MS hastalarına 'sosyal hayata dönmek için acele etmeyin' uyarısı
Beyin Sağlığı ve Hasta Derneği Onursal Başkanı Prof. Dr. Taşkın Duman, MS hastalarının Kovid-19 pandemisinde normalleşme sürecinde sosyal hayata dönmek için acele etmemeleri gerektiğini bildirdi.
Ankara
Beyin Sağlığı ve Hasta Derneği (BEYİNDER) Onursal Başkanı Prof. Dr. Taşkın Duman, 27 Mayıs Dünya Multipl Skleroz (MS) Farkındalık Günü dolayısıyla AA muhabirine yaptığı açıklamada, özellikle gençleri etkileyen ve yaşam boyu engellilik oluşturabilen hastalığın, günümüzde en önemli sağlık problemleri arasında kabul edildiğini söyledi.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından her yıl mayıs ayının son çarşamba gününün, ''Dünya MS Günü'' olarak belirlendiğini anımsatan Duman, kısaca MS olarak adlandırılan hastalığın, sinir hücreleri arasındaki iletişimi sağlayan "myelin kılıfı" denilen oluşumun hasarlanması sonucu ortaya çıktığını anlattı. Duman, myelin kılıfının, sinir sisteminde hücreler arası iletimin gerçekleşmesini sağladığını aktararak, bu bozulduğunda sinir sisteminin çalışmasında aksamalar görüldüğünü dile getirdi.
Duman, "MS, bağışıklık sisteminin hatalı çalışmasının sonucudur. Normalde görevi vücudu korumak olan bağışıklık sistemi, yanlışlıkla vücudun bir dokusuna zarar vermektedir." dedi.
Dünyada yaklaşık 3 milyon, Türkiye'de ise 40 bin civarı hasta olduğu bilgisini paylaşan Prof. Dr. Duman, her yaşta görülebilse de genç erişkinlerin ve kadınların hastalıktan daha sık etkilendiğini ve hastalık seyrinin her hastada değişkenlik gösterebileceğini kaydettti.
Duman şöyle devam etti:
"MS sıklıkla görme, hissetme, denge, kol ve bacak gücü, yürüme gibi fonksiyonları etkiler. Yürüme güçlüğü, kol ve bacaklarda güç kaybı ve yürürken yalpalama, yorgunluk, karıncalanma veya uyuşma gibi duysal fonksiyon bozuklukları, görme bozuklukları, cinsel isteksizlik ve idrar tutamama, hastalığın en sık görülen belirtileri arasındadır."
MS'in seyrek olarak ataksız ilerleyebileceğine, kısa sürede ortaya çıkan bir ya da birçok belirtinin MS atağı olarak değerlendirilebileceğini aktaran Duman, "Her atağın özellikleri, atakta ortaya çıkan belirtiler, süresi, şiddeti farklı olabilmektedir. Belirtiler 24 saatten uzun sürdüğü takdirde atak olarak kabul edilmektedir. Ayrıca enfeksiyon ve ateş gibi durumlarda ortaya çıkan yalancı ataklardan ayırt edilmesi gereklidir." bilgisini paylaştı.
"MS büyük ölçüde ilaçlarla kontrol altına alınabilen bir hastalıktır"
Prof. Dr. Duman, şikayetleri ve klinik bulguları MS'i düşündüren hastada gerekli durumlarda MR tetkiki ve beyin-omurilik sıvısı incelemeleriyle tanının kesin olarak konulabildiğini dile getirdi. Erken tanı ve etkili tedavinin önemine işaret eden Duman, sözlerine şöyle devam etti:
"Günümüzde MS, büyük ölçüde ilaçlarla kontrol altına alınabilen bir hastalıktır. Eskiden tedavisiz olarak kabul edilen bir hastalık iken, son yıllarda geliştirilen çok sayıda yeni ilaç ve hastalığa ilişkin bilgi birikiminin artması sayesinde tedavide büyük ilerlemeler sağlanmıştır. Tedavi başarısının yüksek olması için, erken tanı, hastanın tedaviye mükemmel uyumu ve katılımı, tedavinin yetkin ve deneyimli hekim tarafından yürütülmesi, hasta için uygun olan etkili tedavinin seçilmesi ve titizlikle gerçekleştirilmesi, hastanın kontrollerini aksatmaması ve düzenli takip edilmesi, ataklara ve hastalıkla ilgili diğer problemlere erken ve doğru müdahalelerin yapılması gerekli koşullardır.
Duman; atak, ilaç yan etkisi veya hastalıkla ilgili başka bir problem oluştuğunda, hastanın en kısa zamanda tedavisini takip eden ekibi bilgilendirmesi gerektiği uyarısında bulundu.
Kovid-19/MS ilişkisi
Duman, MS hastalığının Kovid-19 ile ilişkisine yönelik yaptığı değerlendirmede, "Şimdiye kadar dünya genelinde paylaşılan hasta gözlemleri, MS tedavilerini kullanan çoğu hastanın, enfeksiyona yakalandıkları takdirde enfeksiyonu beklenenden daha ağır geçirmediğini ortaya koydu." ifadelerini kullandı.
"Bünye baskılayıcı ve atakta verilen kortizon tedavileri alan MS hastalarına Kovid-19 bulaşması halinde, erken dönemde viral enfeksiyonun daha etkin yayılmasına yol açabileceği teorik olarak öngörülse bile şimdiye kadar bu yatkınlığı ortaya koyan herhangi bir kanıt bulunamadı." tespitini paylaşan Duman, MS hastalarına yönelik önerileri şöyle sıraladı:
"İzolasyon, kronik hastalığı olan kişilerde daha da çok önem kazanmaktadır. MS de kronik hastalık özelliğindedir. Değişen bu hayat tarzı ve hızla sosyal hayattan çekilmiş olmak, diğer kronik hastaları olduğu gibi MS'li bireyleri de derinden etkiledi.
Hastaneye gelme sürecinde, kişinin gelişi sırasında toplu taşıma kullanımı, ortak kullanım alanlarına girişler, enfekte bireylerle yakın temas olasılığı, hastanede aynı teşhis ve tedavi araçlarının kullanımı riski, hastaların takip ve tedavisini olumsuz etkileyebilme potansiyeli olan faktörlerdir. Bu dönemde hastaların takip ve tedavisine ilişkin uygulamalar koşullara göre adapte edilmeli. Risk içerebilecek durumlardan hastalar uzak tutulmalı. Bu kapsamda laboratuvar tetkikleri ve MR görüntüleme gibi işlemler konusunda çok daha titiz davranılmalı. Sadece belirgin bulguları olan hastalara MR görüntüleme istemek ve mutlaka görülmesi gereken hastaları temiz hastanelere yönlendirmek yönünde seçenekler kullanılmalı."
Günlük hayatta MS hastalarının hareketli tutulmaları ve psikolojik açıdan destek almalarının önem taşıdığının altını çizen Duman, "İki ayı aşkın süredir evlerinde kalmaları yönünde telkinde bulunduğumuz MS hastalarının, yeni normal sosyal hayata ne zaman dönebileceklerinin cevabı henüz belli değil. Sosyal hayata dönmek için acele etmeyin. Gerekli olmadıkça dışarı çıkmayın ve topluluk içine karışmayın. Maske takmayı ihmal etmeyin ve hijyene özen gösterin. Dışarı çıkılması halinde de mutlaka sosyal izolasyon içinde hareket edin." açıklamasında bulundu.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.