Dolar
34.59
Euro
36.06
Altın
2,714.46
ETH/USDT
3,361.30
BTC/USDT
98,350.00
BIST 100
9,549.89
Gündem

'Olmadı komutanım, başaramadık' sözünü mahkemede inkar etti

15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminin ardından tutuklanan dönemin 7. Ana Jet Üs Komutanı tuğgeneral Emin Ayık, mahkemede inkara sığındı.

Volkan Kaşik  | 31.03.2019 - Güncelleme : 31.03.2019
'Olmadı komutanım, başaramadık' sözünü mahkemede inkar etti

Malatya

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminin ardından tutuklanan ve cezaevi girişinde karşılaştığı dönemin 2. Ordu Komutanı orgeneral Adem Huduti'nin "Ne yaptınız çocuklar, beni de yaktınız" sözüne "Olmadı işte komutanım, başaramadık." şeklinde karşılık verdiği tanık beyanlarına yansıyan dönemin 7. Ana Jet Üs Komutanı tuğgeneral Emin Ayık, mahkemede inkara devam etti.

FETÖ'nün darbe girişiminde aktif rol alarak birçok vatandaşın şehit olması veya yaralanmasında talimatları bulunan darbeci sanıklar, yargılandıkları davalarda, elde edilen görüntü, ses kayıtları ile tanıkların teşhis ve anlatımlarına rağmen savunmalarını "inkar politikası" üzerine kurmayı sürdürüyor. Örgüt talimatı çerçevesinde inkar yolunu seçen sanıkların savunmalarında öne sürdükleri tezlerin birçoğu, delillerle çürütülüyor.

İnkar stratejisini izleyen darbecilerden biri de bir süre önce sonuçlanan Malatya'daki darbe girişimi davası sanıklarından eski 7. Ana Jet Üs Komutanı tuğgeneral Emin Ayık oldu.

İddianameye göre, darbecilerin sözde atama listesinde "Sıkıyönetim 7. Ana Jet Üs Komutanı olarak görevine devam" yazılan Ayık'ın darbe girişimi olacağından önceden haberi vardı.

Korgeneral Mehmet Şanver'in kızının İstanbul Fenerbahçe Orduevi'ndeki düğününe gitmek üzere Harekat Komutanı Hava Pilot Kurmay Albay Tayfun Tuna'ya vekaletini bırakan Ayık, düğüne gitmeyerek kentte kaldı. Saat 17.30'da sanık Tayfun Tuna ile üsten ayrılan Ayık, saat 21.30 civarında tekrar üsse giriş yaptı.

Ayık, darbe girişimi gecesi tüm uçuşların durdurulduğunun ve Hava Kuvvetleri Komutanlığının haberi olmadan hiçbir uçuş yapılamayacağının belirtildiği emri bildiği halde 7. Ana Jet Üssünden 4 F4 uçağının kalkışı için telsizden talimat verdi.

Eskişehir Birleşmiş Hava Hareketleri Merkezinden (BHHM) "uçuşların yasak olduğu izinsiz rule yapan uçakların kalkış yapmaları halinde vurularak indirileceği" talimat gelmesine rağmen Ayık, uçakların kalkmasını emretti.

Ayık, bu konuya ilişkin savunmasında kendisine gelen emrin de BHHM tarafından verildiğini iddia etmesine rağmen ifadesi ilgili makamlarca doğrulanmadı.

Emin Ayık, darbeciler tarafından kullanılan 7 kargo uçağının üsse inişini de sağlamasına rağmen F4 uçakları, pistin belediyeye ait kamyonlar tarafından kapatılması nedeniyle kalkış yapamadan park yerlerine gitmek zorunda kaldı.

"BHHM'den aramışlardır, bir sorun"

Tanık sıfatıyla mahkemede dinlenen H.Ç.Ö, 7. Ana Jet Üs Komutanlığının telsiz ve telefon ses kayıtları ve kamera görüntüleri çözümü içeriğine ve kendi beyanına göre saat 04.43'te telsizden Emin Ayık ve Tayfun Tuna ile konuştu.

H.Ç.Ö'nün "2 tane F4 bizden izin almadan şu an ruleye başladı, şu an emergency pisti üstündeler. Komutanım emriniz nedir?" dediği, Ayık'ın ise "Harekat komutanın kontrolünde, BHHM'den aramışlardır, bir sorun" sözlerini sarf ettiği belirlenen kayıtlarda, Tayfun Tuna'nın "devam" dediği, sanığın ise bu konuda sessiz kalarak yetkiyi Tayfun Tuna'ya bıraktığı anlaşıldı.

Aynı telsiz konuşmaları içerisinde Tayfun Tuna'nın ısrarlı bir şekilde F-4'lerin kalkması yönünde emir vermesine rağmen sanık müdahil olmayarak Tuna'nın eliyle uçakların kalkmasına yönelik kastını ortaya koydu.

Sanık Ayık, DHMİ Müdürü Akan Aydoğan ile yaptığı görüşmede pistlerin açılması ile ilgili vali ile görüştüğünü söylemesine rağmen tanık olarak beyanı alınan dönemin valisi Mustafa Toprak bu konuşmayı kabul etmedi.

"Olmadı işte komutanım başaramadık"

Tanık beyanlarına göre, Emin Ayık, sanıklar Adem Huduti ve eski Kurmay Başkanı Avni Angun ile Malatya E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumundan Düzce T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna sevki sırasında mahkum kabul bölümünde karşılaştı.

Sanıklar kişisel malzemelerinin bulunduğu yere gittikleri sırada Adem Huduti'nin daha önceden görüşmediği ve araçtan indirildiği yerde gördüğü sanıklar Avni Angun ve Emin Ayık'a "Ne yaptınız çocuklar, beni de yaktınız." şeklinde beyanda bulundu. Emin Ayık da "Olmadı işte komutanım, başaramadık" şeklinde karşılık verdi.

Mahkemede tanık olarak dinlenen jandarma personeli İ.M, Adem Huduti, Avni Angun ve Emin Ayık'ı Düzce'ye götürdüklerini anlatarak, "Cezaevi girişinde Huduti, kelepçesi açıldığı sırada diğer iki tutukluya bakarak 'Ne yaptınız çocuklar, beni de yaktınız' dedi, Emin Ayık da 'olmadı işte komutanım, başaramadık' ifadesini kullandı. Kurmay başkanı da 'siz ve biz' gibi bir şey söyledi. 2. Ordu Komutanı elinin tersiyle hareket yaptı. Kurmay başkanı da kafasını yere eğdi." ifadelerini kullandı.

Tanık jandarma personeli R.P. de Düzce Cezaevi'ne iki araç gittiklerini anlatarak, "Adem Huduti'nin 'Ne yaptınız, beni de yaktınız' diye bir sözünü duydum. Ayık'ın da 'oldu' ya da 'olmadı' gibi bir söz söylediğini, cümlesinin sonunu 'Komutanım' diye bitirdiğini duydum." beyanında bulundu.

Ayık, mahkemedeki savunmasında, Adem Huduti'ye cezaevi girişinde "Olmadı işte komutanım, başaramadık" dediği yönündeki tanık beyanlarını kabul etmeyerek, "Belirtildiği şekilde söz konusu şahıslarla aramda bir diyalog geçmedi. Böyle bir konuşma asla olmadı." dedi.

Darbe girişimi günü annesinin rahatsızlığı nedeniyle planını değiştirerek korgeneral Mehmet Şanver'in kızının İstanbul'daki düğününe gitmediğini savunan Ayık, hakkındaki iddiaları kabul etmedi.

Gizli tanık beyanı

Gizli tanık "Toprak" ifadesinde, Emin Ayık'ın örgüt içerisinde yer aldığını ve iletişim için Viber programını kullandığını belirterek, kendisiyle Malatya'da belli periyotlarla görüştüğünü anlattı.

FETÖ'nün darbe girişimi sırasında, darbecilerin merkezi Akıncı 4. Ana Jet Üssü Komutanlığından, Malatya'daki 7. Ana Jet Üssü'nün defalarca arandığı HTS kayıtlarıyla ortaya çıkarıldı.

Darbe girişimi sırasında Akıncı'dan Malatya 7. Ana Jet Üssü'ne saat 09.32 ile 23.58 arasında 14 arama gerçekleştiği belirlendi.

Kayıtlara göre, tutuklu yargılanan eski Akıncı Üssü Komutanı tuğgeneral Hakan Evrim ve emir astsubayı Fatih Aslantaş, 143. filo komutanı olan ve F-16'ların bombalanması için Emniyet Genel Müdürlüğü Havacılık Daire Başkanlığını lazerle işaretleyen eski binbaşı Mustafa Azimetli'nin, darbe girişimi sırasında Malatya'daki 7. Ana Jet Üssünü aradığı ortaya çıktı.

Evrim'in 15 Temmuz günü üssü arayarak saat 12.02'de 12 saniye, saat 13.50'de 2 dakika 12 saniye, saat 14.11'de de 1 dakika 6 saniye görüşme yaptığı belirlendi. 

Fatih Aslantaş'ın saat 20.51'de 24 saniye, Mustafa Azimetli'nin ise saat 23.41'de 42 saniye, 23.58'de de 18 saniye 7. Ana Jet Üssü ile görüştüğü de tespit edildi.

Akıncı'dan yapılan aramalara Malatya 7. Ana Jet Üssünde kimlerin cevap verdiği ise belirlenemedi.

Kayıtlarda, Malatya'daki darbe girişimi davasında tutuklu yargılanan dönemin 7. Ana Jet Üs Komutanı tuğgeneral Emin Ayık ve 7. Ana Jet Üs Komutanlığı 171. Filo Komutanı binbaşı Metin Çivilibal'ın da Akıncı Üssü ile irtibat halinde olduğu yer aldı.

Ayık'ın, 15 Temmuz saat 21.26'da 4. Ana Jet Üs Komutanlığı emir astsubayıyla 14 saniye, 21.29'da 150 saniye, 16 Temmuz 00.52'de de 14 saniye, 4. Ana Jet Üs Komutanlığı 143 Filo Öğretmen Gazinosu ile 16 Temmuz 01.02'de 4. Ana Jet Üs Komutanlığı santraliyle 219 saniye görüştüğü kaydedildi.

Aramaların Malatya'dan kaldırılmak istenen ancak pistin kapatılması dolayısıyla kalkış yapamayan F4 savaş uçaklarının hazırlık aşamasında gerçekleşmesi ise dikkati çekti.

Darbe girişimi gecesi, Malatya Havalimanı ve 7. Ana Jet Üs Komutanlığının ortak kullandığı ana pistler, havaalanındaki itfaiye ve iş makineleri ile Malatya Büyükşehir Belediyesine ait otobüs, iş makinesi ve kamyonlarla kapatılarak, uçakların kalkış ve iniş yapması engellenmişti.

Ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum edildi

Malatya 1. Ağır Ceza Mahkemesi, dönemin 7. Ana Jet Üs Komutanı tuğgeneral Emin Ayık'a "cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası vermişti.

Dönemin 2. Ordu Komutanı Adem Huduti'ye "Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek suçuna yardım"dan 15 yıl hapis cezası veren mahkeme heyeti, dönemin 2. Ordu İdari Kurmay Yarbaşkanı tuğgeneral Mustafa Serdar Sevgili, 2. Ordu Harekat Destek Yarbaşkanı tuğgeneral Zeki Karataş, eski albaylar Bahadır Erdemli, Erkan Varol, Mustafa Özkan ve Tayfun Tuna, eski yarbaylar Ahmet Üçbudak ve İsmail Akın, eski binbaşılar Eyüp Kök, Metin Çivilibal, Tuncay Öztürk ve İbrahim Dede ile eski yüzbaşı Kemal Keskin'e "cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, eski albay Mehmet Ergün ve üsteğmen Hüseyin Çakıcı'ya ise müebbet hapis cezası verilmesine hükmetmişti.

Heyet, ayrıca İbrahim Dede'ye, 15 Temmuz Gazisi Enes Gün'ü yaralamaya yönelik eylemi nedeniyle 24 yıl, eski 2. Ordu Komutanlığı Harekat Kurmay Yarbaşkanı tuğgeneral Ersin Yıldırım ile kara pilot teğmen Mustafa Sinan Soybaş'a da "terör örgütüne üye olmak" suçundan 7 yıl 6'şar ay hapis cezası verilmesini kararlaştırmıştı.

Davada tutuklu yargılanan eski 2. Ordu Kurmay Başkanı Tümgeneral Avni Angun'un da aralarında yer aldığı 57 sanık ise beraat etmişti.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.