Dominik Cumhuriyeti
Dominik Cumhuriyeti, Karayip Denizi’nde “Büyük Antiller” olarak adlandırılan, Küba, Porto Riko, Jamaika ve Cayman Adaları’nın bulunduğu adalar grubunun parçası olan Hispanyola Adası’nı Haiti ile paylaşan bir Karayipler ülkesi.

Karayip ve Orta Amerika ülkeleri içinde en büyük ekonomiye sahip Dominik Cumhuriyeti, Latin Amerika ülkeleri içinde de bu anlamda 9. sırada yer alıyor.
Künye
Nüfus: 10 milyon 734 bin 247 (2017 tahmini)
Etnik yapı: Yüzde 73 melez, yüzde 16 beyaz, yüzde 11 siyah
Yüzölçümü: 48 bin 315 kilometrekare
Dil: İspanyolca (resmi)
Din: Yüzde 95 Hristiyan, yüzde 5 diğer
Para Birimi: Dominik Pezosu
Genel Durum
Dominik Cumhuriyeti, Karayipler’in yüzölçümü bakımından Küba’nın ardından 2. büyük, nüfus bakımından da Küba ve Haiti’nin ardından 3. büyük ülke konumunda.
Hispanyola Adası’nı Haiti ile paylaşan Dominik Cumhuriyeti’nin doğusunda Porto Riko, batısında Küba ve Jamaika bulunuyor.
En büyük yerleşimi güney sahilindeki başkent Santa Domingo, Karayipler’in en önemli ticaret limanlarından birine ev sahipliği yapıyor. Ülke, Karayipler’in en popüler turistik mekanlarından biri.
Yer şekilleri bakımından büyük çeşitlilik gösteren ülke, Karayipler’in en yüksek noktası olan 3 bin 98 metredeki Pico Duarte Zirvesi ve en alçak noktası, yüzeyi deniz seviyesinin 46 metre altındaki Enriquillo Gölü’nü barındırıyor.
Tropik iklimin hakim olduğu Dominik Cumhuriyeti’nde yılık ortalama sıcaklık 26 derece. Bölgesel sıcaklık farkları nedeniyle ülke büyük biyolojik çeşitliliğe sahip. Dominik Cumhuriyeti’nin ekimden mayısa kadar kuzey kıyılarında, mayıstan ekime kadar güney kıyılarında yağmur görülüyor.
Haziran ve eylül ayları arası kasırga mevsiminin hüküm sürdüğü Dominik Cumhuriyeti, Avrupalıların Amerika kıtasındaki ilk sömürge merkeziydi. Kristof Kolomb, Hispanyola Adası’na 5 Aralık 1492’de ayak bastı. Geldiğinde adada 7. yüzyıldan beri Meksika ve Orta Amerika kökenli yerli Tiano halkı yaşıyordu. İspanyol sömürgecilerin adaya yerleşmesinde itibaren yerliler ile sömürgeciler arasında yaşanan çatışmalar ve Avrupalıların adaya getirdiği çiçek ve kızamık gibi salgın hastalıklar nedeniyle yerli nüfus 16. yüzyıl başlarında neredeyse tamamen yok oldu.
Üç yüzyıldan fazla süren İspanyol sömürgeciliğinin ardından, Dominik halkı 1821’de bağımsızlığını ilan etti. Bağımsızlık hareketinin lideri Jose Nunez de Caceres yeni ülkeyi, o dönemde Kolombiya, Venezuela ve Ekvador’u içine alan bağımsız Büyük Kolombiya’nın parçası yapmayı amaçlıyordu. Ancak yeni bağımsızlığını kazanan ülke, Fransız sömürgesiyken 1804 yılında bağımsızlığını kazanan batı komşusu Haiti tarafından ilhak edildi.
Bağımsızlık 22 yıl sonra, Dominik Bağımsızlık Savaşı’nda kazanılan zaferle geldi. Sonraki 70 yılda ülke çoğunlukla iç kargaşalarla uğraşmak zorunda kaldı ve bu süreçte İspanyol sömürge yönetimine kısa süreli bir dönüş oldu. 1865 yılında yapılan Restorasyon Savaşı ile yeniden bağımsızlık kazanıldı. Bu tarihten itibaren, 1916-1924 arasında yaşanan 8 yıllık ABD işgali dışında ülke bağımsızlığını korudu.
Ekonomi
Dominik Cumhuriyeti, yaklaşık 175 milyar dolarlık Gayrı Safi Yurtiçi Hasılasıyla (GSYH) Latin Amerika’nın 9. büyük ekonomisi. Ekonomik büyüklük bakımından Karayipler ve Orta Amerika ülkeleri arasında 1. Sırada yer alan Dominik Cumhuriyeti, 1992-2014 yılları arasında ortalama yüzde 5,4 büyüme kaydetti. 2014-2015 yıllarında yüzde 7,3 ve yüzde 7,0 büyüyerek her iki yılda da Batı yarıküredeki en yüksek büyüme oranlarını yakaladı. 2016 yılında da ekonomi yüzde 6,7 ile güçlü bir büyüme performansı gösterdi.
Büyümenin motoru inşaat, imalat, turizm ve madencilik sektörleri oldu. Son yıllarda düşük enflasyon, güçlü istihdam ve döviz gelirleri sayesinde bireysel tüketimde de belirli bir canlanma olduğu görülüyor. Ülkenin gelecek yıllarda ithal ürünler için önemli bir pazar olabileceği düşünülüyor.
Siyasi Durum
Ülkede 1960’lı yılların başında yaşanan iç savaş ABD’nin askeri müdahalesiyle sonuçlandı. Ardından Joaquin Balaguer, 1978 yılına kadar ülkeyi tek başına yönetti. Balaguer’in 12 yılık iktidarı insan haklarının ve siyasi özgürlüklerin kısıtlandığı, Küba’daki devrimden esinlenen siyasi hareketlerin bastırıldığı bir dönem oldu. Bu dönemde 11 bin kişi hayatını kaybetti.
Balaguer, 1978 yılında yapılan seçimlerde muhalefetteki Dominik Devrimci Partisi’nin (PRD) adayı Antonio Guzman Fernandez’e karşı kaybetti. 1982’de bir diğer PRD adayı Salvador Jorge Blanco seçimi kazandı. Bu iki dönemde temel hak ve özgürlüklerde göreli gelişme oldu.
Balaguer, 1986 yılında yeniden devlet başkanı oldu, ardından 1990 ve 1994’deki seçimleri kazanarak 10 yıl boyunca iktidarda kaldı. Bu dönemde ülke altyapı yatırımlarında önemli adımlar attı.
1994 seçimlerindeki hile iddialarının ardından, artan kamuoyu baskısı nedeniyle ülke 1996 yılında yeniden seçime gitti. Yapılan seçimde Balaguer mağlup oldu, seçimi Dominik Kurtuluş Partisi (PLD) adayı Leonel Fernandez kazandı.
Fernandez yönetimdeki ilk 4 yıl boyunca istikrarlı ekonomik büyüme kaydetti. İşsizlik düşerken, enflasyon ve döviz kuru istikrarlı bir seyre kavuştu. Sonraki seçimi kaybetmesine rağmen, takip eden iki dönemde de iktidarda kaldı.
Ülke, halen 2016’da yapılan devlet başkanlığı seçimleri 2. kez kazanan Danilo Medina liderliğindeki PLD hükümeti tarafından yönetiliyor.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.