Dolar
36.48
Euro
39.55
Altın
2,912.40
ETH/USDT
2,121.70
BTC/USDT
83,721.00
BIST 100
10,507.11
Yaşam

Dünya kadınları 8 Mart'ı kutlarken, Gazze'dekiler "hayatta kalma savaşı" veriyor

İsrail'in yaklaşık 16 ay önce başladığı saldırıları sonucu "hayalet bölgeye dönen" Gazze Şeridi'ndeki kadınlar için 8 Mart Dünya Kadınlar Günü geçen yıl olduğu gibi bu yıl da "açlık, susuzluk ve yokluk günü" oldu.

Ekip  | 08.03.2025 - Güncelleme : 08.03.2025
Dünya kadınları 8 Mart'ı kutlarken, Gazze'dekiler "hayatta kalma savaşı" veriyor

Gazze

İsrail'in 7 Ekim 2023'ten bu yana düzenlediği saldırılar nedeniyle neredeyse taş üstünde taşın kalmadığı Gazze'de en büyük bedeli çocukların yanı sıra kadınlar ödedi. Gazze'deki Hükümetin Medya Ofisinin son verilerine göre İsrail'in saldırılarında şu ana kadar 12 bini aşkın kadın yaşamını yitirdi.

Hayatta kalan kadınlar ise "ekonomik, siyasi ve sosyal başarılarını" kutlayacakları yerde en temel insani ihtiyaçlarını nasıl karşılayacaklarını düşünecek hale geldi.

Dertleri kutlama yapmak değil sadece yaşamak

AA'ya konuşan kadınlar, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü çadırlarda, enkazlar üzerinde ya da sığınma merkezine dönüşen okullarda binbir türlü meşakkat içinde geçirdiklerini ifade etti.

Gazze'nin güneyindeki Han Yunus'ta bir okula sığınan Ummu Ekrem Ebu Şemmale, Filistinli kadınların saldırıların ardından gıdaya, suya ve giysiye muhtaç hale geldiklerini söyledi.

"Çocuklarımız evsiz barksız kaldı, okullarda elektrik ve su olmadan yaşıyoruz. El fenerleriyle ihtiyaçlarımızı gidermeye çalışıyoruz. Yaşadığımız hayat, hayat değil." diyen Ebu Şemmale, karşılaştıkları zorlukları anlattı.

Dünya Kadınlar Günü onlar için "zillet" günü oldu

Han Yunus'taki okula sığınan kadınlardan Ummu Ahmed ise Gazzeli kadınlar için 8 Mart'ın "kutlama" günü olmaktan çıkıp "zillet" gününe dönüştüğünü ifade ederek, "Gazze'deki kadınlar üniversitelerde eğitim göreceklerine, kadınlar gününü kutlayacaklarına ateşte yemek pişiriyor, ellerinde çamaşır yıkıyor, çadırlarda ya da okullarda yaşıyor. Evlerinde onurlu bir şekilde yaşarken şimdilerde birilerinden gelecek yardımları bekliyorlar." şeklinde konuştu.

Eşini ve 2 çocuğunu kaybeden Ummu Enver Ebu Hatab da "Gaz yok, yiyecek ve su yok. Yemekleri ateşte pişiriyoruz. Gazze dışındaki kadınlar kutlama yapıyor bizse burada zulmü, kaybı ve kahrı yaşıyoruz. Hepimiz mağduruz ama ablukaya rağmen direniyoruz." dedi.

Dünya Kadınlar Günü'nde su taşıyor ve odun topluyorlar

Gazze'nin orta kesiminde yer alan El-Bureyc Mülteci Kampı'nda çadırda yaşayan Ummu Ahmed Ebu Ayade de kanser hastası olan eşinin, saldırılar sırasında kemoterapi göremediği için hayatını kaybettiğini söyledi.

Artık hayatını, pek çok şeyden mahrum kalan 4 çocuğunun onurlu bir hayat sürmesine adadığını dile getiren Ebu Ayade, "Gazzeli kadınlar, Dünya Kadınlar Günü'nü uzak yerlerden su taşıyarak ve odun toplayarak kutluyor." ifadesini kullandı.

Suriye asıllı olup evlenerek Gazze'ye gelen Rula el-Hurani de yaşadıklarıyla Dünya Kadınlar Günü arasındaki uçuruma vurgu yaptı.

Hurani​​​​​​​, "Evim yok, eşim yok, eşimden geriye 4 yetim çocuk kaldı. Ailem uzakta, yıllardır onları görmedim. 13 yaşındaki büyük oğlum benimle birlikte ailenin sorumluluğunu üstlenmek zorunda kaldı. Burada gurbette olduğum ve beni buraya bağlayan eşimi de kaybettiğim için sınır kapısının açılmasını ve buradan gitmeyi istiyorum." diye konuştu.

Gazze'deki hükümet: İsrail katliamları nedeniyle 2 bin kadın kalıcı engelli hale geldi

Öte yandan Gazze'deki hükümetin Medya Ofisi Başkanı Selame Maruf, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, uluslararası toplumu, İsrail'in özellikle kadınlara yönelik gerçekleştirdiği katliamları hatırlamaya davet etti.

İsrail’in Gazze’ye yönelik soykırımında 12 bin 316 kadının hayatını kaybettiğini ve 2 bin kadın ile kız çocuğunun bazı organlarını kaybederek "kalıcı engelli" hale geldiğini belirten Maruf, bu dönemde 162 kadının bulaşıcı hastalıklara yakalandığını ve onlarca kadının İsrail hapishanelerinde çeşitli işkencelere maruz kaldığını kaydetti.

Maruf, "13 bin 901 kadın dul kaldı. 17 bin anne çocuklarını kaybetti. 50 bin hamile kadın, insanlık dışı koşullar sebebiyle, karınlarındaki yavrularını daha dünyaya getirmeden kaybetti." bilgisini paylaştı.

İsrail’in ablukayı sürdürdüğünü ve insani yardımları engellediğini hatırlatan Maruf, Gazze’deki kadınların açlık ve susuzluk içinde yaşam mücadelesi verdiğinin altını çizdi.

Medya Ofisi Başkanı Selame Maruf, Gazze'deki kadınların bugün en çok, "Uluslararası toplum ve kadın haklarını savunan kuruluşlar, yaşadığımız bu zulme karşı nerede?" sorusunu yönelttiğini vurguladı.

Gazzeli kadınlar, bu yıl da Dünya Kadınlar Gününü açlık, yıkım ve abluka altında karşıladı

İsrail'in 15 ayı aşkın süre düzenlediği saldırılarla harabeye çevirdiği Gazze Şeridi'ndeki kadınlar bu yıl da açlık, yıkım ve ablukanın gölgesinde 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'ne girdi.

Dünyadaki kadınların aksine "8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü buruk karşılayan Gazzeli kadınlar, İsrail'in kadın, çocuk, yaşlı demeden sivilleri hedef alarak yaklaşık 16 ay sürdürdüğü saldırıların ağır sonuçlarına katlanmaya devam ediyor.

İsrail'in ateşkes anlaşmasının ana maddelerinden biri olan insani yardımların girişini engellemeyi sürdürdüğü bölgedeki kadınlar, açlığa mahkum ediliyor.

İsrail'in Gazze'de aylardır sürdürdüğü soykırım sırasında kadın haklarını tamamen ihlal etmesi ve kadınlara karşı korkunç suçlar işlemesi uluslararası camiada "kadın soykırımı" nitelemesiyle karşılık buldu.

BM'nin Kadın ve Kız Çocuklarına Yönelik Şiddet Konularındaki Özel Raportörü Reem Alsalem, Gazze'deki durumun modern tarihte görülmemiş boyutlara ulaştığını belirterek, İsrail'in Filistinli kadınlara yönelik saldırılarının sistematik bir soykırım stratejisinin parçası olduğunu vurguladı.

Ölüm, yaralanma ve kayıpların yüzde 70'ini kadın ve çocuklar oluşturuyor

İsrail saldırıları ve yol açtığı ölüm ve yaralanmalar, bulaşıcı hastalıklar, açlık, kıtlık ve bölgedeki trajik koşullar neticesinde binlerce Filistinli kadın hayatını kaybetti ve yaralandı, onlarcası İsrail güçlerince alıkonularak işkence ve çeşitli ihlallere maruz kaldı.

Bombardımanlar nedeniyle yaşadığı bölgeden defalarca göç etmek zorunda kalan binlerce kadın, derme çatma çadırlarda veya enkaz yığınına dönen yerlerde yaşam mücadelesi veriyor.

Gazze'deki hükümetin Medya Ofisi, İsrail'in 7 Ekim 2023'ten ateşkes anlaşmasına kadar, Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda yaklaşık 12 bin 316 kadının hayatını kaybettiğini açıkladı.

İnsan Hakları İzleme Örgütü'ne (HRW) göre, Gazze Sağlık Bakanlığının açıkladığı ölü sayıları, hastalık nedeniyle ölenlerin veya enkaz altında kalanların sayısını içermiyor. Buna göre Eylül 2024'e kadar gerçekleşen ölümlerin yüzde 70'ini kadın ve çocukların oluşturduğu tahmin ediliyor. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği de bu bilgiyi doğruluyor.

Filistin Merkezi İstatistik Bürosunun (PCBS) raporuna göre, saldırılarda yaralanan 110 bini aşkın kişinin yüzde 69'unu, kaybolan 14 binden fazla kişinin yaklaşık yüzde 70'ini savaşın en ağır bedelini ödeyen kadın ve çocuklar oluşturuyor.

Gazze'deki Filistinli hamile kadınlar da İsrail'in Gazze'ye yaklaşık 16 ay süren saldırıları ve sonrasında "tehlikeli" ve "insanlık dışı" koşullarda doğum yapmak zorunda kaldı.

Gazze'deki hükümetin Medya Ofisinin verilerine göre, sağlık hizmetlerinin yetersizliği nedeniyle bölgede risk altında olan yaklaşık 60 bin gebe kadın bulunuyor.

Eşleri ölen kadınlar ailenin geçimini sağlamak zorunda kaldı

Öte yandan saldırılarda eşleri hayatını kaybeden binlerce kadın açlık, yıkım ve ablukanın kıyısında ailenin geçimini sağlamak gibi büyük bir sorumlulukla karşı karşıya.

Gazze'deki hükümetin Medya Ofisi, yaklaşık 13 bin 901 Filistinli kadının soykırım neticesinde eşini kaybettiğini ve çocuklarının geçimini sağlayan tek kişi olduklarını kaydetti.

Ayrıca Gazze saldırılarının başladığı 7 Ekim 2023'ten sonra bölgeyi işgal eden İsrail askerlerince eşleri alıkonulan yüzlerce Filistinli kadın da aynı sorumluluğu üstlenmek zorunda kaldı.

Filistinli anneler yaklaşık 18 bin çocuğunu kaybetti

Binlerce Filistinli anne 17 bin 861 bin çocuğunu kaybetti, bu da onların şu anda büyük psikolojik zorluklar ve travmalar içinde yaşadıkları anlamına geliyor.

Filistin Merkezi İstatistik Kurumunun raporunda, "Çocuklarını kaybetmek, annelerin hafızasında derin bir yara olarak kalıyor. Onlar, evlatlarının hayallerini saldırılardan oluşan enkazların altında tutmayı sürdürüyor." denildi.

Raporda şu ifadeler yer verildi:

"Saldırıların sona ermesine rağmen, ölen yakınlarına dair sahneler, ellerinden koparılan evlatlarının unutulmaz acılarını taşımaya devam ediyor. Anneler, tarifsiz bir acıyla, özlemle ve derin travmalarla baş etmeye çalışıyor."

Raporda ayrıca, Gazze’de çocuklarını kaybeden annelerin her gün kâbuslar gördüğü, derin bir depresyon içinde yaşadığı ve ağır bir endişeyle ayakta kalmaya çalıştığı vurgulandı.

Annelerin önündeki zorlu tedavi sürecine ilişkin "Önlerinde, yalnızca taşları tekrar inşa etmek değil, aynı zamanda ruhları onarmak ve adaletsiz bir dünyaya karşı güveni yeniden inşa etmek gibi zorlu bir görev var." ifadeleri yer aldı.

Katliamlarda her gün 15 çocuk engelli durumuna düştü

Birleşmiş Milletler İnsani İşler Koordinasyon Ofisi’nin tahminlerine göre, aylar süren katliamda her gün ortalama 15 çocuk sakat kaldı. Bu da, 7 bin 65 çocuğun kalıcı engellerle yaşamak zorunda olduğu anlamına geliyor. Bu engeller arasında uzuv kaybı, görme ve işitme kaybı gibi ciddi sağlık sorunları bulunuyor.

Gazze’de sağlık sisteminin çökmesi nedeniyle, anneler yaralı çocuklarına yeterli tıbbi bakım sağlayamama gibi büyük bir sorumluluk ve sıkıntıyla karşı karşıya olduğunu vurgulamak gerekiyor.

Gazze'deki hükümet: İsrail, 15 ayı aşkın süren saldırılarında Gazze'de 24 kadın gazeteciyi öldürdü

Gazze'deki hükümetin Medya Ofisi Başkanı Selame Maruf, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla açıklamada bulundu.

İsrail'in Gazze'deki saldırılarında 24 kadın gazetecinin yaşamını yitirdiğini belirten Selame, "Kadın olmaları zalim ordu karşısında onları kurtaramadığı gibi, gazetecilik dokunulmazlığı da onları katil yapıdan koruyamadı." ifadelerini kullandı.

İsrail ordusunun Filistinli kadın gazetecilere yönelik öldürme suçunu işlemesinin uluslararası insancıl hukukun ihlali olduğunu kaydeden Selame, bunun kadın haklarını ve gazetecilerin haklarını savunduğunu iddia eden özgür dünyanın gözü önünde gerçekleştiğini vurguladı.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
İlgili konular
Bu haberi paylaşın