Eşinin emekliliğinin ardından geçen yıl Hacı Hidayet Doğruer Mahallesi'ndeki evlerinin bahçesinde Halep keçisi yetiştiriciliğine başlayan Çağlayan çifti, hayvanların bakımlarını titizlikle yapıyor.

Keçilerinden birisinin 3 ay önce doğum sırasında ölmesi sonucu ikiz yavruları annesiz kalınca Nurten Çağlayan, oğlaklara bir süre evde baktı.

"Rüzgar" ve "Poyraz" isimlerini verdiği oğlakları halen biberonla besleyen Çağlayan, zamanın büyük bir kısmını da onlara ayırıyor.

Bahçede oğlaklarla gezen ve onları kucağında seven Çağlayan, hayvanlara adeta çocuk gibi bakıyor.

Nurten Çağlayan, AA muhabirine, 50 yaşından sonra eşiyle hayvancılığa başladıklarını ve hayvanlarla da aralarında bir dostluk oluştuğunu belirtti.

İkizlerin annesinin doğum öncesi rahatsızlandığını ve veteriner hekimin yavruların sezaryenle alınması gerektiğini söylediğini anlatan Çağlayan, şöyle konuştu:

"O gün çok üzüldük ama bu iki yavru yaşayıp büyüyünce yeni bir teselli oldu. İlk doğduklarında ayakta duramıyorlardı, evde baktık. Biberonla besledik. Sonra balkonda baktık. Şimdi 3 aylık oldular, artık sütten keseceğiz. Küçükken bebeğin annesine sarıldığı gibi öyle kucağımda duruyorlardı. 'Bebeklerim' diye seslendiğimde meleyerek koşarak geliyorlardı. Şimdi biraz büyüdüler ve asi evlat oldular, söz dinlemiyorlar. O dönemde annelerini kaybedince beni anneleri zannettiler. Evde büyüttük. Şimdi de dışarıda bizle geziyorlar. Doğdukları gün hava çok rüzgarlıydı. Biz de 'Rüzgar' ve 'Poyraz' isimlerini koyduk."

Çağlayan, genelde doğan yavrulara isim koyduklarını ve bebek gibi bakmaya çalıştıklarını dile getirdi.

Poyraz ve Rüzgar'ın sürekli kendisini takip ettiğini ve kedileri sevdiğinde kıskandıklarını ifade eden Çağlayan, "Başını uzatıp onu sevmemi istemiyorlar. Kendilerini sevince sakinleşiyorlar. Başkasını istemiyorlar. Bıraksam çarşıya da benimle gelirler. Sürekli peşimde gezmek istiyorlar." diye konuştu.