Avrupa'ya transfer olan ilk Türk futbolcu unvanına sahip, Türk sporunun ve Altay Kulübünün efsane ismi Vahap Özaltay, vefatının 55. yılında anılıyor.

Siyahi olması nedeniyle "Siyah İnci" lakabıyla anılan Vahap Özaltay, bazı kaynaklara göre 1907 yılında Beyrut'ta, bazı kaynaklara göre ise 1909 yılında İstanbul'da dünyaya geldi. Küçük yaşlarda ailesiyle önce İzmir'e, ardından da Aydın'a yerleşti. 1919'da Yunan işgali nedeniyle Kastamonu'ya göç etmek zorunda kalan aile, 1922 yılında yeniden İzmir'e döndü.

Özaltay, İzmir'e yerleştiği ilk yıllarda önce atletizme merak sardı. Hız koşularında elde ettiği başarılarla dikkati çeken Özaltay, futbolda da emin adımlarla ilerledi. 16 yaşında futbol kulübü "İzmir Sultanisi" forması giyen Özaltay, daha sonra ise özdeşleşeceği Altay takımına katıldı.

Altay forması ile 1931 yılının sonuna kadar 8 kez İzmir Ligi'ne katılan Özaltay, bunların 5'inde şampiyonluk yaşadı.

Özaltay, Altay Kulübüne olan sevgisini, soyadı olarak alarak gösterdi. Efsane sporcu, 1934'te soyadı kanunu çıkınca, milli mücadelede İzmir'e ilk giren süvarilerin komutanı Miralay Fahrettin Bey'in "Altay" soyadını alması ve bunun başka kimseye verilmemesi üzerine, "Özaltay" soyadını tercih etti.

Fransız ekibi Racing'e transfer oldu

Futboluyla adeta fırtına gibi esen Özaltay, İstanbul kulüplerinin de takip ettiği bir oyuncu oldu. Bu başarılı performansı kendisini, 1932 yılının ilk günlerinde o dönem Fransa'nın önemli ekiplerinden Racing'e taşıdı.

Paris ekibiyle anlaşan Özaltay, yurt dışına profesyonel sözleşme ile transfer olan ilk Türk futbolcu unvanını alırken, Fransa'da ise özellikle attığı kafa golleri nedeniyle taraftarların sevgilisi olmayı başardı.

Racing takımında oynarken Fransa karmasında İspanya'ya karşı oynama fırsatı yakalayan Vahap Özaltay, bu maçta hem Barcelona hem de Real Madrid'in efsaneleri arasında yer alan kaleci Zamora'ya gol atarak adından söz ettirdi.

Fransa'da futbol oynadığı zamanlarda İngiliz antrenörlerle çalışan ve dönemin en popüler oyun sistemi "WM" formasyonunu öğrenen Özaltay, bu sistemi Türkiye'ye döndükten sonra da çalıştığı takımlarda uyguladı.

İstanbul Taksim Stadı'nda 5 Kasım 1932'de Bulgaristan'la oynanan müsabakada ilk kez milli formayı giyen Vahap Özaltay, Altaylı Hamit ve Karşıyakalı Vahi'den sonra Türkiye Milli Takımı'na İzmir'den davet edilen üçüncü futbolcu oldu. 

Galatasaray'ı 5-4 yendikleri maçta 4 gol attı 

Başarılı futbolcu, Fransa'da getirilen yabancı oyuncu kısıtlamasının ardından bu ülkenin uyruğuna geçmek istemeyince, yeniden memleketinin yolunu tuttu ve Altay'a döndü.

Özaltay, bu dönemde 7 Nisan 1940 tarihinde Altay'ın ilk yarıda 4-0 geriye düştüğü ancak 5-4 kazandığı Galatasaray maçında adını tarihe yazdırdı.

Bu maçta galibiyet golü dahil meşin yuvarlağı 4 kez filelere göndermeyi başaran Vahap Özaltay, unutulmayacak bir performansa imza attı.. Söz konusu karşılaşmada İzmir ekibinin diğer golünü ise başarılı forvetin kardeşi Saim Özaltay kaydetti.

Futbolculuğunun ardından yeşil sahalardan kopmayıp teknik direktörlük yapan ve "Futbol Nasıl Oynanır" kitabını yazan Özaltay, antrenör olarak 1954'te Ordu Milli Takım ile "Ordulararası Dünya Şampiyonu" olmayı başardı. 

Son nefesini Altay'da verdi

İzmir'in köklü ekibi Altay'ın efsane isimlerinden Vahap Özaltay, 10 Haziran 1965 tarihinde çok sevdiği kulübünün genel kurulunda konuşma yaptıktan sonra kalp krizi geçirerek yaşamını yitirdi. 

Alsancak'ta isminin verildiği Vahap Özaltay Meydanı'nda büstü bulunan ve kentte feribot dahil birçok yerde adı yaşatılan 7 çocuk babası efsanevi futbolcunun eşi İkbal Hanım ise 2003 yılında hayatını kaybetti.