"Yedi Uyuyanlar" ve "Zeus" mağaraları turizme katkı sağlıyor
İzmir'in Selçuk ilçesindeki Yedi Uyuyanlar Mağarası ile Aydın'ın Kuşadası ilçesindeki Zeus Mağarası inanç turizmi için bölgeye gelenleri ağırlıyor.
İzmir/Aydın
Anadolu Ajansının (AA) "Türkiye'nin Mağaraları" dosya haberinin 15'inci bölümünde Selçuk'taki Yedi Uyuyanlar Mağarası ile Kuşadası'ndaki Zeus Mağarası anlatıldı.
- Van'daki mağaralar doğaseverlerin ve arkeoloji meraklılarının ilgisini çekiyor
- Düzce ve Karabük'teki mağaralar adrenalin tutkunlarına ve doğaseverlere hitap ediyor
- Bursa'nın 3 milyon yıllık Oylat Mağarası'nı yılda 300 bin kişi geziyor
- Hititlerden kalan tuz mağarası Çankırı'nın turizminde öncü rol oynuyor
- Doğu Karadeniz'in mağaraları her mevsim gezginlerin rotasında
- Mersin'in inanç, sağlık ve turizmde öne çıkan mağaraları mistik yolculuk yaşatıyor
- Eski Taş Çağı'ndan kalma Tekkeköy Mağaralarını yılda 300 bin kişi ziyaret ediyor
- Denizli mağaralarıyla da turizme katkı sağlıyor
- Sivas'ın mağara apartmanları ziyaretçilerini ağırlıyor
- Trakya'nın tek turizme açık mağarası yarasalarıyla ziyaretçi çekiyor
- Doğu'daki mağaralar geçmişe yolculuk için ziyaretçilerini bekliyor
- Konya mağara çeşitliliğiyle turizm potansiyelini artırmak istiyor
- "Medeniyetler beşiği" Antalya, mağaralarıyla da turist çekiyor
- Akdeniz ve Ege'nin mağaraları insanlık tarihinden izler yansıtıyor
Selçuk'taki Efes Antik Kenti yakınlarında Panayır Dağı eteklerinde bulunan "Yedi Uyuyanlar Mağarası", Meryem Ana Evi ile bölgedeki inanç turizmi noktaları arasında yer alıyor.
Fotoğraf: Lokman İlhan/AA
Restorasyon, koruma ve çevre düzenlemesi çalışmaları nedeniyle mağaranın içine bir süredir ziyaretçi kabul edilmiyor. Ziyaretçiler mağarayı, 8-10 metre uzaktan görebiliyor.
Selçuk Efes Müzesi Müdürü Cengiz Topal, AA muhabirine, dünyada 40'ın üzerinde mekanın Müslümanlık ve Hristiyanlıkta geçen "Yedi Uyuyanlar" inanışına atfedildiğini, bunlardan üçünün Türkiye'de olduğunu belirtti.
Hristiyanlarca en çok Selçuk'taki mağaranın olayın yaşandığı yer olarak kabul gördüğünü aktaran Topal, şunları kaydetti:
"Roma imparatorlarından Decius yaklaşık 250 yıllarında Hristiyanlığı yasaklıyor ve Efes'te bir tapınak yaptırıyor. Bu tapınakla insanları tapınmaya ve kurban adamaya zorluyor. 7 genç bunu kabul etmiyor. Bunu duyan Decius gençleri çağırarak onlara bu yaklaşımı kabul etmeleri için zaman tanıyor. Gençler de Efes'i terk ederek bu alana geliyor. İmparator bu mağaraya sığındıklarını haber alınca mağaranın ağzını kapattırıyor. Mağaranın ağzı kapanınca gençler burada ibadetleriyle ve sohbetleriyle günlerini geçirirlerken uzun süreli bir uykuya dalıyorlar. Uyandıklarında sanki bir gün geçmiş gibi uyanıyorlar ve içlerinden birini Efes'e ekmek ve erzak almak için gönderiyorlar. Giden genç Efes'e girerken kapının üzerinde haç görünce, Hristiyanlıkla ilgili bir şeylerin olduğunu anlıyor ama tam bilemiyor. Malzeme almak için verdiği paranın yaklaşık 200 yıl öncesine ait olduğu anlaşılınca konu dönemin yöneticilerine kadar intikal ediyor. O zamanın yöneticisi 2. Theodosius'tur. Gençlerin 200 yıl uyudukları anlaşılıyor. Sonra bu gençlerin mezarlarının üzerinde bir kilise yaptırıyor. Aslında alanın hikayesi böyle."
Bölgenin şu an ziyaret için uygun olmadığını ve mezarları, yapıları korumak için kapalı alanlara ziyaretçi kabul edilmediğini belirten Topal, "Şu anda ziyaretçileri mezarların üzerinde dolaştırmamak için içeriye almıyoruz. Koruma bakımından hem alan çok müsait değil. Süratle aşınıyor ve dökülüyor. Ziyarete hazır hale getirdikten sonra çevre düzenleme projesi yapıldıktan sonra uygulandıktan sonra ziyaretçilerimizi içeriye de alabiliriz." dedi.
Bölgenin düzenlenmediği halde bir cazibe merkezi olduğunu anlatan Topal, şöyle konuştu:
"Efes ziyaretçisi bu yıl itibarıyla 2 milyona yaklaşıyor. Muhtemelen yıl sonuna kadar 2 milyonu bulacağız. Bunun yüzde 20'si buraya gelse 400 bin insan ediyor. Bölgenin ciddi bir cazibe merkezi potansiyeli var. Yani Efes'in hemen yanında yer alıyor olması, Efes'in ziyaretçi sayısının çok olması, aynı zamanda inanç gereği yani hem Müslümanlık hem Hristiyanlık hem de diğer inançlarda alanın kutsiyetinden kaynaklı oldukça yoğun ziyaretçi potansiyeli var."
Zeus Mağarası
Kuşadası ilçesindeki Dilek Yarımadası Büyük Menderes Deltası Milli Parkı'nın hemen girişinde yer alan 60 metre uzunluğunda, 20 metre genişliğinde Zeus Mağarası'na yaklaşık 1 kilometrelik yürüyüşün ardından ulaşılabiliyor.
Mağaranın içinde kayalardaki su sızıntısıyla oluşan gölet, yazın soğuk, kış aylarında ise ılık denebilecek su sıcaklığına sahip. Kayaçların mineral yapısı ve su sirkülasyonundan dolayı her zaman temiz olan su, turkuaz rengiyle görenleri büyülüyor.
Mağarayı ziyaret edenler, özel olarak kurulan platformdan mağarayı izleyip fotoğraflayabiliyor.
Büyük Menderes Deltası Milli Parkı Müdürü Özcan Mersin, milli parkı ziyaret edenlerin büyük çoğunluğunun mağarayı da ziyaret ettiğini ifade etti.
Mağara için birçok hikayenin anlatıldığını aktaran Özcan Mersin, "Mitolojide göklerin kralı Zeus, denizler kralı Poseidon'dan korkarak buraya saklanmış. Bu nedenle burası 'Zeus Mağarası' olarak adlandırılmış. Hazreti İsa'nın annesi Meryem Ana da Efes'e giderken Samos Adası'ndan geçip burada dinlenmiş." dedi.
Mağaradaki suda yüzmenin yasak olduğunu belirten Mersin, "Her yıl boğulma ve ölüm vakalarıyla karşılaşmaktayız. Ziyaretçilerimizden bu konuda hassasiyet göstermelerini bekliyoruz." ifadelerini kullandı.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.