Dolar
34.59
Euro
36.06
Altın
2,714.46
ETH/USDT
3,335.00
BTC/USDT
98,278.00
BIST 100
9,549.89
Gündem

Deniz Kuvvetleri Komutanlığı davasında 4 sanık savunma yaptı

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında Deniz Kuvvetleri Komutanlığındaki eylemlere ilişkin 72 kişinin yargılandığı davaya sanıkların savunmasıyla devam edildi.

Barış Kılıç, Serdar Açıl  | 17.04.2017 - Güncelleme : 17.04.2017
Deniz Kuvvetleri Komutanlığı davasında 4 sanık savunma yaptı

Ankara

ANKARA

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında Deniz Kuvvetleri Komutanlığındaki eylemlere ilişkin 72 sanığın yargılanmasına başlandı.

Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesinin, Sincan Cezaevi kampüsü içindeki duruşma salonunda gördüğü davaya tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile avukatları katıldı.

İddianamenin özetlenmesinin ardından tutuklu sanıklardan uzman çavuş Mustafa Mesut savunmasına başladı.

Darbe girişiminde yer almadığını, bir ay öncesinden 15 Temmuz'da nöbetçi olarak yazıldığı için Güvenlik Harekat Merkezinde bulunduğunu ifade eden Mesut, o gün akşam üstü, sanıklardan Başçavuş Suat Mülayim'in, "PKK'nın kuruluş yıldönümü nedeniyle meydana gelebilecek olaylara karşı, 5 uzman çavuşun takviyeye çağrılmasını emrettiğini" anlattı.

Mesut, 21 Temmuz 2016'da da "ikinci bir kalkışma girişimine karşı birlikte kırmızı alarma geçildiğini" ifade ederek, "O sırada ben nöbetçiydim. Takviye için istenen 6 arkadaşa durumu ben bildirdim. Yine, birliğe izinsiz giriş çıkışa da izin verilmedi." dedi.

"Kalkışmayla, FETÖ ile Bank Asya ile hiçbir bağlantısı olmadığını, ByLock kullanmadığını, çocuklarının bu örgütün okullarına, dershanelerine, yurtlarına gitmediğini" söyleyen Mesut, tahliyesini istedi.

"15 Temmuzda eylem olabileceği gerekçesiyle birliğe çağrıldık"

Duruşmada sanıklardan eski Uzman Çavuş Mehmet Udül, mahkeme heyetine yazılı savunmasını sundu.

Avukatların talebi üzerine Udül'ün yazılı savunması okundu.

Suçlamaları kabul etmeyen Udül, 2014'ten beri Deniz Kuvvetleri Komutanlığı emrinde bulunduğunu, komutanlık binası ve personelin güvenliğinden sorumlu olduklarını, görevleri gereği her nöbette silah, çelik yelek ve miğfer kullandıklarını belirtti.

15 Temmuz akşamı terör örgütü PKK'nın kuruluş yıl dönümü dolayısıyla eylem yapılabileceği gerekçesiyle birliğe takviye olarak telefonla çağrıldığını savunan Udül, daha önce de bu tür görevlendirmeler olduğu için herhangi bir şüphe duymadığını kaydetti. 

İki gün sonra görevi başındayken birliğinde gözaltına alındığını belirten Udül, suçsuz olduğunu, FETÖ ile bağlantısının bulunmadığını öne sürerek tahliyesini istedi.

"Uçaklar sizi vuracak"

Sanıklardan eski Uzman Çavuş İbrahim Çavdar da PKK'nun kuruluş yıl dönümü dolayısıyla terör eylemi olabileceği gerekçesiyle takviye amaçlı göreve çağrıldıklarını söyledi.

Saat 21.15 sularında aynı yerde görev yaptığı Uzman Çavuş Erdal Özer'in arayarak, "Çabuk Deniz Kuvvetleri Komutanlığına gel. Ortalık karıştı." dediğini anlatan Çavdar, şunları belirtti:

"Saat 21.50 sıralarında Deniz Kuvvetleri Komutanlığının kuzey nizamiyesinden girdim. Orada birine ne olduğunu sordum. O da bana 'Sızma olabilir.' dedi. Bunun üzerine koşarak uzman çavuş soyunma odasına, ardından silahlığa gittim. Silahlık odasının önüne Astsubay Başçavuş Özcan Özata geldi. Silahlık kapısını açtı. Kendi zimmetli tabancamı, MP5'imi, çelik yelek ve kompozit başlığı aldım ve çıktım. Kuzey nizamiyeye gittim. Binbaşı Hakan Karakuzey bana kuzey nizamiyenin çatısına çıkmamı emretti. Ceyhan Duysak ile çatıya çıktık. Yukarı çıktığımızda Genelkurmay önünde özel harekat polisleri ve ambulanslar vardı. Ceyhan'a, 'Dışarıda polisler falan var. Kimse sızma falan yapamaz.' dedim.

Kimseden kanuna aykırı talimat almadığını, kimseye de böyle bir emir vermediğini iddia eden Çavdar, "Askerlik yeminime bağlı kaldım. Vazifemi yaptım. Anayasal düzene ve kanunlara karşı hareket etmedim. FETÖ ile alakam yoktur. ByLock kullanmadım. 3 ay sonra mesaideyken kollukça gözaltına alındım. Suçsuzum, tahliye talep ediyorum." diye konuştu.

Sanıklardan eski Uzman Çavuş Erday Ak da PKK'nın kuruluş yılı dolayısıyla gece eylem yapılabileceği gerekçesiyle göreve çağrıldığını savunarak, beraatini istedi.

"Söylediklerimde kanunsuz emir yok"

Sanık Tunahan Temel de 15 Temmuz'da karargah nizamiye nöbeti bulunduğunu, saat 17.10'dan ertesi gün 09.00'a kadar devam eden nöbetini teslim aldığını söyledi.

Gece ilerleyen saatlerde silah sesleri duyduklarını ifade eden Temel, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ben hazır kıta ikinci tim komutanı oldum ve birliğe hiç kimseyi almamaya başladık. Tabur komutanım Yarbay Özgen Aykan da bu şekilde talimat verdi. Nizamiye kapısında elimde telsiz ile beklerken Üsteğmen Emre Bayram beni telsizden anons ederek oto ulaştırma bölgesine timimle gelmemi istedi. Ben de üç kişilik timimle oto ulaştırma bölgesine geçtim. Bu esnada oto ulaştırma Astsubayı İbrahim Kaplan ile Emre Üsteğmen arasında 'Çıkıyor musun, çıkmıyor musun?' şeklinde tartışma geçiyordu. Bir anlam veremedim. Bu esnada Emre Üsteğmen bana 'İbrahim Astsubayı'nı tutukla.' talimatı verdi. Ben de 'Komutanım emin misiniz?' dedim. O da bana 'Tutukla.' dedi. Bu sırada timimde bulunan er Oğuzhan Güneş, İbrahim Kaplan'ın koluna kelepçeyi taktı. Kaplan'ı ben kelepçelemedim. Cep telefonundan Binbaşı Hakan Karakuzey'i aradım, olanları anlattım. 'İbrahim Astsubay'ın çıkmasına yardımcı olun.' şeklinde emir verdi. İbrahim Astsubay'a sivil kıyafet vererek parası olup olmadığını sordum. 'Var.' deyince birlikten çıkardım. 

Suçsuz olduğunu öne süren Temel, tahliyesini talep etti.

Müdahillik talebi reddedildi

Öte yandan, Balyoz davası sanıklarından Tümamiral Erdem Caner Bener'in avukatları, davaya müdahillik talebinde bulundu. 

Mahkeme heyeti, avukatların talebini Bener'in suçtan zarar görmediği gerekçesiyle reddetti.

Muhabir Barış Kılıç-Serdar Açıl

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
İlgili konular
Bu haberi paylaşın