Gündem

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Musul'da operasyonda da masada da olacağız

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Musul operasyonu hakkında, "Türkiye'nin olmadığı bir operasyonda doğabilecek neticelerden sorumlu değiliz. Operasyonda da masada da olacağız." dedi.

17.10.2016 - Güncelleme : 18.10.2016
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Musul'da operasyonda da masada da olacağız Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Çırağan Sarayı’nda düzenlenen "Uluslararası İstanbul Hukuk Kongresi"nin açılışında konuşma yaptı. Fotoğraf: AA/ Berk Özkan

İSTANBUL

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ErdoğanUluslararası İstanbul Hukuk Kongresi'nde konuştu.

Musul'un terör örgütü DEAŞ'tan kurtarılması operasyonun başladığını ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:

"Kendilerine söyledik. Şu anda Genelkurmay Başkanım Amerika'da. Muhatabıyla görüşmelerini yaptı. Bir saat kadar önce tekrar kendisiyle Amerika'dan görüştük ve ne gibi adımlar atıyoruz, bunları konuştuk. Ve kendilerine aynısını söyledik. Bakın, Türkiye'nin olmadığı bir operasyondan kusura bakmayın doğabilecek neticelerden biz sorumlu değiliz. Biz operasyonunda da olacağız, biz masada da olacağız. Bunun dışında kalmamız mümkün değil. Çünkü burada bizim için bir tarih yatıyor."

"Kimse bizden Başika'dan çıkmamızı beklemesin"

Erdoğan, Musul yakınlarındaki Başika askeri üs bölgesine ilişkin, "Şu anda bizim Musul'da kardeşlerimiz var. Araplar, Türkmenler, Kürtler, orada bizim kardeşlerimiz var. Aynı şekilde kuzeye doğru gittikçe zaten sınıra yaklaştıkça orada akrabalar var. Bizim burada kesinlikle duyarsız olmamız mümkün değil. 'Başika'dan çıkın.' Kimse bizden Başika'dan çıkmamızı beklemesin. Biz Başika'dayız ve oradaki DEAŞ terör örgütüne karşı her türlü operasyonları bugüne kadar yaptık, yapmaya da devam ediyoruz." dedi.

"DEAŞ terör örgütüyle onlar mücadele edebilsinler diye eğiten biziz"

Terör örgütü DEAŞ ile mücadele için Başika kampında yerel kuvvetlere eğitim verildiğine dikkati çeken Erdoğan, şunları söyledi:

"Eğer mesele terör örgütüyle mücadeleyse daha başından beri Başika kampında bu mücadeleyi veren biziz. Musul'daki kardeşlerimizi Başika kampında DEAŞ terör örgütüyle onlar mücadele edebilsinler diye eğiten biziz. Aynı şekilde Peşmergeleri orada eğiten biziz. Eğer bunlar olmamış olsa şu anda terör örgütü DEAŞ'a karşı bu mücadeleyi verebilecek orada doğru dürüst bir kadro bulamazsınız."

"Sünni-Şii çatışmasına 'Evet' diyemeyiz"

Türkiye'nin, Musul'da olası bir mezhep çatışmasının karşısında durduğuna işaret eden Erdoğan, şunları kaydetti:

"Ülkemizin ısrarla Musul operasyonunun dışında tutulmaya çalışılması, orada da DEAŞ bahanesiyle kurulmaya çalışılan mezhep çatışması kapanını bozacağımız bilindiği içindir. Biz oraya onun için sokulmak istenmiyoruz. Kendilerine aynı şeyi söyledik. Biz bir Sünni-Şii çatışmasına 'evet' diyemeyiz."

"Emirleri hukuktan değil bir örgütten alan kişiler adaleti tesis edemez"

Türkiye'nin, FETÖ mensuplarının yargıya müdahalesi nedeniyle sıkıntılı günler yaşadığını hatırlatan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Emirleri hukuktan değil bir örgütten alan, vicdanını bu örgütün elebaşının talimatlarına göre şekillendiren kişilerin adaleti tesis etmesi mümkün değildir. Türkiye, bu örgüt mensuplarının yol açtığı yargı faciaları sebebiyle çok sıkıntılı dönemler geçirdi. Bir dönem adalet müessesesine yönelik güven duygusu erozyona uğradı. Milletimizin gönlünde yara, milletimizin gönlünde adeta felç meydana getiren adalet anlayışını düzeltebilmek için önce bu felaketlere sebep olanların hak ettikleri şekilde cezalandırılması şarttır."

"Attığımız her adım anayasamıza, yasalarımıza uygundur"

FETÖ ile mücadelede atılan adımların yasalara uygun olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: 

"17-25 Aralık'ta kendisi bir darbe teşebbüsünün aracı olan yargı, bu defa darbe karşısında en hızlı ve en etkin tepki veren kurum olarak karşımıza çıktı. Çünkü bu süreçte yapılan düzenlemeler sayesinde yargı, FETÖ terör örgütünün güdümünden çıkıp milletin yargısı haline dönüşmüştür. Bu çok önemliydi. Bugün de aynı terör örgütünün ordudan yargıya kadar tüm kurumlarımızdaki mensuplarını hukuk devletinden taviz vermeden kararlı bir şekilde devletten uzaklaştırıyoruz. Attığımız her adım anayasamıza, yasalarımıza uygundur."

"Kusura bakmayın terör tehdidi altındaysak gideriz"

Suriye sınırındaki terör tehdidi durumunu hatırlatan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Bizim Suriye'ye olan sınırımız 911 kilometredir. Fakat Suriye ile yakından uzaktan alakası olmayanların Suriye'ye girmesi hak, bize gelince, 'Sizi katil Esed çağırmadı ki nasıl oraya gidersiniz?' diyorlar. Kusura bakmayın gideriz. Çünkü eğer biz terör tehdidi altındaysak eğer bizi o ülke havan toplarıyla, roketlerle tehdit ediyorsa gideriz. Bunun hukukta zaten tabirlerini siz daha iyi bilirsiniz. Nefsi müdafaa mı dersiniz ne derseniz deyin. Ve girdik." 

"Orayı PYD'den YPG'den temizlemezseniz sizinle ortak hareket edemeyiz"

ABD'nin, Münbiç konusunda verdiği sözde durmadığını vurgulayan Erdoğan şöyle konuştu:

"Koalisyon güçlerine şunu söylüyoruz, Başta Amerika olmak üzere: Bakın siz Münbiç'te bana bir söz verdiniz. Sayın Başkan'la telefonla görüştük. 'Kesinlikle oraya PYD, YPG girmeyecek' dediler. PYD bir terör örgütüdür. YPG bir terör örgütüdür. Türkiye'deki PKK'nın uzantısı bir terör örgütüdür. Buraya girmeyecekse, verdiğiniz sözde durun. Yüzde 95'i buranın Arap'tır ve sözlerinde durmadılar, buraya PYD ile YPG'yi soktular. Biz de tabii onlar sözünde durmayınca gereğini yaptık, yapıyoruz ve kendilerine diyoruz. Bakın bu sabah bile kendilerine bu iletildi, bakın hala sözünüzde durmadınız, orayı eğer PYD'den YPG'den temizlemezseniz sizinle ortak hareket edemeyiz. Şimdi, yani biz, NATO'da Koalisyon güçleriyle veya başta Amerika olmak üzere stratejik iki ortağız, sen bizimle hareket etmeyeceksin, kiminle hareket edeceksin, terör örgütüyle hareket edeceksin. Bunun akılla, mantıkla izahı var mı? Bunun hukukta yeri var mı? Böyle bir şey olabilir mi? Hukuk çiğneniyor, uluslararası hukuk ayaklar altına alınıyor. Bundan dolayı da adaletin olmadığı yerde zulüm olur ve zulüm oluyor."

"Terör örgütleri bumerang gibidir"

Terörizmle mücadelede terör örgütlerine karşı ilkeli yaklaşımın önemine dikkat çeken Erdoğan, "Terör örgütlerini kendi stratejik amaçları için elverişli bir araç olarak görerek destekleyen, teröristlere siyasi ve askeri destek veren ülkeleri samimiyetle ikaz ediyoruz, etmeyi de sürdüreceğiz." dedi.

Terör örgütlerinin eninde sonunda kendilerini destekleyen ülkeleri vuracağına ilişkin sözlerini anımsatan Erdoğan, "Terör örgütleri bumerang gibidir. Eninde sonunda gelir kendini kullananı da vurur. Uluslararası alanda terörizme karşı kararlı ve ilkeli bir iş birliği yapılmadan bu sorunun çözümü mümkün değildir." diye konuştu.

"Bir teröriste Green Card verilir mi?"

ABD'den, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in iadesinin talep edildiğini hatırlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Türkiye olarak 15 Temmuz darbe girişiminin faili olan örgütün ele başını aramızdaki Suçluların İadesi Anlaşması'na göre Amerika'dan usulünce talep ettik. Amerika ise kendi hukuk sistemini kendi yargı sistemini öne sürerek bu talebin gereğini yerine getirmiyor. Üzücü olan bu. Terörizmi, terör örgütlerini, terör örgütü ele başlarını koruyan, kollayan bir hukuk sistemi olabilir mi? Bir teröriste Green Card verilir mi? Green Card ile beyler gibi Amerika'da yaşıyor. 400 dönüm çiftlik, bu çiftlikte hayatını yaşıyor ve oradan da bu işe komuta ediyor. Siz kimi kandırıyorsunuz? El-Kaide Amerika'da terör eylemi yaptığında da aynı hukuk, aynı yargı yok muydu? Amerika, ülke içinde ve dışında onca operasyonu neye dayanarak yaptı? Pakistan, Afganistan o bölgede Usame Bin Ladİn'i vurdukları zaman hangi hukuk sistemine dayalı olarak vurdu? Demek canı yandığı zaman gidip orada öyle vurabiliyor. Eğer siz, hukuku bu şekilde çifte standartla işletirseniz yarın kendi başınız derde girdiğinde kimseye söyleyecek sözünüz kalmaz."

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.