Metropolün 'vahşi kedileri'ne pandemi sürecinde hassas bakım
Tuzla'daki Türkiye'nin ilk Aslan Parkı'nda aralarında aslan, kaplan, puma ve leoparların da yer aldığı kedigiller ailesinden 36 canlının bakımı, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) sürecinde büyük bir hassasiyetle yürütülüyor.
İstanbul
Tuzla'da 8 dönüm arazi üzerine kurulan ve açıldığı günden beri büyük ilgi uyandıran Türkiye'nin ilk Aslan Parkı'nda da koronavirüs tedbirleri uygulanıyor.
Avrupa'da dört nesildir yaşamlarını sürdürdükleri başka hayvanat bahçelerinden ve yetiştirme merkezlerinden getirilen hayvanların sağlık kontrolleri, beslenmeleri ve barınaklarının hijyeni, yeni tip koronavirüs salgını nedeniyle büyük bir titizlikle sürdürülüyor.
Barınaklarda özel dezenfektan kullanılıyor
Aslan Park Satış ve Pazarlama Müdürü Gökmen Aydın, koronavirüs sürecinde dünyanın 3., Türkiye'nin ilk Aslan Parkı'nda yürütülen çalışmalara ilişkin, AA muhabirine bilgi verdi.
Aydın, pandemi ortaya çıktıktan sonra Aslan Park'ı kapatma kararı aldıklarını, o süreçte tüm personeli teste tabi tuttuklarını ve tüm sonuçların negatif çıktığını söyledi.
Sosyal mesafe kurallarına uygun çalışma sistemine geçtikleri için personel sayısında azaltmaya gittiklerini aktaran Aydın, çalışmaya devam eden personelin ise her gün rutin olarak bütün barınakları önce yıkayıp ardından bitki ve hayvanlara zarar vermeyen karışımla dezenfekte ettiğini anlattı.
Görevli personelin canlılarla temas halindeyken mutlaka eldiven ve maske taktığını belirten Aydın, yavruların yer aldığı bölümde de aynı hassasiyetin gösterildiğini, ayak dezenfektanı kullanıldığını kaydetti.
Ziyaretçi sayısı yarıya indirildi
Aydın, 11 Mayıs'ta alışveriş merkezlerinin açılmasıyla Aslan Park'ın da ziyaretçi kabul etmeye başladığını belirterek, "Bu süreçte ziyaretçi sayısını yarıya indirdik. Bir saat içinde maksimum 150 ziyaretçi alıyoruz. Maskesiz ve eldivensiz ziyaretçi almıyoruz. Sosyal mesafeye uymaları için alanda yönlendirmeler yapıyoruz. Hayvan ile fotoğraf çektirmek isteyen kişinin eldivenini yeniden değiştiriyoruz. Hem ayak hem el dezenfektanı kullanılarak bu bölüme giriliyor. Dört yavru ile değil bir yavru ile el teması olmadan zaman geçirilebiliyor." diye konuştu.
Pandemi sürecinde canlılara kan testi uygulayarak sağlıklarını yakından takip ettiklerini anlatan Aydın, şunları kaydetti:
"Ayrıca beslenme konusunda da ilave tedbirler aldık. Yırtıcı kediler et ile besleniyor ancak bir süre sonra hep aynı tür proteini aldıkları için bazı eksiklikler olabiliyor. Bunları da vitaminlerle tamamlıyoruz. Böylece hayvanların bağışıklığının düşmemesini sağlıyoruz. Hayvanların hastalanmamasına yönelik önlemler aldık. Hayvanat bahçeleri ex-situ korunma (gurbette koruma) yöntemiyle korur ve bu korumanın amacı, hayvana koruyucu veteriner hekimlik yapmaktır. Biz de koruyucu bütün önlemleri çok sıkı şekilde yaptık. Günlük çizelgelerimizi oluşturduk. Hayvanın dışkısını, yemesini ve içmesini daha sıkı kontrol ederek hayvanları dinç tuttuk.
Pandemiden önce hayvanları her gün besliyorduk. Pandemiyle birlikte iki günde bir beslemeye başladık. Çünkü havalar ısındığı zaman hayvanın yeme isteği azalıyor. Yeme miktarını azaltmamızdaki sebep, besininin yerde kalmaması için. Bir aslan günde 10 kilogram et yerken, iki günde yemeye başladı. Ortam koşullarından dolayı hayvanın ikinci güne yemeğini bırakmasını engelledik."