DOĞU GUTA/ANKARA - ADHAM KAKO

Suriye'nin başkenti Şam'da Beşşar Esed rejiminin abluka altında tuttuğu Doğu Guta'da mahsur kalan Pakistanlı çift, ülkelerine bir an önce dönmeyi hayal ediyor.

Suriye'nin başkenti Şam'da, Esed rejiminin 5 yıldır ablukasında olan Doğu Guta'da 400 bin sivil zor şartlarda hayatta kalmaya çalışıyor.

Doğu Guta'ya bu yılın nisan ayına kadar kaçak yollar, gizli tüneller ve tüccarlar aracılığıyla kısıtlı da olsa gıda girişi sağlanabiliyordu. Ancak söz konusu dönemden bu yana rejim ve destekçisi yabancı terörist grupların ablukayı sıkılaştırmasıyla bölgeye gıda maddesi ve ilaç sokmak imkansız hale geldi. Bu durum bölge halkının günlük yaşamını daha da zora soktu.

İç savaş başlamadan yıllar önce Doğu Guta bölgesine yerleşen Pakistan uyruklu 72 yaşındaki Mahmud Fadıl Ekrem ve 62 yaşındaki eşi Sekral Bibi, bir an önce ablukadan kurtularak uzun yıllardır hasretini çektikleri vatanlarına dönecekleri günü bekliyor.

Yaşlı çift, 1975 yılında Pakistan'ın başkenti İslamabad'dan ayrılarak iş bulmak amacıyla Doğu Guta'nın Cobar Mahallesi'ne yerleşti.

İç savaşın Doğu Guta'ya sıçramasıyla rejimin saldırılarından kaçarak sürekli göç etmek zorunda kalan Ekrem ve eşinin yaşadıkları sıkıntılar yürek burkuyor.

Bölgedeki pahalılık ve ablukanın yol açtığı zor şartlar karşısında yaşam mücadelesi veren yaşlı çift, bir an önce kendilerine uzanacak yardım elini bekliyor. Doğu Guta'da derme çatma bir evde kalan çift, koyun, keçi ve tavuk besliyor. Çocukları evlendikten sonra yalnız kalan çift, geçim sıkıntısı yaşarken, besledikleri hayvanlardan temin ettikleri süt ve yumurtayla karınlarını doyuruyor.

Bölgede akaryakıt ve tüpün pahalı olması veya bulunamaması nedeniyle yaşlı çift soğuk havalardan besledikleri hayvanlarından elde ettikleri tezeklerle korunuyor. Çift, tezekleri yemek pişirmek için de kullanıyor.

Doğu Guta'daki AA muhabirinin ulaştığı Pakistanlı yaşlı çift yürek burkan yaşam hikayelerini anlattı.

Hayvanlarıyla aynı odada uyuyorlar

Evinde beslediği dört hayvanın gübresini tezek yaparak ısınmaya çalıştıklarını belirten Ekrem, "Akşam eve geldiğimde havalar soğuk oluyor, biz de tezekleri yakarak ısınıyoruz. Sabah erken saatte bostana gidip hayvanları otlatıyorum. Geceleri soğuk olduğu için hayvanları kaldığım odaya alıyorum." dedi.

Dut yaprağı ve öğüttükleri arpayla karınlarını doyuruyorlar

Arpayla veya dut yaprağıyla beslendiklerini dile getiren Ekrem, "Elimde gördüğünüz bu yeşil arpayla besleniyoruz. Bunu önce su ile ıslatıp sonra da öğütüp pişiriyoruz. Yediğimiz arpayı aynı zamanda tavuklara ve diğer hayvanlara da yediriyoruz. Buradaki şartlarda yaşamaktan çok yorulduk. İnşallah çektiğimiz bu çile azalır." diye konuştu.

Ciddi bir yoksullukla karşı karşıya olduklarını vurgulayan Ekrem, "Her gün azıcık bulduğum arpayı öğüttükten sonra hamur yaparak ekmek pişiriyorum. Onun dışında beslediğim hayvanlardan elde ettiğimiz süt ve yumurtayla karnımızı doyuruyoruz. Başkalarından yardım bekliyoruz, onların yardımlarıyla hayattayız." ifadelerini kullandı.

Öte yandan Ekrem, Pakistanlı ilk eşinden çocuğu olmayınca Suriyeli bir kadınla yaptığı evliliğinden 6 çocuğunun dünyaya geldiğini belirterek Suriyeli eşini yakın zaman önce kaybettiğini anlattı.

"Ailem hayatta olduğumu bilmiyor"

Abluka altındaki Doğu Guta'dan bir an önce çıkmak istediklerini söyleyen Ekrem, Pakistan hükümetine çağrıda bulunarak "Durumumuz çok kötü. Abluka altındayız. Eğer Pakistan hükümeti yardım edebilirse bizi buradan çıkarsın." diye konuştu.

Ülkesini ve ailesini çok özlediğini dile getiren Ekrem, şunları kaydetti:

"İki kardeşim var. Biri Mahmut Eşref, diğeri de Mahmut Ali. Ailem burada olduğumu biliyor ama hayatta olduğumu bilmiyor. Aramızda iletişim yok. Sesimin onlara ulaşmasını istiyorum. Hayatta olduğumu ve zar zor geçindiğimi bilmelerini istiyorum. Umarım Pakistan hükümeti bize yardım eder ve kardeşlerime kavuşurum."

"Ağrılarım yüzünden geceleri ağlayarak uyanıyorum"

Ekrem'in eşi Bibi de bel ağrısı nedeniyle rahat yürüyemediğini belirterek "Dizlerim de ağrıyor. Soğuk hava nedeniyle tüm bedenim ağrıyor. Kuşatma altındaki Doğu Guta'da ilaç bulamıyoruz. Ağrılarım yüzünden geceleri ağlayarak uyanıyorum. Diş ağrılarım da var. Şükür elhamdülillah, Rabb'im ne derse o olur." dedi.