Barış Yürüyüşü sona erdi

SREBRENİTSA

Avrupa'da İkinci Dünya Savaşı'nın ardından yaşanan en büyük insanlık trajedilerinden biri olarak kabul edilen Srebrenitsadaki soykırımdan kaçmak isteyen Boşnaklar'ın kullandığı ve "ölüm yolu" olarak bilinen orman yolunda, binlerce kişinin katılımıyla düzenlenen ''Barış Yürüyüşü'', Potoçari'de sona erdi.

Tuzla yakınlarındaki Nezuk kasabasında Türkiye'nin yanı sıra birçok Avrupa ve Arap ülkesinden binlerce kişinin katılımıyla üç gün önce başlayan yürüyüşe katılanlar, önce soykırım kurbanlarının defnedildiği Potoçari Anıt Mezarlığı'nı ziyaret etti.

Ellerinde, başta Boşnaklar'ın savaş döneminde kullandığı zambaklı bayrak olmak üzere, Bosna Hersek, Türkiye ve Arnavutluk bayrakları taşıyan katılımcılar, mezarlıkta duygu dolu anlar yaşadı. Yürüyüşe katılanlar, dua ettikten sonra mezarlıktan çıkarak geceyi geçirecekleri kamp alanına geçtiler.

''Ölüm yolu''ndan Tuzla'ya ulaşmayı başararak Srebrenitsa soykırımında hayatta kalan Rifet Salihoviç, 1995 yılında geçtikleri orman yolundan bugün de geçerken 19 yıl önceki hisleri yaşadığını anlattı.

''Yaşadıklarım bir bir gözümün önüne geliyor'' diyen Salihoviç, ''Bu zor bir duygu. O günkü hislerle aynı yolu yürümek çok zor'' diye konuştu.

Bu yıl 10'uncusu düzenlenen Barış Yürüyüşü'ne katılanlar üç günde 100 kilometrenin üzerinde yol yürüdü.

Yürüyüşe Türkiye'den katılanlar da Potoçari'ye ulaştı

Srebrenitsa soykırımından kaçmak isteyen Boşnaklar'ın kullandığı ve "ölüm yolu" olarak bilinen orman yolunda, binlerce kişinin katılımıyla düzenlenen ''Barış Yürüyüşü''ne Türkiye'den katılanlar da Potoçari'ye ulaştı.

Yürüyüşe Muğla'dan katılan Zaim Çokcan, bu yıl dördüncü kez yürüyüşe katıldığını, 100 kilometrden fazla yol yürümelerine rağmen kendini yorgun hissetmediğini söyledi.

Srebrenitsa'da yaşananları unutmamak, hatırlatmak için yürüdüklerini anlatan Çokcan, bu yılki yürüyüşün geçen yıllardakine göre çok daha iyi geçtiğini, hava şartlarının son derece elverişli olduğunu kaydetti.

Yürüyüşe İstanbul'dan katılan Tahir Caner Beşok ise bu yıl ilk kez Barış Yürüyüşü'ne katıldığını belirterek, ''Bosnalı kardeşleri'' ile bu anlamlı yürüyüşü yapmaktan mutluluk duyduğunu söyledi.

Üç gün süren yürüyüş boyunca, yürüyüşe katılan diğer Boşnakların acılarını ve anılarını paylaştıklarını anlatan Beşok, ''Onların duygularına şahitlik ettik, yerel halkla tanışıp onlarla arkadaşlık ettik. Üç gün boyunca tepelerden, dağlarda, nehirlerden geçerek zorlu bir yolculuk yaptık, ama buna değdi. Bosnalı kardeşlerimizle omuz omuza yürüdük. Onların acılarını, anılarını paylaştık'' şeklinde konuştuk.

Beşok, yürüyüş boyunca çok şey öğrendiklerini belirterek, ''Türkiye'de aslında, biraz da bilgilerimizin azlığıyla, olayları tam olarak göremediğimizi anladık. Burada olayları insanlardan doğrudan dinleyince, burada olanları daha net anlamış olduk. Yürüyüşe yeniden katılmayı düşünüyorum'' dedi.

''Anlamlı bir yürüyüş oldu''

İstanbul'dan yürüyüşe katılan Yasin Ünal da bu yıl ilk kez yürüdüğünü söyledi. Televizyonda böyle bir organizasyon olduğunu gördüğünü ve o an yürüyüşe katılmaya karar verdiğini anlatan Ünal, ailesinin de desteğiyle yürüyüşe katıldığını belirtti.

Bosna'daki savaş sırasında 10 yaşında olduğunu söyleyen Ünal, Bosna'da yaşananların Bosna'ya gelinmedikce anlaşılmadığını, Boşnakların Türkler'e çok benzediğini, Türkler gibi sıcakkanlı olduklarını anlattı.

Barış Yürüyüşü'ne Türkiye'den daha yoğun bir katılım olması gerektiğini aktaran Ünal, ''Buradaki acıyı görmeli, buradaki insanları anlamalı, acıyı paylaşmalılar. Benim için çok anlamlı bir yürüyüş oldu. Kesinlikle yeniden katılacağım'' dedi.

Yürüyüşe İstanbul'dan katılan Kerem Tekat da yaklaşık 120 kilometre yürüdüklerini, geceleri çadırlarda kaldıklarını belirterek, insanların hikayelerini dinleyerek duygulandıklarını, hayatlarına dair daha fazla şey öğrendiklerini kaydetti.

Bu arada, Barış Yürüyüşü'ne katılanların yanı sıra Hırvatistan'ın Vukovar şehrinden yola çıkan maraton koşucuları, Bosna Hersek'in ve Avrupa'nın farklı şehirlerinden gelen motorsikletliler ve bisikletçiler de Potoçari'ye ulaştı.

Muhabir: Kayhan Gül