Kamu mali yönetimi ve kontrolüne ilişkin teklif TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda kabul edildi
AK Parti milletvekillerinin imzasını taşıyan "Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi", TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda kabul edildi.
TBMM
Teklifle, performans esaslı program bütçe anlayışının, Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu'na yansıtılmasını amaçlanıyor.
Kamu idareleri, program bütçeye uygun olarak yürütecekleri faaliyetler ile bunların kaynak ihtiyacını amaç, hedef ve performans göstergelerini içeren performans programı hazırlayacak.
Kamu idareleri bütçelerini, kalkınma planı, Cumhurbaşkanlığı programı, orta vadeli program, orta vadeli mali plan, Cumhurbaşkanlığı yıllık programı, stratejik planlarıyla program yapısına uyumlu şekilde ve performans esasına dayalı hazırlayacak.
Kamu idareleri, bütçeleri ile stratejik plan ve performans programlarını izlemek ve değerlendirmek amacıyla nesnel, sistematik ve düzenli olarak veri toplayacak ve analiz edecek. İzleme ve değerlendirme sonuçları idare faaliyet raporlarında gösterilecek.
Kamu idare bütçeleri program yapısı esas alınarak, kurumsal ve ekonomik sonuçların görülmesini sağlayacak şekilde, uluslararası standartlara uygun olarak belirlenen bir sınıflandırmaya tabi tutularak hazırlanıp uygulanacak
Analitik bütçe sınıflandırması esas alınacak
Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu'nun gider cetvelinin bölümleri, analitik bütçe sınıflandırması esas alınarak, programlar itibarıyla düzenlenecek.
Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu'nun gider cetveli program sınıflandırmasına göre düzenlenecek, ilgili mevzuatta yer alan "tertip" ile "ilgili hizmet tertibi" ibarelerinin tanımı, program yapısına uygun olarak yeniden belirlenecek.
Düzenleyici ve denetleyici kurumlar, bütçelerini 3 yıllık bütçeleme anlayışı, stratejik planları ve performans programları ile program yapısını esas alarak, Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu'nda tanımlanan tertip düzeylerini içerecek şekilde hazırlayacak.
Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu kapsamındaki idarelerden bir bölümünün halen başka bir idareyle birleştirildiği ya da kapatıldığı halde Kanun'a ekli cetvellerde bulunmaya devam ettiği için düzenleme yapılacak. Değişiklikle yalnızca cetvellerde olması gereken idarelere yer verilecek.
YÖK Kanunu'nda değişiklik
Yükseköğretim Kanunu'nda da değişiklik yapan teklifle, tıp fakültesi açmak isteyen vakıf üniversitelerine bazı şartları taşıma zorunluluğu getiriliyor.
Tıp fakültesi kurmak isteyen vakıf üniversitelerinde, eğitim ve öğretim faaliyetleri ile sağlık hizmetleri sunumu için asgari 200 yatak kapasitesine sahip olması ve YÖK'ün tıp eğitimi için gerekli gördüğü asgari fiziki mekan ve donanım şartlarını sağlaması şartı aranacak.
Bu kapsamda vakıf üniversitelerinde tıp eğitimi için mülkiyeti, işletme hakkı ve ruhsatı kendisine ait bir hastanenin varlığı, faal bir özel hastanesi yoksa tıp fakültesi açabilmesi için Sağlık Bakanlığından ön izin alması, ön izinle kurulan tıp fakültelerinin eğitime başlayabilmeleri için ise hastane ruhsatının alınmış olması gibi şartlar da getirilecek.
Tıp eğitimi için gerekli şartlar YÖK tarafından, sağlık hizmetlerinin sunumu için gerekli şartlar ise Sağlık Bakanlığınca belirlenecek.
Cumhurbaşkanlığının görev alanına giren ve uzmanlık gerektiren konularda çalıştırılmak için Cumhurbaşkanlığı raportör ve raportör yardımcısı istihdam edilebilecek.
AK Parti milletvekillerinin imzasını taşıyan Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda kabul edildi.
Cumhurbaşkanlığının görev alanına giren ve uzmanlık gerektiren konularda çalıştırılmak için Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığında, Cumhurbaşkanlığı raportörü ve Cumhurbaşkanlığı raportör yardımcısı istihdam edilebilecek.
Cumhurbaşkanlığı raportörleri mesleğe, özel yarışma sınavıyla Cumhurbaşkanlığı raportör yardımcısı olarak alınacaklar ve bunlar için mesleğe girişte ihtiyaca göre yabancı dil şartı aranabilecek.
Cumhurbaşkanlığı raportör ve yardımcılarına, TBMM yasama uzmanı ve yasama uzman yardımcılarına yapılan mali ve sosyal hak ve yardımlar, diğer özlük hakları kapsamında yapılması öngörülen ödemeler aynı usul ve esaslar çerçevesinde ödenecek. Emeklilik hakları bakımından da TBMM yasama uzmanı ve yasama uzman yardımcılarına denk kabul edilecek.
Cumhurbaşkanlığı raportörü ve Cumhurbaşkanlığı raportör yardımcıları, Devlet Memurları Kanunu'daki ilgili hükümden yararlanacak. Bunlar hakkında mesleğe alınmaları, yetiştirilmeleri, yarışma sınavları, tez hazırlama ve yeterlik sınavları ile bu kanunda yer almayan diğer hususlarda Devlet Memurları Kanunu hükümleri uygulanacak.
Cumhurbaşkanlığı raportörü kadrolarında bulunanlardan hizmetine ihtiyaç kalmayanlar, Cumhurbaşkanlığı bağlı kuruluşlarında veya bakanlıkların merkez teşkilatlarında özel yarışma sınavına tabi tutulmak suretiyle girilen ve belirli bir yetişme programı sonrası yeterlilik sınavına tabi tutulan mesleklere ilişkin durumlarına uygun uzman kadrolarına atanabilecek. Bunların atama teklifleri Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığınca yapılacak.
Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığının birimlerinde raportör unvanıyla görev yapanlardan, hakimler ve savcılar, yasama uzmanları, kamu kurum ve kuruluşlarının merkez teşkilatlarında uzman, müfettiş, kontrolör gibi kariyer meslek kadrolarında veya pozisyonlarında bulunanlar Cumhurbaşkanlığı raportörlüğü kadrolarına atanabilecek.
Bu kadro veya pozisyonlarda bulunmuş ve Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığında süreli personel olmayanlardan anılan Başkanlıkta, 30 Eylül 2020'de yönetici kadrolarında görev yapanlar Cumhurbaşkanlığı raportörü unvanını kazanmış sayılacak.
Elektronik haberleşme altyapılarında yapı ruhsatı alınması
Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerler, umumi hizmet alanları gibi kamu hizmetine tahsis edilmiş tüm alanlar, kamu veya özel mülkiyete tabi arsa ve arazilerde yapılacak olan Elektronik Haberleşme Kanunu kapsamında elektronik haberleşme istasyonlarının kurulumuna mahsus 15 metreden yüksek kule ve direkler ile bunlara ait zorunlu altyapı unsurları, 1/1000 ölçekli uygulama imar planlarında, alan fonksiyonu tahdidi olmaksızın ve herhangi bir bedel, ücret, harç alınmaksızın gösterilecek.
Bu alanlarda, 1/1000 ölçekli uygulama imar planlarında gösterilen kule ve direkler ile bunlara ait zorunlu altyapı unsurları için ruhsat alınacak. Ruhsat başvurularında, yatay ve dikey görünüşü içeren kroki ile statik ve elektrik projeleri dışında herhangi bir proje veya belge istenemeyecek. Ruhsat başvurusuna, malik ya da tasarruf sahibi ile işletmeci arasında yapılan kiralamaya veya kullanıma ilişkin belge eklenecek. Bu kule veya direkler ile kurulumu bunlarla birlikte yapılacak elektronik haberleşme cihazlarına ait bulunduğu konteyner, kabin, kabinet ve benzeri altyapı unsurları için tek ruhsat düzenlenecek.
1/1000 ölçekli uygulama imar planlarında gösterilmeyen ve yüksekliği 15 metreden fazla olmayan elektronik haberleşme istasyonlarının devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerler ile umumi hizmet alanları gibi kamu hizmetine tahsis edilmiş tüm alanlar ve kamu veya özel mülkiyete tabi arsa, arazilerde kurulumuna mahsus kule ve direkler ile bunlara ait zorunlu altyapı unsurlarına, statik bakımından sakınca olmadığına dair inşaat mühendislerince hazırlanacak raporun sunulması, fenni mesuliyetin üstlenilmesi, malik ya da tasarruf sahibi ile işletmeci arasında yapılan kiralamaya veya kullanıma ilişkin belgenin sunulması ve Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunun ilgili mevzuatında belirlenen gerekli ve yeterli koruma mesafesinin bırakılması ile yer seçim belgesinin alınmış olması kaydıyla başkaca bir şart aranmaksızın ilgili idarelerce izin verilecek.
Yapı ve binalarda kule ve direkler ile bunlara ait zorunlu altyapı unsurları, yüksekliği 10 metreden az olmak, statik ve elektrik bakımından sakınca olmadığına dair inşaat ve elektrik/elektronik mühendislerince hazırlanacak rapor ile bu meslek mensuplarınca fenni mesuliyetin üstlenildiğine dair taahhütname verilmek ve malik ya da tasarruf sahibi ile işletmeci arasında yapılan kiralamaya veya kullanıma ilişkin belgenin sunulması kaydıyla başkaca bir şart aranmaksızın ilgili idarece izin verilecek.
1/1000 ölçekli uygulama imar planlarında gösterilen kule ve direkler ile bunlara ait zorunlu altyapı unsurları için ruhsat ve yapı kullanma izin belgesi başvurularında Belediye Gelirleri Kanunu uyarınca ruhsat harcı ve yapı kullanma izin harcı alınacak.
İzin başvurularında ruhsat harcı ve yapı kullanma izin harcı tutarı toplamı kadar izin belgesi bedeli alınacak. Ruhsat harcı, yapı kullanma izni harcı ve izin bedeline esas olan haberleşme istasyonlarına mahsus kule ve direklerin alanı (taban alanıX(yükseklik/5)) şeklinde hesaplanacak. Bunlar dışında herhangi bir harç, ücret ve bedel alınamayacak.
Her tür elektronik haberleşme cihazları ile bu cihazların teknik donanım ve bileşenleri izin veya ruhsata tabi olmayacak. Ancak kule ve direkler ile konteyner, kabin, kabinet için yapılan ilk izin veya ruhsat başvurusunda elektronik haberleşme cihazları ile teknik donanımları statik projelerde veya raporlarda gösterilecek. Elektronik haberleşme cihazları ile teknik donanımlarında; teknoloji değişikliği, ilavesi veya revizyon yapılması durumunda bu hususlar için ayrıca proje veya rapor düzenlenmeyecek.
Elektronik haberleşme istasyonları için kamu kurum veya kuruluşları tarafından yer kullandırılması halinde; sözleşme uyarınca tahsil edilecek yıllık yer kullanım bedeli, büyükşehir belediyelerinde Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığının yer seçim belgesi için belirlediği ücretin 4 katını, diğer yerlerde 2 katını geçemeyecek. Bu hükme aykırı yapılan sözleşmeler geçersiz olacak.
Teklifle, 2 Temmuz 2004 ile 1 Ekim 2009'da arasında yapılan kule ve direkler için herhangi bir ödeme olmadan kazanılmış haklarının korunması öngörülüyor. Bu tarih aralığı dışında yapılanlar için ise belirlenen şartları sağlamaları koşuluyla ruhsat veya izin verilmiş sayılacak.
Teklif, Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanun'a geçici madde ekliyor. Türkiye Deprem Rehabilitasyon ve Yeniden Yapılandırma Yardım Programı (TERRA) kapsamında, Avrupa Yatırım Bankası ile 9 Şubat 2000, 6 Kasım 2000 ve 2 Nisan 2003 tarihlerinde imzalanan dış kredi anlaşmaları çerçevesinde, mahalli idarelere dış borcun ikrazıyla kullandırılan kredilerden doğan vadesi geçmiş, vadesi gelecek Hazine alacakları ile bu kredilerden kaynaklanan, uzlaşılan ve yapılandırılan vadesi gelmemiş Hazine alacaklarının, bu maddenin yürürlük tarihi itibariyle faiz, gecikme faizi ve diğer ferileriyle terkinine Hazine ve Maliye Bakanı yetkili olacak. Bu kapsamda mahalli idarelerden yapılan tahsilatlardan herhangi bir iade gerçekleştirilmeyecek.
Kırsal yerleşim özelliği taşıyan mahalleler, "kırsal mahalle" olacak
Teklifle, Büyükşehir Belediyesi Kanunu'nda değişiklikliğe gidiliyor. Köy veya belde belediyesi iken mahalleye dönüşen ve büyükşehir belediyesi sınırları içinde bulunup sosyo-ekonomik durumu, şehir merkezine uzaklığı, belediye hizmetlerine erişebilirliği, mevcut yapılaşma durumu ve benzeri hususlar dikkate alınarak kırsal yerleşim özelliği taşıdığı tespit edilen mahalleler, kırsal mahalle kabul edilecek. Bunun için ilgili ilçe belediye meclisinin kararı ve teklifi üzerine, büyükşehir belediye meclisinin en geç 90 gün içinde karar alması gerekecek.
Bu belirleme, mahalle düzeyinde yapılacak. Ancak tamamı kırsal mahalle tespit edilmeyen diğer mahallelerde de 10 bin metrekareden az olmamak kaydıyla kırsal yerleşik alan belirlenebilecek.
Büyükşehir belediyesi, ilçe belediyesinden gelen teklifi aynen veya değiştirerek kabul edebilecek ya da reddedebilecek.
Kırsal mahalle veya kırsal yerleşik alan olarak belirlenen yerlerde; gelir vergisinden muaf esnaf ile basit usulde gelir vergisine tabi mükellefler tarafından işyeri olarak kullanılan bina, arsa ve araziler ile mesken amaçlı kullanılan binalar ve zirai üretimde kullanılan bina, arsa ve araziler Emlak Vergisinden muaf olacak. Bu yerlerde, ticari, sınai ve turistik faaliyetlerde kullanılan bina, arsa ve araziler için emlak vergisi yüzde 50 indirimli uygulanacak.
Kırsal mahalle veya kırsal yerleşik alan olarak belirlenen yerlerde, Belediye Gelirleri Kanunu uyarınca alınması gereken bina inşaat harcı ile imarla ilgili harçlar alınmayacak; bu kanuna göre alınması gereken diğer vergi, harç ve harcamalara katılma payları yüzde 50 indirimli olacak.
Bu yerlerde içme ve kullanma suları için alınacak ücret, en düşük tarifenin iş yerleri için yüzde 50’sini, konutlar için yüzde 25’ini geçmeyecek şekilde belirlenecek. Vergi Usul Kanunu uyarınca bilanço esasına göre defter tutan mükellefler için bu fıkrada belirtilen muafiyet ve indirimler uygulanmayacak.
Orman köyü, kasabası veya beldesiyken mahalleye dönüşen yerlere mevzuat ile tanınan hak, sorumluluk ve imtiyazların, bu maddedeki muafiyet ve indirimler ile çakışması halinde bu madde hükümleri uygulanacak. Ayrıca, diğer hak, sorumluluk ve imtiyazların korunmasına devam edilecek.
Kamu kurum ve kuruluşları bünyesinde komisyon kurulabilecek
Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu, olağanüstü hal kapsamında doğrudan kanun hükmünde kararname hükümleri ile tesis edilen kamu görevinden çıkarma, yurtdışı öğrencilikle ilişiğin kesilmesi, emekli personelin rütbelerinin alınması ve kapatılan kurum ve kuruluşlara ilişkin başvuruları değerlendirip karara bağlıyor.
Kanun teklifiyle olağanüstü hal kapsamında doğrudan KHK'lar ile tesis edilen işlemlere bağlı ilave tedbirler için hakkında tedbir uygulanan kişi, kanuni temsilcisi ya da mirasçıları tarafından OHAL Komisyonu yerine, ilave tedbiri uygulayan veya tedbirle ilgili olan kamu kurum ve kuruluşlarına, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 3 ay içinde başvuracak.
Kamu kurum ve kuruluşları, başvuru üzerine yapacağı inceleme sonucuna göre en geç 6 ay içinde başvurunun reddine veya tedbirin kaldırılmasına karar verecek.
Başvuruların incelenmesi ve sonuçlandırılması için kamu kurum ve kuruluşları bünyesinde komisyon kurulabilecek.
Kamu kurum ve kuruluşları bu madde kapsamında yapılacak başvuruların sonuçlandırılması için her türlü bilgi ve belgeyi ilgililerden talep edebilecek.
Soruşturmanın gizliliğine ve devlet sırlarına ilişkin ilgili mevzuat hükümleri saklı kalmak kaydıyla kurum ve kuruluşlar ile yargı mercileri, başvuru kapsamında ihtiyaç duyulan her türlü bilgi ve belgeyi gecikmeksizin başvuru yapılan kamu kurum ve kuruluşlarına gönderecek veya yerinde incelenmesine imkan sağlayacak.
Bu madde kapsamındaki çalışmalarda kamu kurum ve kuruluşlarınca görevlendirilenler, görevlerini yerine getirdikleri sırada edindikleri, kamuya, ilgililere ve üçüncü kişilere ait gizlilik taşıyan bilgileri, kişisel verileri, ticari sırları ve bunlara ait belgeleri, bu konuda kanunen yetkili kılınan mercilerden başkasına açıklayamayacak, kendilerinin veya üçüncü kişilerin yararına kullanamayacak. Bu yükümlülük görevden ayrılmalarından sonra da devam edecek.
Kamu kurum ve kuruluşlarının kararlarına karşı, Hakimler ve Savcılar Kurulunca belirlenecek Ankara idare mahkemelerinde iptal davası açılabilecek.
Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) Salgınının Ekonomik ve Sosyal Hayata Etkilerinin Azaltılması Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunda değişiklik yapılarak, Ar-Ge ve Tasarım Merkezleri ile Teknoloji Geliştirme Bölgelerinde yürütülmesi gereken faaliyetlerin, bu merkez veya bölgeler dışında da yürütülmesine, 11 Ekim 2020 tarihinden itibaren 1 yıl süreyle sınırlı olmak üzere, Sanayi ve Teknoloji Bakanı tarafından izin verilebilecek.
Yeni madde ihdası
AK Parti milletvekillerinin önergesiyle teklife yeni madde ihdas edildi.
Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanuna eklenen geçici maddeye göre, net borç kullanımı tutarı 2020 yılı için 1 Ocak 2020 tarihinden geçerli olmak üzere Hazine ve Maliye Bakanı ve Cumhurbaşkanı tarafından artırılan net borç kullanım tutarının iki katı olarak uygulanacak.
Görüşmelerden
İhdas edilen maddeye ilişkin komisyona bilgi veren Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Bülent Aksu, 2019 yılında kamuoyuna duyurulan 2020 yılı sonu için belirlenen borçlanma limitinin 140 milyar TL olduğunu belirterek, "Bununla birlikte yaşanmakta olan Kovid-19 pandemisinin sosyal, ekonomik etkilerini azaltmak amacıyla 2020 yılında yatırım, istihdam ve Kovid-19'un etkilerini minimize etmek amacıyla verilen destekler kapsamında alınan ekonomik tedbirlerin göstermiş olduğu mali etkiler nedeniyle bu borçlanma limiti aşılmak zorunda kalınacaktır. Bu kapsamda bu borçlanma limitinin yıl sonunda mevcut limitin iki katı kadar belirlenmesi konusunda bir talebimiz bulunmaktadır." dedi.
İYİ Parti Samsun Milletvekili Erhan Usta, kamu bankalarının şu anda eridiğini ve ciddi bir riskle karşı karşıya olduğunu söyledi. Ağustos sonu itibarıyla merkezi yönetim brüt borç stokunun 1 trilyon 810 milyar TL olduğunu belirten Usta, 2018 ve 2019 yılındaki rakamları anımsattı. Usta, "Gelip işi pandemiye bağlamayın. Bütçeden pandemi için yapılan harcama 9 milyar TL. 9 milyar TL'den başka bir kuruş varsa bana burada gelsin birisi söylesin." diye konuştu.
HDP İstanbul Milletvekili Erol Katırcıoğlu ise açığın sadece Kovid-19 pandemisiyle ilgili olduğunu düşünmediğini belirterek, "Bu esas itibarıyla özellikle dış politikadaki gerginlik politikalarının sonucu olmak üzere yapılan harcamaların da etkisi olduğu kanaatindeyim. Ekonominin bu biçimde gitme şansı çok fazla yok." dedi.
Katırcıoğlu, bu konunun ek bütçe çerçevesinde konuşulması gerektiğini vurgulayarak, "Aksi taktirde bu tür bir yetki kullanımıyla birlikte esasında Meclis'in bütçe hakkını da bir anlamda gasbetmiş oluyorsunuz." ifadesini kullandı.
CHP Konya Milletvekili Abdüllatif Şener de önergeye göre, şu ana kadar hükümetin yetkili olduğu borçlanma sınırının aşıldığının anlaşıldığını belirterek, "Bunu hukuka uydurmak için bu borçlanma yetkisini geriye çekiyor. '1 Ocak 2020'den itibaren geçerlidir' diyor. Yasa yapmada geriye doğru yürütmek kullanılan bir şey ve doğru da değildir. Aslında limitin üzerinde borçlanma yapılacağı zaman yetkinin önceden Meclis'ten alınması daha sonra borçlanılması gerekirdi. Buna uyulmadığı önergede açıkça ifade ediliyor." görüşünü savundu.
Şener, kredileri, borç ertelemelerini salgın harcaması diye anlatan bir hükümetin bulunduğunu, bunun dünyanın hiçbir yerinde olmadığını söyledi.
MHP İstanbul Milletvekili İsmail Faruk Aksu ise daha evvelde bu tarz düzenlemeler yapıldığını anımsatarak, en son 2019'da yapılan düzenlemenin Anayasa Mahkemesi'ne gittiğini ve Anayasa Mahkemesi'nin bunun bütçeyle ilgili kurallara uygun olduğuna karar verdiğini söyledi.
Kovid-19 salgını, Türkiye'ye yönelik ekonomik operasyonlar ve Türkiye'nin ciddi bir terör mücadelesi yürüttüğünü hatırlatan Aksu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Uzun zamandır devam eden şeyler bunlar ama beklenmedik, ön görülmedik gelişmeler bu süreçte kuşkusuz yaşandı. Bu kapsamda hem giderlerde artış oldu hem de gelirlerde beklenmedik düşüşler söz konusu oldu. Türkiye, egemenlik haklarını koruyor. Bu nedenle Doğu Akdeniz'de, Suriye'de bulunuyor, sınır ötesi operasyonlar yapıyor. Milletinin huzurunu, güvenliğini sağlamaya çalışıyor. Kuşkusuz tüm bunlar da beklenmedik harcamalar gerektiriyor. O sebeple bu gelen teklifi bu çerçevede değerlendirilmesi gerekir diye düşünüyorum."
AK Parti Uşak Milletvekili İsmail Güneş, 2020 yılında öngörülemeyen bir olayla karşılaşıldığını, bunu hiçbir devletin öngöremediğini ve dolayısıyla harcamaların çok arttığını vurguladı.
Güneş, Türkiye ve dünyanın çeşitli ülkelerinin esnafını, vatandaşını, sanayicisini korumak adına pek çok adım attığını ve bunların harcamaları arttırdığını anımsatarak, "Bu kadar çok özveriye rağmen yapılan açığın çıkmış olması aslında çok fazla bir şey değil. Çünkü belli bir dönem sanayimiz çalışmadı. Bundan kaynaklı olarak birtakım vergi gelir kayıplarımız var. Sağlık harcamalarımız ne kadar arttı? Gelirlerimizde ne kadar azalma oldu? Vatandaşlara, KOBİ'lere, esnafa ödediğimiz destekler ne kadar arttı? Bunları göz önünde bulundurmak lazım." dedi.
Milletvekillerinin sorularını da yanıtlayan Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Bülent Aksu, Kovid-19 tedbirleri kapsamında alınan önlemlerin detayını verirken kredilerin merkezi bütçeden sağlanmadığını söylediğini anımsatarak, "Söylediğim tedbirler veyahut rakamlar kesinlikle kredileri içermiyordu." dedi. Aksu, yıl sonuna kadar kamu bankalarına ek bir kaynak konulmasının düşünülmediğini, planlanmadığını kaydetti.
Koronavirüs döneminde birçok tedbir ve önlem alındığına işaret eden Aksu, şöyle devam etti:
"Bunların tabii ki maliyetleri olacak ve sonuçta bu maliyetlerde bize bütçe açığı olarak yansıyor. Sene başında planladığımız yüzde 2,9 seviyesindeki bütçe açığını biz bu sene sonu itibarıyla 4,9 olarak planlıyoruz. Dünyadan bazı örnekler vermek istiyorum. ABD bütçe açığının gayri safi milli hasılaya oranı IMF'nin tahminlerine göre yüzde 15,4, Güney Afrika yüzde 13,3, Suudi Arabistan yüzde 12,6, Kanada yüzde 11,8, Birleşik Arap Emirlikleri yüzde 11,1, Brezilya yüzde 9,3, Pakistan yüzde 9,2, Belçika yüzde 8,9, İtalya yüzde 8,3, Ukrayna 8,2, Mısır 7,7, Türkiye 4,9."
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.