Dolar
32.33
Euro
34.89
Altın
2,211.45
ETH/USDT
3,587.60
BTC/USDT
70,793.00
BIST 100
8,988.44
Sağlık

'Göğüs duvarı deformiteleri ameliyatla tamamen düzeltilebiliyor'

Prof. Dr. Yüksel, halk arasında 'kunduracı göğsü' ve 'güvercin göğsü' olarak bilinen pektus deformitelerinin ameliyatla yüzde 100 düzeltilebildiğini belirterek, "Ayrıca Tedavinin tümü SGK tarafından karşılanıyor." dedi.

05.09.2017 - Güncelleme : 05.09.2017
'Göğüs duvarı deformiteleri ameliyatla tamamen düzeltilebiliyor'

Istanbul

İSTANBUL - Hatice Şenses Kurukız

Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mustafa Yüksel, halk arasında "kunduracı göğsü" ve "güvercin göğsü" olarak bilinen pektus deformitelerinin ameliyatla yüzde 100 düzeltilebildiğini belirterek, "Göğüs kafesinin altına metal bar takıyoruz. Bu barı çocuklarda 2, 20 yaşın üzerinde olanlarda 3 yıl tutup çıkarıyoruz. Ayrıca tedavinin tümü SGK tarafından karşılanıyor." dedi.

Yüksel, AA muhabirine yaptığı açıklamada, pektus deformitelerinin tedavilerinin teknolojik gelişmeler sayesinde hem kolaylaştığını hem de daha başarılı sonuçlar verdiğini söyledi.

Klinik olarak en yeni tedavileri uyguladıklarını ve bugüne kadar yaklaşık bin 500 hastayı sağlığına kavuşturduklarını dile getiren Yüksel, hasta ve yakınlarıyla beraber 1 milyon kişinin pektus deformitelerinden muzdarip olduğuna dikkati çekti.

Prof. Dr. Yüksel, hastaların daha çok nefes darlığı, çabuk yorulma gibi semptomlarla kendilerine başvurduğuna işaret ederek, şöyle devam etti:

"Aile sorunu okul çağına doğru fark ediyor. Çünkü sorun çocuğun göğüs kafesi çok esnek olduğu için baştan fark edilemiyor. Pektus deformiteleri aslında toplumda yaygın olarak görülüyor. Erkeklerde 6 kat daha fazla görülen göğüs duvarı deformiteleri, fiziki görünümde oluşturduğu bozukluk nedeniyle meydana gelen olumsuz psikolojik etkilerinin yanı sıra, bazen kalbe bası olması sebebiyle düzensiz nabız, erken yorulma gibi çeşitli kalp problemlerine de yol açıyor. Tüm pektus hastalarının yaşadığı sıkıntıların başında fiziki görünüm nedeniyle oluşan psikolojik olumsuzluklar yer alıyor. Her iki hasta grubunda da özellikle ergenlik çağında ortaya çıkan, hafiften ağıra kadar uzanan psikolojik bozukluklara rastlanır. Çocuklar kendilerini toplumdan izole ederek içe kapanık bir hayat yaşamaya başlarlar. Bu da sosyal yaşamdan eğitim hayatına kadar her şeyi olumsuz etkiler."

"Pektus deformiteleri konusunda hedef kitlenin farkındalığa ihtiyacı var"

"Kunduracı göğsü" olarak bilinen pektus ekskavatumun 300 doğumda bir görüldüğünü, Türkiye'de bununla mücadele eden 240-250 bine yakın hasta olduğunu ifade eden Yüksel, şunları kaydetti:

"Bunlar da tabii ağırlık derecesi küçük, orta ve ileri şeklinde değişik boyutlarda görülebiliyor. İleri olanların hemen tedavi edilmesi gerekli. Hafif olanlar da ise biz daha çok çocuğun psikolojik durumuna göre tedaviyi öneriyoruz. Öte yandan sorunun, hastaların yüzde 20'ye yakınının bir akrabasında da olduğunu görüyoruz ve biz inanıyoruz ki bu hastalık yüzde yüz genetik geçişli. Bu konuda şu ana kadar herhangi bir genetik geçiş saptanmış değil ama ben inanıyorum ki böyle bir geçiş var ve bir gün bulunacak. Bir de sendromik durumlar var, marfan sendromu gibi. O sendromlu hastaların göğüs kafesinde de bir anormallik oluyor."

Yüksel, sorunun tespitinde ailenin yanı sıra, doktorların da dikkatli olması gerektiğine, aileyi uyararak ilgili merkeze yönledirmesinin önemli olduğuna dikkati çekerek, şöyle devam etti:

"Anne, baba, beden eğitimi, yüzme, basketbol eğitmenleri ve doktorlar bu noktada çok önemli. Aslında bu şunu da gösteriyor ki bu konuda toplumun içerisindeki hedef kitlenin bir farkındalığa ihtiyacı var. Çünkü pektus deformitelerinin tedavisi 10-16 yaş grubu arasında olursa çok güzel sonuçlar alınıyor. Biz bu hastalara cerrahi müdahale dışında bir de vakum tedavisi uyguluyoruz. Göğüsün ön kafesine vakum aleti takılıyor. Bu da göğüs kafesini havaya kaldırıyor. Sabah, akşam birer saat uygulanıyor. Bu yöntemin de çok iyi sonuçları var ancak bu yöntem için göğüs kafesinin yumuşak olması lazım. Kişinin gelişim çağında olması durumunda bu tedaviyle de iyi sonuçlar elde ediyoruz. Hastalığı hafif seyirde olanlarda bu yöntemin etkisi çok çok yüksek."

"Bu konuda 10 senede 30 yıllık mesafeyi tamamladık"

Bu konuda uzmanlık düzeyini artırmak için çeşitli çalışmalar yürüttüklerini dile getiren Yüksel, "Bu sayede biraz daha çabuk mesafe katettik. Biz 10 senede 30 yıllık mesafeyi tamamladık. Şu anda biz dünyada bu ameliyatları en iyi yapan merkezlerdeniz. Hem ameliyat sayısı hem de hasta sayısı açısından durum bu şekilde." ifadelerini kullandı. 

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.