Dolar
32.38
Euro
35.17
Altın
2,233.04
ETH/USDT
3,565.80
BTC/USDT
70,801.00
BIST 100
9,079.97
Yaşam

'Seçilmiş Cumhurbaşkanımızı korumak üzere şehadete yürüdük'

FETÖ'nün darbe girişimi sırasında, 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nde vurularak yaralanan Gazi Özer Coşkun, "Seçilmiş Cumhurbaşkanımızı kanımızla canımızla korumak üzere şehadete yürüdük, gazi olmak nasip oldu" dedi.

Başak Akbulut Yazar  | 23.03.2018 - Güncelleme : 23.03.2018
'Seçilmiş Cumhurbaşkanımızı korumak üzere şehadete yürüdük'

Istanbul

İSTANBUL

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında, 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nde vurularak yaralanan Özer Coşkun, o gün yaşananları unutmamak için üzerinde kanının bulunduğu tişört ve bayrağı halen saklıyor.

Darbe girişimi sırasında, aralarında Erol Olçok ve oğlu Abdullah Tayyip Olçok'un da bulunduğu 34 kişinin şehit edildiği 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'ndeki olaylara ilişkin, haklarında 37'şer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen 135'i tutuklu 143 sanığın yargılandığı davanın müştekilerinden Coşkun, gazetecilere yaptığı açıklamada, o günü hafızasından silemediğini anlattı.

Coşkun, olay günü evde televizyon izlerken darbe girişimini öğrendiğini belirterek, "Haberlerden darbeye kalkışanların kısıtlı olduğunu, asker kılıklı teröristlerce yapıldığını öğrendim. 'Bugün sokağa çıkmazsak ne zaman çıkacağız' diyerek 3 yaşındaki çocuğumu evde bıraktım. Helalleşip, canımı siper etmek için, devletin bekası için dışarı çıktım. Tek başıma çıktığım yolda 3 kişi daha aracıma bindi. Boğaziçi Köprüsü'nde çatışmalar olduğunu duydum, köprüye doğru yola koyuldum. Arabamı köprünün ortasına bıraktım. Yoğun silah sesleri vardı." dedi.

Cep telefonunda olay gecesine ait kayıtlar bulunduğunu ve bunu duruşmada mahkeme heyetine de gösterdiğini dile getiren Coşkun, şöyle devam etti:

"İstanbul boğazının ortasında, köprünün üstünde asker sıfatına girmiş kişiler, halkın, 'yapmayın' uyarılarına kulak asmadan, halka acımadan vurdular. Ateş edenlere yakın bir konumda bulunuyordum. Rütbeli biri, ateş etmek istemeyen bir erin omzuna G3 silahının dipçiğiyle sonra da namlusuyla vurdu ve 'Sen komutanının sık emrine itaat etmiyorsun, ya sen sıkacaksın ya da ben sana sıkacağım' diye bağırdı. Bunu kulaklarımla duydum. İbreti alem olsun diye o gece her şeyi cep telefonuma kaydettim. Kurşunlardan biri cep telefonuma da isabet etmiş. Telefonum elimden sekti. Canım pahasına gidip telefonumu yerden aldım."

Ateş sırasında elinden yaralandığını anlatan Özer Coşkun, şunları kaydetti:

"O gece üzerimde Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk yazılı beyaz tişörtüm elimde ise Türk Bayrağı vardı. Vurulduğum sırada kanımın bulaştığı bayrak ve tişörtü duruşma salonunda mahkeme heyetine gösterdim. Vurulduktan sonra beni ilk olarak Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne götürdüler. Siyah tişörtlü, küpeli ve sakallı bir doktor, 'Ne işiniz var orada, manyak mısınız?' dedi. Orada tedavim yapılmayınca başka bir hastaneye götürüldüm. Seçilmiş Cumhurbaşkanımızı kanımızla canımızla korumak üzere şehadete yürüdük, gazi olmak nasip oldu."

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
İlgili konular
Bu haberi paylaşın