HATAY - Salim Taş

Esed rejimine bağlı birlikler ile muhalifler arasındaki çatışmaların ardından muhaliflerin eline geçen Keseb kasabasında yaşayan Sırpuhi Titizyan (80) ve Satenik Titizyan (82) adlı iki Ermeni kız kardeş, terk edilen kasabada mahsur kaldıkları evlerinde bulundu. Titizyan kardeşler, kendi istekleriyle muhalifleri tarafından Türkiye'ye getirildi.

Yayladağı ilçesi sınırında Kaymakam Turan Yılmaz tarafından alınarak öğretmenevinde sağlık kontrolünden geçirilen Ermeni kardeşler, yemek ikram edildikten sonra Samandağ ilçesinde Ermeni vatandaşların yaşadığı Vakıflı Mahallesi'ne getirilerek buradaki pansiyona yerleştirildi.

Sırpuhi Titizyan, tercüman aracılığıyla AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2 yıl önce eşinin hayatını kaybetmesinin ardından Keseb'te komşusu olan ve yalnız yaşayan ablası ile yaşamaya başladıklarını belirtti.

Kasabada çatışmaların başladığı güne kadar çok güzel günler geçirdiklerini ifade eden Titizyan, geçimlerini yetiştirdikleri bazı ürünleri satarak sağlamaya çalıştıklarını anlattı.

"Bizi kimse almaya gelmedi"

Suriye'de 11 yıl önce Halep'e gelin gönderdiği kızı ve ablasından başka kimselerinin olmadığını ifade eden Titizyan, şöyle konuştu:

''Keseb'te çatışmalar başlayana kadar Halep'te olan kızımla sürekli telefonla görüşüyordum. Hatta çatışmaların ilk başladığı gün de kızımla görüştüm. Kendisine patlama seslerinin geldiğini söyledim. O da 'anne korkma o sesler uzaktan geliyordur' dedi. Ertesi gün kızıma ulaşmaya çalıştım fakat çatışma nedeniyle telefon telleri kopmuştu. Çatışmaların başladığı ilk gün, komşularım Lazkiye'ye doğru kaçacaklarını söyledi.
Biz de onlarla geleceğimizi söyledik ama bizi kimse almaya gelmedi. Zaten yürümekte zorluk yaşadığımız için evden dışarı çıkamadık. Dışarıda ne olup bittiğini anlamıyorduk. Yaşlı olduğumuz için ayda birkaç kez mutfak malzemelerimizi toplu olarak alırdık. Çatışmaların başlamasından birkaç gün önce un, buğday, makarna gibi malzeme almıştım, günlerdir bunları yedik ama sonra yiyeceklerimiz tükendi."

"Muhalifler yemek verdi"

Yiyeceklerinin bitmesinin ardından çatışmalar nedeniyle iki gün dışarı çıkamadıklarını ve aç kaldıklarını belirten Titizyan, muhaliflerin kendilerine yardımcı olduğunu kaydetti.

Evlerine yaklaşık 10 kişilik muhalif grubun geldiğini aktaran Titizyan, "Bir sabah evimize muhalif olduklarını öğrendiğim yaklaşık 10 kişi geldi. Önce çok korktuk. Bize korkmamamızı söyleyerek, ihtiyaçlarımızı sordular. Bizde aç olduğumuzu söyledik. Muhalifler bize ekmek, peynir ve zeytin gibi yiyecek birşey getirdiler. Bize çok iyi davrandılar'' dedi.

Kendilerine yardımcı olan muhaliflere Lazkiye'ye gitmek istediklerini söylediklerini ancak yolun güvenli olmaması nedeniyle muhaliflerin bunu kabul etmediğini ifade eden Titizyan, bunun üzerine Türkiye'ye gelmek istediklerini dile getirdi.

Türkiye'de kendilerine çok iyi davranıldığını, Vakıflı Mahallesi'ndeki soydaşlarıyla bir araya gelmenin mutluluğunu yaşadıklarını söyleyen Titizyan, Beyrut'ta olan ablası ve yakınlarının yanına gitmek istediklerini bildirdi.

Satenik Titizyan da kendilerine çok iyi bakıldığını belirterek, dünyaya barış gelmesi ve Suriye'deki savaşın bir an önce bitmesi için Allah'a dua ettiğini kaydetti.

Vakıflı Mahallesi Ermeni Cemaati Başkanı Cem Çapar ise Keseb'te yaşayan Ermeni halkın çatışmaların yoğunlaşmasıyla evlerini boşalttığını ve Lazkiye'ye doğru kaçtıklarını aktardı.

Türkiye'ye getirilen iki soydaşlarına sahip çıktıklarını, mahallede bulunan pansiyona yerleştirdiklerini ve her türlü ihtiyaçlarını karşıladıklarını belirten Çapar, şunları söyledi:

''Her ne kadar burada iyi ve rahat olsalar da akrabalarının, komşularının yanındaymış gibi olmaz. Suriye'de, Sünnilere yönelik katliamda da aynı hisleri yaşadık ve sesimizi çıkardık. Bu savaşın bitmesini, bu insanların acı çekmemesini ve ölmemesini diledik. İnsanlardan bunu durdurmaları için ellerinden geleni yapmalarını istedik. Yine Suriye'de yapılan Alevi katliamına karşı da aynı sesi ve hissiyatı yaşadık. Şimdi Ermeniler acı çekiyor. Ermeniler evlerini yurtlarını boşaltıyor. Bununda aynı hissiyatını yaşıyoruz. Oradaki savaşın bir an önce bitmesini, insanların huzura ve barışa kavuşmasını istiyoruz."