Dolar
32.33
Euro
35.07
Altın
2,221.28
ETH/USDT
3,558.20
BTC/USDT
70,729.00
BIST 100
9,079.97
Gündem

HDP ve DBP'lilerin PKK yandaşı söylem ve eylemleri

HDP ve DBP'nin bazı mensupları, gerek söylem gerekse eylemleriyle "terör örgütü PKK'nın yanında" görüntü sergiliyor.

18.09.2015 - Güncelleme : 18.09.2015
HDP ve DBP'lilerin PKK yandaşı söylem ve eylemleri

ANKARA

HDP ve DBP'nin bazı mensupları, gerek söylem gerekse eylemleriyle "terör örgütü PKK'nın yanında" görüntü sergiliyor.

7 Haziran genel seçimlerinde yüzde 10 barajını aşıp 80 milletvekiliyle TBMM'ye giren HDP ile Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki yerel yönetimlerde etkin konumdaki DBP'nin mensuplarından bazıları, terörün bitirilmesi amacıyla başlatılan ve demokratikleşme anlamında önemli adımların atıldığı "Çözüm Süreci"nde PKK'ya silah bırakma çağrısı yapmaları beklenirken, gerek yaptıkları açıklamalar gerekse davranışlarıyla "terör örgütünün yanında" görüntü sergilemekten kaçınmıyor.

"Silahlanma çağrısı"

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Suruç'ta, 20 Temmuz'da DAEŞ tarafından düzenlenen saldırının ardından, "Halkımız, siyasi kurumlarımız, sivil toplum örgütleri, belediyeler, meslek örgütleri gibi bütün toplumsal yapılar kendi güvenlik tedbirlerini de geliştirmelidir" dedi.

Suruç'taki terör saldırısı nedeniyle başsağlığı dilemek için 1 Ağustos'ta SDP'yi ziyaret eden Demirtaş, her zaman barışı savunduklarını, "savaşın" suçlu ve sorumlularının, "Çözüm Süreci bitsin" diye uğraşan çevreler olduğunu iddia etti. Demirtaş, söz konusu çatışmaların en başında, "Son terörist kalıncaya kadar, Kandil'i dümdüz edinceye kadar operasyonlar devam edecek" diyen AK Parti'nin sorumlu olduğunu öne sürdü.

"Sözde özerklik" ilanları

Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da bazı yerleşim yerlerinde "sözde özerklik" ilan edilmesi üzerine, Demirtaş, 18 Ağustos'ta partisinin MYK toplantısı öncesinde yaptığı konuşmada, şunları söyledi:

"Demokratik özerklik elbette Türkiye'de tartışılması gereken demokratik bir sistemdir. Bir yönetim modelidir. Nasıl birileri başkanlık sistemini tartıştırmak istiyorsa partimizin de önerdiği model Türkiye'nin her yeri için güçlendirilmiş, yerinden yönetim modelleridir. Bunun dışındaki hiçbir yol ve yönteme partimizin sıcak bakması mümkün değil. Biz, elbetteki halk inisiyatiflerini, halkın kendini yönetme hakkını sonuna kadar savunuyoruz ama dediğim gibi herkes tuzaklara karşı dikkatli olmalıdır."

"İspiyonculuk" söylemi

Resmi Gazete'de yayımlanan "Terörle Mücadele Kanunu Kapsamına Giren Suçların Faillerinin Yakalanmasına Yardımcı Olanlara Verilecek Ödül Hakkında Yönetmelik" ile ilgili 31 Ağustos'ta Brüksel'de değerlendirmede bulunan Demirtaş, "Türkiye Cumhuriyeti ordusu, NATO'nun en büyük ordusu, dünyanın yanılmıyorsam üçüncü büyük ordusu. Polis teşkilatı itibarıyla dünyanın en büyük polis teşkilatına sahiptir. Milli İstihbaratı Teşkilatı, jandarma istihbarat ve emniyete bağlı istihbarat birimleri var. Böylesine büyük olduğunu söyleyen bir devlet, güçlü olduğunu belirten bir hükümet, nasıl bütün bu güçlere rağmen çaresiz kalıyor da vatandaştan, ispiyonculuktan medet umuyor. Utanç verici bir şey" ifadelerini kullandı.

Demirtaş, görüşlerini şöyle dile getirdi:

"Benim bütün yurttaşlarıma tavsiyem, sakın ola ki para için komşularınızı ihbar etmeyin. İspiyonculuk onursuzluktur. Suçla mücadele başka bir şeydir. Yurttaşını ihbarcılığa, onursuzluğa teşvik etmek başka bir şeydir. 'Size para vereceğim, mahallenizdekileri ispiyon edin' demek onursuzluğa teşviktir çünkü sizin ispiyonladığınız insan gerçekten öyle mi değil mi bilemezsiniz. Onun başına gelecek her şeyden siz sorumlu olursunuz. Toplum bir anda birbirine güvenmeyen, komşuluk ilişkilerinin inanılmaz dejenere olduğu, güvensizliğin hakim olduğu, birbirine insanların düşman haline getirildiği bir durum, kaos ortaya çıkabilir. Para için insanlarımız birbirini satmamalıdır. Bu çağrıya insanlarımız elinin tersiyle cevap vermelidir."

"Kürtler özerklik istemesin de ne yapsın"

HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş, Almanya'nın Berlin kentinde 5 Eylül'de yaptığı konuşmada, "Halk karşısında bütün ordular çaresizdir. İşte Tayyip Erdoğan'ın sarayının ordusu ve polisi de. Yenildiler, yine yenilecekler" sözlerini sarf etti.

Demirtaş, 28 Ağustos'ta Avusturya'nın başkenti Viyana'da partisi tarafından düzenlenen mitingde konuşan Demirtaş'ın, vekillerinin Yüksekova'ya giremediğini öne sürerek, "AK Parti valisi, panzerlerle tankla TOMA ile şehrin girişini kapatmış. Arkadaşlarımız yüzde 100 oy aldılar. Şimdi ben size söylüyorum, Kürtler özerklik istemesin de ne yapsın" ifadesini kullandı.

"Anasından doğmaya pişman etme hakkınız da var"

Demirtaş, Diyarbakır'da 9 Eylül'de düzenlediği basın toplantısında, "Biri evinizi, partinizi yakıyorsa, sizi döverek öldürüyorsa ona karşı kendinizi savunmanız Türk Ceza Kanunu'na göre meşru müdafaa hakkıdır, insani ve vicdani olarak da haktır. Evinizi, iş yerinizi, partinizi, binanızı, yakarak, katlederek, linç ederek, saldırmaya gelenleri, anasından doğmaya pişman etme hakkınız da vardır' ve 'Meşru savunma her canlının hakkıdır. Halkımız her yerde ama kimseye saldırmadan, asla masum birine zarar vermeden, orantılı bir şekilde kendini koruma çerçevesinde, yasalara uygun olarak meşru müdafaasını her yerde yapmalıdır" sözlerini sarf etti.

Selahattin Demirtaş, Diyarbakır'daki açıklamasından 6 gün sonra, Ankara'da Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğince organize edilen "Teröre Hayır Kardeşliğe Evet" yürüyüşü ile ilgili ise "Barış için yürüyüş yapacaksanız gelin Ankara'nın göbeğinde el ele verip beraber yürüyelim. 'Barış' diye haykıralım, omuz omuza barışı, ateşkesi, müzakereyi beraber savunalım ama halkı tahrik edecek işlerden herkes kaçınmalıdır" ifadesini kullandı.

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, basın toplantısındaki sözleri nedeniyle Demirtaş hakkında "Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti devletini, devletin kurum ve organlarını alenen aşağılamak, suç işlemeye alenen tahrik etmek, Cumhurbaşkanına hakaret ve terör örgütü propagandası yapmak" suçlarından soruşturma başlattı, Anayasanın 83. maddesi uyarınca "soruşturma izni verilmesi" ve "yasama dokunulmazlığının kaldırılması" talebi ile Adalet Bakanlığına fezleke gönderdi. 

"Silah tutmanıza, fedakarlık yapmanıza gerek yok"

HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş, 15 Eylül'de Başkale ve Yüksekova'daki konuşmalarında, "Bir an önce tansiyonun düşmesi için uğraşıyoruz. Bir an önce ateşkes olsun, müzakerelere dönüşsün diye uğraşıyoruz. Günlerdir barış kervanları olarak yollardayız. Demokratik siyasette ısrarcıyız' ve 'Silah tutmanıza, fedakarlık yapmanıza gerek yok. Demokratik siyaset olarak umutsuz olsak, biz de halkımızla birlikte bunun içinde olurduk" değerlendirmelerinde bulundu.

Selahattin Demirtaş, 1 Ağustos'ta HDP Parti Meclisi Toplantısının açılışında, "PKK hedeflerine yönelik hava operasyonlarında kardeşi Nurettin Demirtaş'ın da yaralandığı" yönündeki haberlerin hatırlatılması üzerine, "Bizim teyit edebildiğimiz bir bilgi yok. Doğru olma şansı da yok çünkü ağabeyim Kandil'de değil. Evet, DAİŞ'e karşı, IŞİD tecavüzcülerine karşı direniş ordusunun içinde direniyor ama kendisinin durumu ile ilgili bir bilgim yok. Çünkü kendisi oralarda IŞİD'e karşı bedelli askerlik yapmıyor, halkının onuru için direniyor. Ölebilir de yaralanabilir de. Bunlar böylesine bir barbar ordu karşısında son derece normaldir. Herhalde böyle bir şey karşısında boyun bükebilecek halimiz de yok" sözlerini sarf etti.

Yüksekdağ'ın "dokunulmazlığının kaldırılması" istendi

HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, 19 Temmuz'da Suruç'ta katıldığı programda, "Sırtımızı YPJ'ye, YPG'ye ve PYD'ye yaslıyoruz, bunu söylemekten ve savunmakta hiçbir sakınca görmüyoruz" ifadelerini kullandı. Bunun üzerine Anayasanın 83. maddesine istinaden Yüksekdağ'ın "dokunulmazlığının kaldırılması" istendi.

Yüksekdağ, Hakkari'de yaptığı açıklamada, "sözde özerklik" vurgusu yaparak, "Bizleri yönetmeye çalışanlara karşı bizim kendi kendimizi yönetme, şehirlerimizi ve hayatlarımızı, geleceğimizi yönetme hakkını elimize almamız gerekir. Bugün Hakkari halkının da yaptığı budur. Bizler bu meşru hareketi bütün Türkiye'nin demokratik hareketi ve yeniden kuruluşunun temeli olarak görüyoruz" ifadelerini kullandı.

Temaslarda bulunmak üzere 1 Eylül'de Van'a gelen Yüksekdağ, Muş'un Varto ilçesinde düzenlenen operasyonda etkisiz hale getirilen "Ekin Wan" kod adlı Kevser Eltürk'ün ailesini ziyaret etti, "Ekin Wan ve yoldaşları asla başımızı eğmediler" sözlerini sarf etti.

Teröristin cenazesini taşıdı

HDP Van Milletvekili Tuğba Hezer, 2 Eylül'de, Tunceli'nin Nazımiye ilçesinde güvenlik güçlerine saldıran terör örgütü PKK mensuplarının arasında bulunan ve çatışmada etkisiz hale getirilen "Destan Rüstem" kod adlı Sıdıka Yıldız'ın cenazesine katıldı, Yıldız'ın tabutunu HDP ve DBP'li yöneticilerle beraber belediye binası önüne kadar taşıdı.

Başkale Cumhuriyet Başsavcılığı, Hezer hakkında "terör örgütünün propagandasını yapmak" suçundan yürüttüğü soruşturma kapsamında hazırladığı fezlekeyi, TBMM Başkanlığına sunulmak üzere Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğüne gönderdi.

HDP Şanlıurfa Milletvekili Ziya Çalışkan da 31 Temmuz'da Adana'nın Pozantı ilçesinde teröristlerin İlçe Emniyet Müdürlüğü binasına düzenlediği ve 2 polisin şehit edildiği silahlı saldırı sırasında ölü ele geçirilen Ali Baybariz adlı teröristin Şanlıurfa'nın Viranşehir ilçesindeki cenazesine katılarak, "Dünya bunu anlıyor ama bu devlet anlamamıştır, kabul etmemiştir. Bugünlerde yaşadığımız çatışma ve savaş bunu gösteriyor. Toprağa verdiğimiz her yiğidimiz and olsun gençliğimiz, kadınlarımız, bunu onur ve şeref yükü olarak taşıyacağız ve bu şehitlerimize layık olacağız" dedi.

HDP Ağrı Milletvekili Berdan Öztürk de 7 Ağustos'ta Twitter mesajında, Silopi'de PKK'ya yönelik operasyonları "devlet terörü" olarak niteledi. Öztürk, mesajında "Silopi'deki devlet terörünü lanetle kınıyorum. Hayatını kaybedenlere rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum" ifadesine yer verdi.

Buldan: "PKK bir terör örgütü değildir"

HDP Muş Milletvekili Burcu Çelik Özkan ise 8 Haziran'da Muş'ta partisince düzenlenen seçim kutlamasında, köy korucularını hedef alarak söylediği, "Bu memleketten defolup gideceksiniz. Bize uzattığınız o keleşi (Kalaşnikof silahı) size çevirmesini çok iyi biliriz" sözleri, basında geniş yer bulmasının ardından, Twitter'dan yayınladığı mesajında, "Muş Sungu'da köy korucuları tarafından Kalaşnikof ile tehdit ve darbedilmem sebebi ile şahsıma ve mücadeleme yapılan bu saldırı, söylemlerimin sertleşmesine sebebiyet vermiştir. Kişilere ithafen kullanmış olduğum söylemlerden ötürü tüm halkımızdan özür dilerim" ifadesini kullandı.

HDP Grup Başkanvekili ve İstanbul Milletvekili Pervin Buldan, 1 Haziran'da CNN Türk televizyonunda katıldığı canlı yayında, PKK'nın terör örgütü olmadığını iddia ederek, "Özellikle şunu belirtmek isterim; PKK bir terör örgütü değildir. Bahçeli'nin bunu artık bilmesi gerekiyor" dedi.

HDP Mardin Milletvekili Gülser Yıldırım da partisinin Nusaybin'deki bir etkinliğinde "Bu savaş zalim ve mazlumun savaşıdır. Bu halk için canını veren çocuklarımızı savunmamız gerekir. Demokratik hakkımızı her alanda birliktelikle ortaya koymamız gerekir" ifadesini kullandı.

Zeydan'ın açıklaması

HDP Hakkari Milletvekili Abdullah Zeydan'ın, PKK'nın Kuzey Irak'taki kamplarının savaş uçakları tarafından bombalanması Hakkari'nin Yüksekova İlçesi'nde 26 Temmuz'da düzenlenen protesto eyleminde yaptığı konuşmada, "PKK, Türkiye'yi ve Ortadoğu'yu güller bahçesine çevirmek için  ortaya çıkmış barış ve halk hareketidir. Eğer PKK Türkiye'yi güller bahçesine çevirmek istemeseydi, PKK'nın öyle bir gücü var ki sizi tükürüğüyle boğar. Ateşle oynuyorsunuz, bu anlaşılmaz tekçi, zihniyetçi iktidar hırsından vazgeçin" demesi, tepkilere yol açtı.

Yüksekova Cumhuriyet Başsavcılığı, Zeydan'ın bu sözleri üzerine, 29 Temmuz'da, soruşturma başlattı. Zeydan'ın açıklamalarının yer aldığı kamera kayıtlarını inceleyen savcılık, hazırladığı fezlekeyi, TBMM'ye sunulmak üzere Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğüne gönderdi. Fezlekede, Zeydan'ın, "Terör örgütü propagandası yapmak" ve "Terör örgütünü övmek" suçlarından yargılanması ayrıca dokunulmazlığının kaldırılması talep edildi.

HDP'li milletvekilinin PKK'ya erzak götürdüğü iddiası

Kars'ta 6 Eylül'de 3 araçta yapılan aramada "Kağızman ve Digor kırsalındaki bölücü terör örgütü PKK mensuplarına götürüldüğü" değerlendirilen çuvallar içerisinde ekmek, meyve, yağ ve temizlik maddesi gibi çeşitli malzemeler ele geçirildi. Araçlarda bulunan 8 kişi, ifadelerinin alınması için Digor İlçe Emniyet Amirliğine götürüldü. Burada yapılan kimlik tespitinde şüphelilerden birinin HDP Kars Milletvekili Şafak Özanli olduğu ortaya çıktı.

Özanli, milletvekili dokunulmazlığına sahip olması nedeniyle hakkında herhangi bir işlem yapılmadan serbest bırakıldı, savcılık talimatıyla gözaltı işlemi uygulanan diğer şüpheliler ise sevk edildikleri mahkemece tutuksuz yargılanmak üzere salıverildi.

Milletvekili Sarıyıldız hakkında fezleke

HDP Şırnak Milletvekili Faysal Sarıyıldız hakkında "terör örgütüne silah temini" iddiasıyla fezleke hazırlandı. Sarıyıldız'ın yasama dokunulmazlığının kaldırılması için hazırlanan Başbakanlık Tezkeresi, 30 Temmuz'da TBMM Başkanlığı'na gönderildi.

Kışanak hakkında iddianame

Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Gültan Kışanak hakkında, İstasyon Meydanında "8 Mart Dünya Kadınlar Günü" dolayısıyla düzenlenen etkinlikte yaptığı konuşmasındaki ifadeleri nedeniyle "terör örgütü propagandası yapmak" suçundan iddianame hazırlandı.

Cizre Cumhuriyet Başsavcılığınca, hakkında "Halkı, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ne karşı silahlı isyana tahrik ve terör örgütünün propagandasını yapmak, halkı kin ve düşmanlığa sevk etmek" iddiasıyla soruşturma açılan Cizre Belediye Başkanı Leyla İmret, İçişleri Bakanlığınca görevinden uzaklaştırıldı. 

Van Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında 14 Ağustos'ta "Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak" suçundan tutuklanan Edremit Belediye Başkanı Sevil Rojbin Çetin, İçişleri Bakanlığınca görevden alındı.

HDP Parti Meclisi Üyesi Bercan Aktaş, 16 Ağustos'ta, Şemdinli'de PKK'lılarla çatıştığı sırada şehit olan özel harekat polisi Ahmet Çamur'a ilişkin Twitter'dan, "Şemdinli'de Polis Özel Harekat Komiseri Ahmet Çamur etkisiz hale getirilmiştir" ifadesini kullandı.

Basında ve Twitter'daki yoğun tepkiler üzerine ifadesini geri aldığını açıklayan Aktaş, "terör örgütü propagandası'' yapmak suçundan tutuklandı. Hakkında iddianame hazırlanan Aktaş'ın 7,5 yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi.

Yaralı teröristin sedyeye konulmasına yardım etti

Tunceli'de Şehit Nahit Bulut Polis Merkezine 4 Eylül'de düzenlenen saldırıda, polis memuru Murat Savaş Kale şehit oldu, yoldan geçen Ayten Günhan ise ağır yaralı olarak kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirdi. Bir sağlık memuru ve bir polisin de hafif yaralandığı saldırıda, teröristlerden biri güvenlik güçlerince etkisiz hale getirildi, diğeri de yaralandı.

Saldırının ardından bölgeye gelen HDP Tunceli Milletvekili Alican Önlü, yaralanan teröristin sedyeye konulmasına yardım etti. Yaralı terörist, ambulansla kaldırıldığı Tunceli Devlet Hastanesi'nde öldü. Önlü ve HDP Tunceli Milletvekili Edibe Şahin ile DBP'li Tunceli Belediye Başkanı Mehmet Ali Bul, çatışmanın ardından kaldırıldığı hastanede ölen terörist Baran Çetinkaya'nın 10 Eylül'deki cenazesine katıldı.

Aynı çatışmada etkisiz hale getirilen PKK'lı Rıdvan İpek'in cenazesi ise Erzurum'un Karaçoban ilçesine bağlı Kırımkaya Mahallesi'nde DBP'li Karaçoban Belediye Başkanı İrfan Sarı'nın da katılımıyla defnedildi.

Belediye kamyonunda "bomba" bulundu

Van'ın Şehit Fırat Mahallesi'nde 12 Ağustos'ta DBP'nin yönetimindeki Van'ın Edremit Belediyesi'ne ait kepçe kullanılarak teröristlerce hendek kazıldı. Aynı partinin yönetimindeki Van Büyükşehir Belediyesi'ne ait resmi plakalı bir kamyonda, 22 Ağustos'ta patlayıcı yapımında kullanılan 100 kilogram amonyum nitrat ile 26 fitil ve 20 büyük pil ele geçirildi.

Ağrı'nın Eleşkirt ilçesinde 27 Ağustos'ta HDP'nin İlçe Eş Başkanlığı görevinde bulunan Engin Dursun, otomobiliyle 2 kişiyi terör örgütü PKK'nın dağ kadrosuna teslim etmek için götürdüğü sırada suçüstü yakalandı.

Muş'ta 11 Eylül'de, terör örgütüne yardım ve eleman temin etmek suçundan gözaltına alınan 5 kişiden, aralarında DBP İl Eş Başkanı Cihan Akpolat'ın da bulunduğu 4'ü tutuklandı. 

Şırnak'ın Cizre ilçesinde terör örgütü PKK mensuplarının polislerin ilerleyişini engellemek amacıyla patlayıcıyı infilak ettirmesi, belediyenin iş makinalarıyla hendek kazması ve güvenlik güçlerine pusu hazırlıkları, insansız hava araçlarının kameralarına yansıdı.

Cizre'de Nur, Cudi ve Yafes başta olmak üzere çeşitli mahallelerde açtıkları hendekler ve oluşturdukları barikatlarla ilçeyi yaşanmaz hale getiren teröristlerin, bu çalışmalarında DBP'nin yönetiminde bulunan Cizre Belediyesi'ne ait iş makinesi ve kamyonları kullandığı belirlendi.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.