Dolar
32.37
Euro
34.96
Altın
2,233.04
ETH/USDT
3,570.90
BTC/USDT
70,469.00
BIST 100
9,079.97
Gündem, arşiv

Pınar Selek beraat etti

İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi, Mısır Çarşısı'nda 7 kişinin öldüğü, 127 kişinin yaralandığı patlamaya ilişkin 16 yıldır devam eden davada sanık Pınar Selek'in beraatine karar verdi.

19.12.2014 - Güncelleme : 19.12.2014
Pınar Selek beraat etti

İSTANBUL

Mısır Çarşısı'nda 7 kişinin öldüğü, 127 kişinin yaralandığı patlamaya ilişkin 16 yıldır devam eden davada, sanıklar Pınar Selek ile Abdülmecit Öztürk'ün beraatine karar verildi.

İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada, sanık avukatlarının Cumhuriyet savcısının esas hakkındaki mütalaasına karşı savunmalarının alınmasının ardından karar açıklandı.

Kararda, sanıklar Pınar Selek ile Abdülmecit Öztürk'ün, "Mısır Çarşısı'ndaki patlamaya ilişkin üzerilerine atılı suçu işlediklerine dair mahkumiyetlerine yetecek ölçüde kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği" belirtildi.

Kararda, "şüphe sanık lehine yorumlanır'' ilkesinden hareketle sanıklar Pınar Selek ile Abdülmecit Öztürk'ün beraatine hükmedildi.

Mahkeme, Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin 10 Mart 2009 tarihli bozma kararına direndiği için dosya, Yargıtay Ceza Genel Kurulu'na gönderilecek.

Patlamanın kaynağı tespit edilemedi

Mahkeme heyeti, sanıklar hakkında Mısır Çarşısı'ndaki patlamanın nedenine ilişkin yapılan araştırmalar sonucu tutulan tutanaklar ile patlamanın sebepleriyle ilgili birçok kez uzman bilirkişiler ve dalında uzman kurumlara yaptırılan incelemeler sonucunda hazırlanan raporlar incelendiğinde, söz konusu raporlar arasında çelişkiler bulunduğunun görüldüğünü kaydetti. 

Raporlar arasındaki çelişkilerin giderilmediğini ifade eden mahkeme heyeti, kararda, ''Dosyadaki mevcut delil, belgeler ve raporlar göz önüne alındığında da bu çelişkinin giderilmesi mümkün olmamaktadır. Bu haliyle Mısır Çarşısı'nda meydana gelen patlamanın bombadan mı, yoksa gaz kaçağı veya tüp gaz patlamasından mı kaynaklandığının tam olarak tespitinin yapılamadığı, bu sebeple söz konusu patlamanın ne sebeple gerçekleştiğinin tespit edilememesi durumu karşısında şüpheden uzak delil elde edilememiştir'' ifadelerini kullandı.

Mahkeme heyeti, ceza yargılamasının en önemli ilkelerinden biri olan ''kuşkudan sanık yararlanır'' kuralı uyarınca, sanığın bir suçtan cezalandırılmasının temel koşulunun, suçun kuşkuya yer vermeyen bir kesinlikle ispat edilmesine bağlı olduğunu vurguladı.

Gerçekleşmiş şekli kuşkulu ve tam olarak aydınlatılmamış olaylar ve iddiaların sanığın aleyhine yorumlanarak mahkumiyet hükmü kurulamayacağını belirten mahkeme heyeti, ceza mahkumiyetinin, yargılama sürecinde toplanan kanıtların bir kısmına dayanılarak, diğer bir kısmı göz ardı edilerek ulaşılan ihmali kanıya değil, kesin ve açık bir ispata dayanması gerektiğini kaydetti.

Bu ispatın hiçbir kuşku ve başka türlü bir oluşa olanak vermeyecek şekilde açıklıkta olması gerektiğini ifade eden mahkeme heyeti, kararında şu ifadelere yer verdi:

''Yüksek de olsa bir olasılığa dayanarak sanığı cezalandırmak, ceza yargılamasının en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan varsayıma dayanarak hüküm vermek anlamına gelebilir. O halde ceza yargılamasında mahkumiyet büyük veya küçük bir olasılığa değil, her türlü kuşkudan uzak bir kesinliğe dayanmalıdır.
Suçsuzluğu olasılık içinde bulunan bir kimsenin adli hataya uğratılmasını önleme esasına dayanan 'şüpheden sanık yararlanır' ilkesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin AİDS 6/2. maddesiyle uygunluk teşkil etmektedir.''

Mahkeme heyeti, sanıklar Pınar Selek ve Abdülmecit Öztürk'ün, Mısır Çarşısı patlamasına ilişkin üzerlerine atılı suçu işlediklerine dair mahkumiyetlerine yetecek ölçüde kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden, ''şüphe de sanık lehine yorumlanır'' ilkesinden hareketle, ayrı ayrı beraatlerine karar verdi. 

Mahkeme, Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin 10 Mart 2009 tarihli bozma kararına direndiği için dosya, Yargıtay Ceza Genel Kurulu'na gönderilecek.

Adliye çıkışı açıklama

Adliye çıkışında gazetecilere açıklama yapan Pınar Selek'in babası Alp Selek, dosyayı inceleyen bir mahkemenin beraattan başka bir karar veremeyeceğini savunarak, ''Dosyayı inceleyen heyet, Pınar'ın hakkı olan beraat kararını verdi. Pınar, iş hayatından dolayı Fransa'dan ayrılamıyor ve oradaki görev süresinin dolmasının ardından Türkiye'ye gelebilir'' dedi

Pınar Selek'in avukat olan kardeşi Seyda Selek ise adaletsiz bir süreç yaşadıklarını söyleyerek, "Adalet yerine geldi demiyorum ama en azından mağduriyet bitmiş oldu. Umarım bu burada biter, Pınar özgür bir şekilde ülkesine döner ve araştırmalarına devam eder çünkü ülkesini çok özledi'' şeklinde konuştu.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Tanrıkulu

CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu da kararın 16 yıl sonra verilen 4. beraat kararı olduğunu, dava nedeniyle başta Pınar Selek olmak üzere birçok insanın zulüm, işkence gördüğünü ve hayatını değiştirmek zorunda kaldığını söyledi.

Beraatın güzel bir karar olduğunu ifade eden Tanrıkulu, ''Gecikmiş adalet adalet değildir. Umarım karar Yargıtay'ca onanır ve bu zulüm süreci biter'' dedi.

Davanın geçmişi

İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi, Eminönü'ndeki Mısır Çarşısı'nda 1998'de 7 kişinin öldüğü, 127 kişinin yaralandığı patlamaya ilişkin davada, "patlamaya bombanın mı yoksa LPG'nin mi neden olduğunun kesin tespitinin yapılamadığı" gerekçesiyle Pınar Selek hakkında beraat kararı vermişti.

Yargıtay 9. Ceza Dairesi, Selek'in ''sosyolojik araştırma yapma'' adı altında silahlı terör örgütü üyeleri ile irtibata geçtiği, örgütün amacı doğrultusunda bombayı yerleştirdiğinin anlaşıldığını belirterek, beraat kararını bozmuştu. Daire, eylemin, örgütün ülke genelindeki organik bütünlüğü ve toplumdaki etkinliği de nazara alındığında suç tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK'nın 125. maddesinde tanımlanan devlet güvenliğine karşı suçu oluşturduğuna hükmederek, Selek'in 125. madde kapsamında ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmasını istemişti.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, dairenin bu kararına itiraz etmesi üzerine dosya, Yargıtay Ceza Genel Kurulu'na gelmişti. Başsavcılık itiraz başvurusunda, patlamanın nedeninin tam olarak tespit edilemediği öne sürülerek, bu nedenle İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nin beraat kararının yerinde olduğu savunulmuştu. Başsavcılığın itirazını reddeden Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 2010 yılında  9. Daire'nin bozma kararının yerinde olduğuna hükmetmişti.

Bunun üzerine dosyayı tekrar görüşen İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi, 9 Şubat 2011 tarihli duruşmada, Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin, sosyolog Pınar Selek ile Abdülmecit Öztürk hakkında verilen beraat kararının bozulması yönündeki kararına karşı direnme kararı almış, diğer sanıklar Kadriye Fikret Sevgi, Heval Öztürk ve Maşallah Yağan açısından ise bozma ilamına uyulmasını kararlaştırmıştı. Mahkeme, 22 Kasım 2012'deki duruşmada ise Pınar Selek ve Abdülmecit Öztürk hakkındaki beraat kararında direnmekten vazgeçmişti.

İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi, 24 Ocak 2013'te görülen son duruşmada, tutuksuz yargılanan sosyolog Pınar Selek'in ''devletin hakimiyeti altındaki toprakların bir kısmını devlet idaresinden ayırmaya matuf eylemde bulunmak'' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmasına karar vermişti.

Heyet, Selek hakkında yakalama kararı da çıkarmıştı. Selek hakkında beraat kararı verilmesi yönünde oy kullanan Mahkeme Heyeti Başkanı Vedat Yılmazabdurrahmanoğlu, karara muhalif kalmıştı.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 2 Ocak 2014'te hazırladığı tebliğnamede, Selek hakkındaki hapis cezasının onanmasını istemişti. Yargıtay 9. Ceza Dairesi ise 11 Haziran 2014'te dosyayı usul yönünden bozarak, yerel mahkemeye göndermişti. 

İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nin yeni yasayla kapatılması üzerine dava dosyası, İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gelmiş ve bu mahkemenin ilk duruşmasında, Selek ile ilgili verilen yakalama emri kararının kaldırılmasına hükmedilmişti.

Muhabir: Melike Gallenkuş, İsmail Özdemir

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
İlgili konular
Bu haberi paylaşın