Dolar
38.48
Euro
43.90
Altın
3,307.25
ETH/USDT
1,805.10
BTC/USDT
94,961.00
BIST 100
9,224.84
Gündem

Prof. Dr. Yaman: Ölülerin ruhaniyeti adına kurban kesmek yasaklanmıştır

Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Sözcüsü Prof. Dr. Yaman, "İslam, insanlar nezdindeki değeri ne olursa olsun ölülerin ruhaniyeti adına kurban kesmeyi veya ruhaniyetlerine adakta bulunmayı yasaklamıştır." dedi.

20.08.2018 - Güncelleme : 20.08.2018
Prof. Dr. Yaman: Ölülerin ruhaniyeti adına kurban kesmek yasaklanmıştır

ANKARA - SEFA ŞAHİN

Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Sözcüsü Prof. Dr. Ahmet Yaman, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kurban ibadetiyle ilgili toplumda yanlış uygulamalar, bidatlar ve hurafelerin bulunduğunu belirterek, kurbanın, Allah'a yakınlaşmak ve onun rızasına ermek için ibadet amacıyla belirli şartları taşıyan hayvanın usulüne uygun kesilmesi olduğunu söyledi.

Müslümanların, gerektiğinde Allah için canı dahil bütün varlığını feda edebileceğinin sembolik bir işareti olarak kurban kestiğini belirten Yaman, Allah'ın Kuran-ı Kerim'de Hac suresinde bu ibadeti bütün ümmetlere buyurduğunu ve müminlerin eskiden beri bunu yerine getirdiğini anlattı.

Yaman, zaman içinde bu ibadetin maksadıyla uyuşmayan bidat ve hurafelerin ortaya çıktığına dikkati çekerek, "Bu yanlış uygulamaların hurafe kısmı eski putperest, Şamanist kültürlerden intikal ederken, bidat diyebileceğimiz kısmı da aslında dinde yeri olmadığı halde dindarlık adına daha iyisini yapma amacından kaynaklanmıştır." diye konuştu.

"Putperestlik ve cahiliye kaynaklı"

Toplumda kurbanla ilgili hurafelerin başında kurbanın kanının çocukların veya yetişkinlerin başına, evlerin duvarlarına ya da araçların tekerlerine sürülmesi geldiğini dile getiren Yaman, hastalıktan, kazadan, beladan ya da bereketsizlikten koruyacağı inancıyla yapılan bu uygulamanın aslında putperestlik ve cahiliye kaynaklı olduğunu anlattı.

Yaman, Allah'ın kesilen kurbanın etinin ve kanının kendisine ulaşmayacağını, bu tür uygulamalardan uzak durulmasını emrettiğini aktardı.

Bir diğer hurafenin ise çocuğu olmayanlara kurbanın, özellikle de devenin dilinin veya etinin bu amaçla yedirilmek olduğunu kaydeden Yaman, üremenin kendine özgü biyofizyolojik kuralları bulunduğunu hatırlattı.

Söz konusu yöntemin apaçık hurafe olduğunu vurgulayan Yaman, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Sembolik değeri yüksek olan kurban ibadetinin böyle bir hurafeye konu olması üzücüdür. Yatır, türbe ve tekkelere kurban kesmek ya da adakta bulunmak da bir başka hurafedir. Bu uygulama da putperestlikten gelme kalıntılara dayanmaktadır. Bazı kültürlerde insanlar, taptıkları putların veya aziz bildikleri kişilerin mezarlarının yanında kurban keser ve bırakıp giderlerdi. Böylece onların hoşnutluğunu kazanmayı umarlardı. Oysa İslam sadece Allah adına ve yine sadece onun rızasını kazanmak için kurban kesilmesini ve etlerinin kısmen fakirlere dağıtılıp kısmen evde tüketilmesini istemiştir. İnsanlar nezdindeki değeri ne olursa olsun ölülerin ruhaniyeti adına kurban kesmeyi veya ruhaniyetlerine adakta bulunmayı yasaklamıştır. Devlet büyükleri hatırına kurban kesmek de yine bu kapsamda yapılan yanlışlardan biridir."

"Ölü ve kabir kurbanı yoktur"

Yaman, toplumda kurban ibadeti etrafında din adına uydurulan bidatların da bulunduğunu, bunların başında Hazreti Muhammed'in adına kurban kesme geldiğini ifade etti.

Allah ve Hazreti Muhammed'den nakledilmeyen bir uygulamanın ibadet gibi telakki edilemeyeceğini ve ona dinilik vasfı vermenin bidat olduğunu vurgulayan Yaman, "Gittikçe yaygınlaştığına şahit olduğumuz bir başka bidat da ölü kurbanı uygulamasıdır. Dinimizde ölü kurbanı veya kabir kurbanı diye bir kurban çeşidi yoktur. Kurban, hayatta olan ve gerekli şartları taşıyan kimselerin Allah'a yaklaşmak ve onun rızasına ermek için yaptıkları bir ibadettir." değerlendirmesinde bulundu.

Kişinin kendisinin bir vasiyeti olmadıkça ölü adına kurban kesmenin bir ibadet olmadığını anlatan Yaman, kişilerin bizzat kendi adlarına kurban kesip de sevabını ölmüş olan yakınlarına bağışlayabileceğini ve onların bağışlanması için dua edebileceğini aktardı.

Prof. Dr. Yaman, sözlerini şöyle tamamladı:

"Kurbanla ilgili bir yanlış da kesildikten sonra namazının kılınmasıdır. Esas olarak 'kurban namazı' diye bir namaz yoktur. Bu namazın dini bir gereklilik olduğu inancı yanlıştır. Ancak kişi nafile namaz kılınması mekruh olmayan bir vakitte, sebepli veya sebepsiz dilediği kadar nafile namaz kılabilir. Kurban kesen kişi de böyle bir ibadeti yapma imkanına kavuştuğu için Allah'ın verdiği nimete şükür olarak iki rekat nafile namaz kılabilir. Fakat bunu kurbanı tamamlayan bir gereklilik olduğu ve kılınmadığı takdirde ibadetin eksik kalacağı düşüncesiyle yapmak doğru değildir." 

Muhabir: Sefa Şahin

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.