'ın en çok önemsediği, Türkiye'nin en önemli projesi olduğunu söyledi.

Atalay, geçmişte devletin yanlışlarının olduğunu, Türkiye'de devletin etnik ayrımcılık yaptığını, devletin kimi yerde inancından, kimi yerde etnik yapısından dolayı vatandaşlarına haksızlık, zulüm yaptığını, ceberut devlet görüntüsü verdiğini bildirerek, AK Parti olarak devleti tekrar bu görüntüden çıkarıp, adaletli, kendi vatandaşına ayrım yapmadan tüm inanç gruplarına adaletle davranan, onlara eskiden yaptığı zulümleri telafi ettiren bir politika izlediklerini kaydetti. 

Türkiye Cumhuriyeti devletinde hiç kimsenin ayrımcılığa tabii tutulmadan, herkesin özgürce yaşaması için çaba gösterdiklerini aktaran Atalay, konuşmasına şöyle devam etti:

"Geçmişte insanlar çocuklarına Kürtçe isim verememiş, Türkçe değil diye köylerin isimleri değiştirilmiş. Devlet böyle bir darlığa girmiş. Halbuki Türkiye Cumhuriyeti bir imparatorluk varisidir. Osmanlı İmparatorluğu'nun mirasçısıdır. Bugün dünyanın neresine bakarsanız bakın eğer farklılıkları bir arada huzurla yaşatıyorsa büyümüştür. Yoksa küçülmüş ulus devletler olur. AK Parti olarak biz ecdadımızın tecrübesini de kullanarak Türkiye'yi adeta restore ediyoruz. Duyguları restore ediyoruz. Vatandaşlarımıza diyoruz ki devletin eskiden yaptığı yanlışlardan dolayı sizden özür dileriz diyoruz. Bizim bütün çabamız bütün vatandaşlarımızı bu ülkede birlikte huzur, kardeşlik içinde yaşatmaktır. Terörün, şiddetin istismar ettiği tüm yanlışlıkları ortadan kaldırmaktır. Çözüm süreci bu yönde yapılan çalışmaların, atılan adımların yeni safhasıdır. 2 yıl önce 2012 yılının Aralık ayında böyle bir karar verildi ve açıklamamız yapıldı. O günden bu yana bölgemizde büyük oranda şiddet bitti, insanlarımız hayatını kaybetmiyor."

Çözüm sürecinin özü

Atalay, insanlarının eski günleri neredeyse unuttuğuna, bölgede huzurlu bir hayatın yaşandığına işaret ederek, şunları kaydetti:

"Hedefimiz terörü, şiddeti tamamen bitirmek, silahın ortadan kalkmasını sağlamak, örgüt mensuplarının kendi ülkelerine, evlerine, hayata, siyasete dönmesini sağlamak. Çözüm sürecinin özü budur. Onun için Diyarbakır'daki anaların hareketini de çok önemli buluyoruz. Çocuğunu dağa göndermek istemeyen, dağdaki çocuğunun indirilmesini isteyen analar. Bölge insanı artık çocuklarının dağa çıkmasını istemiyor. Son geldiğimiz safhada bir yasa çıkardık. Çözüm süreciyle ilgili. Kısa süre önce ramazan başında yasa çıktı. İlk kez Türkiye'de devlet ciddi şekilde yasayla çözüm sürecini yürütüyor. Meclisimiz yasayı çıkardı ve bugüne kadar bu konuda atılan en ileri adımdır.

Şimdi yasanın şemsiyesi altında yol haritası hazırlıyoruz. Yaz sonuna kadar tamamlanacak. Örgüt mensuplarının dışarı çıkması, silah bırakması, ondan sonra bunların Türkiye'ye dönmesi için devletin yapacağı çalışmalar, eve dönüşün sağlanması, bunların hayata uyumunun sağlanması gibi konuların hepsi yol haritasının safhaları olacak. İnşallah bu konuda çok gecikilsin istemiyoruz. Hükümet olarak, Başbakan'ımız da cumhurbaşkanlığında kararlı olarak bunu yürüteceğiz. Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül'ün ne kadar bu konuda hassas olduğunu biliyoruz. Tayyip bey de kendisinin başlattığı çözüm sürecini köşke gittiğinde daha kararlı yürütecektir."

Yol haritası

Atalay, Özalp ilçesinde yaşanan sorunlara da değinerek, halen bazı bölgelerde iş makinelerinin yakıldığını, eski Türkiye'nin özlemi içinde olanların bölge insanını, iş adamlarını tehdit ettiğini bildirdi.

"Çözüm süreci var bu nedenle devlet bunlara müdahale etmiyor, o nedenle bunlar istediklerini yapıyor" gibi bir anlayışın mümkün olmadığını anlatan Atalay, şöyle dedi:

"Birileri insanımızı tehdit ediyor, para topluyor, iş makinesi yakıyorsa çözüm süreci bunun mazereti değildir. Güvenlik birimlerimiz bunun gereğini yapmalıdır. İlgili bakan arkadaşlarımızla ve güvenlik birimi yöneticileriyle yaptığımız toplantıda bunları söyledik. Oy kullanılacak sandıklar var, yine gidip tehdit ediyorlarsa asla bunlara boyun eğmeyin, karşı koyun kimse bir şey yapamaz. Çözüm süreci yanlışlara müsaade etmez. Çözüm süreci, örgüt mensuplarının vatandaşlara baskı yapmasına asla izin vermez. Çözüm süreciyle ilgili kurumlarımızda çalışmalarımız devam ediyor. Burada diyaloglar, görüşmeler var.

MİT Müsteşarlığımız ve gerekli kurumlar, İmralı ve değişik kesimlerle görüşüyor. Biz siyaset kesimiyle bir araya geliyoruz. Yol haritasında da onlarla görüşeceğiz. Bizim kendi düşündüğümüz yol haritasının en önemli safhası, bölgedeki örgüt mensuplarının vatandaşı tehdit, iş makinelerini yakma, baskı gibi eylemleri yapmaması. Yol haritasının ilk safhası bu olacak. Bu defa tarihe bağlanacak ve bu şekilde tarihlendirilerek zamana bağlanacak. Somut ve zamana bağlanmış yol haritası olacak."

Irak'ta IŞİD olayının ortaya çıktığını, insanların perişan olduğunu, Suriye'de, Gazze'de yaşananların da ortada olduğunu dile getiren Atalay, bu olaylara en belirgin tavrı Türkiye'nin bıraktığını, nerede bir haksızlık varsa onun karşısında olduklarını, Türkiye'nin şu anda güvenli liman ve sığınma yeri olduğunu vurguladı. 

Atalay, bütün vatandaşların tek yürek olması için Türkiye'yi bütünleştirme siyaseti yaptıklarının altını çizerek, "Adeta ülkenin bütünlüğünün çimentosuyuz. Birileri Türkiye'yi bölüyorlar diyor. Biz aksine AK Parti olarak ülkenin bütünlüğünün garantisiyiz. Türkiye'nin her tarafını bir araya getiren bir partiyiz. Biz çözüm sürecini yürütmezsek Türkiye'nin geleceğiyle ilgili endişe etmek lazım" ifadelerini kullandı.

Atalay, toplantının ardından Van Valiliğinde basına kapalı yapılan güvenlik toplantısına katıldı.

"Mecliste ilk kez çözüm süreci adıyla yasa çıktı. Bu yasaya Meclisin yüzde 80'i oy verdi"

Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, çözüm sürecine ilişkin, "Mecliste ilk kez çözüm süreci adıyla yasa çıktı. Bu yasaya Meclisin yüzde 80'i oy verdi. AK Parti, HDP, CHP oy verdi. CHP'ye bu konuda teşekkür ederiz, 'ilk kez ben de varım' dedi" değerlendirmesinde bulundu.

AK Parti İl Başkanlığınca düzenlenen teşkilat toplantısı için kente gelen Atalay, valilik tarafından Edremit ilçesindeki kanaat önderleri, esnafları, muhtarlar ve sivil toplum kuruluşu temsilcilerine verilen yemeğe katıldı.

Oteldeki yemekte konuşan Atalay, Van ve Hakkari ziyaretinin asıl amacının vatandaşlarla bir araya gelmek, seçim öncesi atmosferi görmek, çözüm süreciyle ilgili süreci paylaşmak olduğunu söyledi.

Türkiye'de çok önemli seçim ortamı yaşandığını, ilk kez cumhurbaşkanı seçiminin meydanlarda yapıldığını ve vatandaşların cumhurbaşkanını seçeceğini dile getiren Atalay, toplum olarak demokrasinin yeni boyutunun yaşandığını, geçmişte olumlu anılar bulunmadığını kaydetti. 

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün seçilirken yaşanan sürecin herkes tarafından bilindiğini, seçimi yaptırmamak için birçok bahane üretildiğini, iki partinin genel başkan ve milletvekillerinin Meclise gelemediğini hatırlatan Atalay, şöyle konuştu:

"Yaşanan bu süreçlerin ardından, parti, hükümet olarak 'buna son verelim, cumhurbaşkanını millet kendisi seçsin' dedik. Şimdi sandık milletimizin önünde. Pazar günü milletimiz oyunu kullanacak ve kime daha fazla oy verdiyse o cumhurbaşkanı olacak. Biz bunu demokrasimiz adına kazanım görüyoruz. 12 yıllık demokratikleşme adımları arasında önemli bir adım değerlendiriyoruz. Bunun değerini iyi bilmemiz gerekiyor. Her demokratik kazanıma önce bizim sahip çıkmamız gerekiyor. Başından beri analiz ediyoruz, gayet iyi seçim kampanyası yürüyor. Aday profillerini herkes çözdü artık. Her aday istediği yerde istediği konuşmayı yapıyor. Doğrusu bu açıdan bir sorun yok."  

Anketlerde en az oyu alacak adayın bölgenin insanı ve bölgeden destek alan HDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş olduğuna dikkati çeken Atalay, Demirtaş'ın aday olmasını olumlu bulduklarını, Kürtçü siyaset görüşünden gelen insanın Türkiye genelinde siyaset yapmasının, Türkiye siyasetine doğru evrilmesinin sevindirici olduğunu belirtti. 

Atalay, parti olarak bunu istediklerini ve bölgeye has siyaset yerine ülke genelinde siyasetten yana olduklarını vurgulayarak, şunları söyledi:

"Demirtaş'ın Türkiye ile ilgili düşüncelerini dile getirmesini kampanyanın önemli kısmı görüyorum ve olumlu buluyorum. İkinci aday Sayın İhsanoğlu. Ona kestirmeden 'statükonun adayı' demek uygun. Eski Türkiye'yi savunanların, yeni Türkiye'den rahatsız olanlar hepsi bir araya gelerek oluşturduğu çatının adayı. CHP ile MHP, birbirine çok benzediğini, birbirlerinden farklı olmadıklarını söyledik ama iki seçim bunu daha net ortaya koydu. Yerel seçimlerde bunu daha iyi gördük. Şimdi bir çatı oluşturdular, yanlarına paralel yapı ve irili ufaklı partileri aldılar. Hiç bir araya gelemeyecek partiler bir araya geldi. Burada vatandaşların dikkatini çeken, tek başına mücadele edemeyen MHP, CHP gibi partiler ancak bir araya gelerek, AK Parti'ye ve gelişen yeni Türkiye anlayışıyla mücadele etmeye çalışıyor. Bu, bir araya gelme onları çok da güçlendirmiş görünmüyor. Tabanlarında 'biz bu adaya oy vermeyeceğiz' dilenler var. Tabii yandaşlarını korku sardı. Daha önce aldıkları oyun toplamını bile çatı aday alamayacak.

Son zamanlarda Kılıçdaroğlu, Bahçeli'nin hırçınlaştığını görüyoruz ve anlıyoruz ki zordalar."

"Bizim adayımız bizim liderimiz. Hareketimizin liderini biz aday yaptık. Parti, milletvekilleri, partimizin bütün teşkilatı olarak Tayyip Erdoğan’ı aday gösterdik" diyen Atalay, 2007 seçiminde Abdullah Gül'ü ortak aday yaptıklarını, şimdi de genel başkanlarını 12 yıllık sürecin ardından devletin başına göndermeye karar verdiklerini kaydetti. 

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 12 yıl önce ne ise şu anda da aynı olduğunu, her zaman dik duran, sözünü esirgemeyen, ülkesine ve milletine aşık olduğunu dile getiren Atalay, 12 yıldan bu yana Erdoğan'ın yanında, tüm kabinelerde yer aldığını, bu nedenle yakından tanıdığını ve güvendiğini, statükonun engellemelerine karşı gösterdikleri tavrın sonucunda liderlerini devletin tepesine götüreceklerini anlattı.

Erdoğan'ın her zaman mazlumlardan yana, haksızlığın karşısında olduğunu, bunun hükümetin sosyal politikalarına bakarak görülebileceğini vurgulayan Atalay, "Statükonun adayının oy oranı birkaç puan düşmüş durumda. İnsanlar İhsanoğlu'nu tanıdıkça oy oranları düştü. Başbakanımıza biraz yüksek oy çıkaralım, daha güçlü olsun ve yoluna daha güvenli gitsin. Bunun için seçilemeyecek adaylardan ziyade Başbakanımıza oy istiyorum. Başbakanımız Van'la bütünleşmiş biri. Başbakanımızın deprem süresince gözü kulağı burada oldu. Para sıkıntısı çektirmedi bize. Başbakanımızın özel hakkı vardır, bunu katlamamız lazım. Bu kez Van'da Başbakanımıza jest yapın. Yerel seçim sonuçları Başbakanımızı üzmüştür. Şimdi bunu telafi etmenizi istirham ediyorum" diye konuştu. 

Çözüm süreci

Çözüm sürecinin iki yıldan bu yana devam ettiğini, silahların sustuğunu, can kayıpları yaşanmadığını anımsatan Atalay, bugüne zorlu safhalardan geçerek geldiklerini bildirdi.

Atalay, şöyle devam etti:

"Devlet, kendi vatandaşlarından kimine inancından, kimine etnik yapısından, dilinden dolayı karşı tutum takındı, zulmetti. Ceberrut devlet görüntüsü ortaya koydu. Kendi vatandaşının devlete güvenini azalttı. Benim de devlete güvenim azalmıştı çünkü devlet adil, adaletli değildi. Devlet adına insanlar yanlış tutum takındılar. İşkenceler, faili meçhuller, akla gelecek bütün zulümler, bunlar pek çok vatandaş kesimini devlete güvensiz hale getirdi. Yanlış gelişmeler, kuruluşlar, örgütlenmelerin ortaya çıkması bunlarladır. Adaletin olduğu yerde bunlar ortaya çıkmaz zaten. AK Parti olarak bütün haksızlıkları bertaraf etmek, yapanlardan hesap sormak, eski Türkiye'yi yeni Türkiye haline getirmek, ülkeyi adaletle yöneten, dini, dili ne olursa olsun, farklılıkları adaletle yöneten devlet haline getirmek için politikalarımızı hayata geçirdik.  Bizi hainlikle suçlayanlar var. Şu anda Türkiye'nin her yerinde büyük destek var, Türkiye normalleşiyor sorunlarını çözüyor.

Ülkemizde bölünme yok, aksine insanlar birbirine daha fazla bağlanır hale geldi. AK Parti olarak sorunu tamamen çözeceğimize inanıyoruz. Diğer partiler, AK Parti'yi çıktığınızda kimi ırk, kimi bölge partisi. Türkiye'nin tamamında bizim dışımızda siyaset yapan başka parti yok. Biz bu toplumun adeta çimentosuyuz. Birbirine yapıştırıyoruz. Birliğin, bütünlüğün garantisiyiz."

Çözüm süreciyle ilgili çok önemli adım attıklarını ve çözüm sürecinde yeni evre başlattıklarını dile getiren Atalay, "Mecliste ilk kez çözüm süreci adıyla yasa çıktı. Bu yasaya Meclisin yüzde 80'i oy verdi. AK Parti, HDP, CHP oy verdi. CHP'ye bu konuda teşekkür ederiz, ilk kez bende varım dedi" ifadesini kullandı.

Sürece sadece MHP'nin karşı çıktığına dikkati çeken Atalay, şemsiye yasa altında çalışmalarını yürüteceklerini belirtti.

"Her kurum bakanlar kurulu tarafından verilen görevleri yerine getirecek" diyen Atalay, şunları kaydetti:

"Çözüm sürecini yürütenler artık daha güvenli olacak. Böylece daha rahat çalışma ortamı olacak. Şimdi yol haritası çalışıyoruz ,bundan sonra ne yapacağız, bunun yol haritasını çıkarıyoruz. Bu, çok somut olacak. Bugüne kadarki gibi genel olmayacak, her şeyin tarihi belli olacak. Bunu çalışıyoruz. Kurumlarımız, istihbarat teşkilatımız İmralı'yla, örgütle, biz siyaset kesimiyle görüyoruz ve bunları tartışıyoruz. Biz ana muhalefet partisiyle bu konuları rahatlıkla görüşmek istiyoruz. Şimdi bundan sonrası rahat yürüyecek. Hiç kimse tekrar çözüm sürecini geriye götürecek adımları atamayacak. Kimsenin mazereti kalmadı. Biz hükümet, devlet olarak kararlı ve samimiyiz."

Bugünlerde birilerinin köylere giderek vatandaşları "adayımıza oy vereceksiniz" diye tehdit ettiğini, bu tehditi duyan vatandaşların onlardan nefret ettiğine dikkati çeken Atalay, baskıyla kimsenin mesafe alamayacağını, bir zamanlar devletin görevlileri, jandarması tarafından yapılan baskı nedeniyle milletin devlete güveninin kalmadığını, şimdi de örgütün militanının aynısını yaptığını vurguladı.

Yaz sonuna kadar yol haritasının tamamlanacağını, sonra adımların atılacağını dile getiren Atalay, "Hükümet olarak kararlıyız. İnşallah önümüzde örnekler var, diğer ülkelerin çözüm süreçleri var. Hepimiz bütün ayrıntıları bilir hale geldik. Bütün ayrıntıları çok dikkatle çalışıyoruz. Hükümet olarak bu konuda çözüm sürecine zarar verecek, zerre kadar zedeleyecek ifadelerden kaçınıyoruz. Türkiye'nin süreci yürütmesinden memnun olmayanlar var. Türkiye, huzura kavuşursa çok büyüyecek. Bunu istemeyenler var. Şimdi bile çevrenize bakın, Irak’ta kıyamet kopuyor. Irak'ta zorda olan insanların Türkiye'ye gelme çabası var. Türkiye güvenli bir liman" değerlendirmesinde bulundu.

Kanaat önderlerinin düşüncelerini dile getirdiği toplantı, İl Müftüsü Nimetullah Arvas'ın yaptığı duayla sona erdi.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
İlgili konular
Bu haberi paylaşın