Dünya

Peşmerge'nin, "Kerkük'te Arapları göçe zorladığı" iddiası

Kerküklü milletvekili Muferci, "Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'ndeki Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) ve Kürdistan Yurtsever Birliği'ne (KYB) bağlı güçler, 25'ten fazla Kerküklü aileyi kentin dışına tehcir etti" dedi.

Haydar Hadi  | 11.11.2016 - Güncelleme : 11.11.2016
 Peşmerge'nin, "Kerkük'te Arapları göçe zorladığı" iddiası

Baghdad

KERKÜK - ALİ MUKARREM GARİP/HAYDAR HADİ

Terör örgütü DEAŞ'ın 21 Ekim'de Irak'ın Kerkük kentine düzenlediği saldırının ardından kentin Arap mahalleleri ve güneydeki köylerinin Peşmerge'ye bağlı güçler tarafından tahliye edildiği, bölge halkının göçe zorlandığı iddia ediliyor.

Kerküklü Arap milletvekili Halid el-Muferci konuyla ilgili AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'ndeki Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) ve Kürdistan Yurtsever Birliği'ne (KYB) bağlı güçler, 25'ten fazla Kerküklü aileyi kentin dışına tehcir etti." dedi.

Peşmerge güçlerinin Kerkük'ün Havice ilçesinden göç eden ailelerin resmi evrak ve belgelerini ellerinden aldığını iddia eden Muferci, "Aynı güçler, Kerkük'te daha önce yine Peşmerge tarafından yıkılan ve dağıtılan köylerden gelen sığınmacılara ait evleri yıkmaya başladı. Kerkük'teki Arapların yaşam koşulları ciddi anlamda zorlaştı. Evi yıkılan ve resmi evrakları ellerinden alınanlar sığınmacı kamplarına gönderildi." diye konuştu.

Muferci, Kerkük'te demografik yapının değiştirilmesi yönünde çaba sarf edildiğini belirterek, Peşmerge güçlerinin DEAŞ saldırıları nedeniyle Havice'den Kerkük'e göç eden Araplara kentte barınma hakkı tanımadığını söyledi.

"40'tan fazla ev yıkıldı"

Irak'taki merkezi yönetimin Kerkük'teki rolünün zayıf olduğuna dikkati çeken Muferci, Bağdat yönetiminden Havice'nin kurtarılması ve Arapların yerel aşiret güçlere dahil edilmesini talep ettiklerini ancak bunların hiçbirinin gerçekleşmediğini aktardı.

Kerkük'teki Arap Meclisi Başkan Yardımcısı İsmail el-Hadidi de güvenlik durumu gerekçe gösterilerek siyasi ve demografik amaçlar güdülmemesi gerektiğini dile getirdi.

Kentin güneyindeki üç Arap köyünün güvenlik gerekçesiyle bölgedeki Peşmerge güçleri tarafından tahliye edilerek yıkılmasının kabul edilemez olduğunu belirten Hadidi, olayla ilgili şunları söyledi:

''Kent içinde 1 Haziran, kentin güneyinde de Kutan, Kuşkaya ve Karatepe köyleri güvenlik güçleri (Peşmerge) tarafından boşaltıldı. 100'e yakın evin bulunduğu Kutan köyü tahliye edildikten sonra köydeki 40'tan fazla ev yıkıldı. Bunların yanında en az 400 hanelik Karatepe köyündeki halk da zorla göç ettirildi. Buradaki insanların bir kısmı çadır kentlere büyük bir kısmı da çevredeki boş arazilere gönderildi."

"İki gün önce 20'den fazla köy yakıldı"

Köylerin boşaltılmasından sonra yakıldığını da aktaran Hadidi, bu durumun kendilerini şoke ettiğini belirterek, "Olayın bir ilginç tarafı ise hiç tanımadığımız ve köyleri yakan gruplar evleri de talan etmeye başladı.'' şeklinde konuştu. 


Yaklaşık 300 ailenin bölgeden çıkmak zorunda bırakıldığını söyleyen Hadidi, bunların tümümün köylerini terk etmeye zorlandığını vurguladı.

Hadidi, "Bu köylüler şimdi açık arazilerde yaşıyorlar. Bir kasaba kadar nüfusu olan Karatepe köyüne, daha önce DEAŞ militanları sızdığı gerekçesiyle giriş yasağı uygulanıyor. Güvenlik durumu suistimal edilerek bölgeyi asil nüfusundan boşaltıp demografik değişikliğe gidildiğini hissediyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

"Peşmerge ve polisler köye baskın düzenledi"

Karatepe köyü sakinlerinden Cemal Süleyman da köy halkının Peşmerge güçleri tarafından göçe zorlandığını ileri sürdü. Köy dışına gönderildiklerini belirten Süleyman, "Bölgedeki Peşmerge ve polis güçleri aniden köye baskın düzenledi. Köyü en geç iki saat içinde boşaltmamızı istediler. Zamanın kısıtlı olmasından dolayı sadece kıyafetlerimizi toplayabildik ve köyü terk ettik. Köye giriş ve çıkışlar yasaklandı." ifadesini kullandı. 



Peşmerge güçlerinin, köyün askeri mevzilere yakın olduğu için tahliye edildiğini öne sürdüğünü ancak bunun doğru olmadığını belirten Süleyman, şunları söyledi:

"Karatepe köyü, Peşmerge ile DEAŞ arasındaki mevzilerden en az 40 kilometre uzaklıkta olmasına rağmen yakın olduğumuzu ileri sürdüler. Bunu bahane ederek de bizi köyümüzden ettiler. Köyümüzün 2 kilometre uzağındaki tarım arazisinde zor şartlarda hayat mücadelesi veriyoruz. Çocuklarımız hastalanıyor ve yanımızda getirdiğimiz büyük baş hayvanlarımız her geçen gün telef oluyor.''

"Köyümüzü talan ederek, evlerimizi yıktılar"

İki hafta önce tahliye edildikten sonra yıkılan Kerkük'ün güneyindeki Kutan köyü sakinlerinden İlham Abbud, "Kim olduklarını bilmediğimiz güvenlik güçleri köyümüze gelip önce tüm erkekleri alıp götürdü. Daha sonra da kadın ve çocukları köyün dışına çıkardı." diye konuştu.

Abbud, "Savaş uçaklarının köyü bombalayacaklarını bu nedenle köyden uzaklaşmamız gerektiğini söylediler. Köyü hemen terk ettik. Kısa süre sonra tanımadığımız kişiler gelip köyümüzü talan ederek, evlerimizi yıktılar. Tüm eşyalarımız yıkılan evlerin altında kaldı." diye konuştu.

Öte yandan, IKBY'ye bağlı Kerkük İlçe ve Kasabalar Emniyet Müdürü Albay Serhat Kadir ise bölgede ve köylerde yapılan baskın ve aramalarda silah ele geçirdiklerini belirterek, ''Bu köylerin sınırda olması Kerkük'ün güvenliğini tehdit etmektedir. Geçici de olsa bu köylerin boşaltılması kentin güvenliği için yapılan bir uygulamadır.'' ifadesini kullandı.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
İlgili konular
Bu haberi paylaşın