BUDAPEŞTE - Mehmet Yılmaz
Mustafa Kemal Atatürk'ün, "Parlak" ismini verdiği Macar Klara Devai, AK Parti adıyla başarının özdeşleştiğini, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan bugüne kadar tüm hükümetlerin yaptıklarına ve AK Parti dönemine bakıldığında bunun çok açık bir şekilde görüldüğünü söyledi.
Atatürk'ün "Şekerim Parlak" diye sevdiği Devai, "Hayatımdaki en önemli yer, aynı zamanda doğum yerim olan Anadolu toprakları, yani Türkiye" diyerek Türkiye’ye olan sevgisi, Türkiye'nin gelişimi ve Atatürk ile ilgili anılarını AA muhabirine anlattı.
Klara Devai, şunları kaydetti:
"Babam 1923 yılında üniversiteyi bitirdiğinde Macaristan’da çok büyük işsizlik vardı. O dönemde bazı şirketler yurt dışında çalışmak isteyenleri iş imkanı olan ülkelere yolluyordu. Babam da annemle maddi olarak büyük sıkıntılar çektiklerinden hiç tanımadıkları, hatta nerede olduğunu bilmedikleri Adana’daki bir fabrikanın mühendis aranıyor ilanı üzerine işe müracaat ettiler ve kabul edildiler. Babam 5 yıllık sözleşme imzaladı ve Adana’da hem tarım makineleri üreten bir atölyenin müdürlüğünü hem de Türk gençlerine çeşitli konularda dersler vererek öğretmenlik yaptı."
Atatürk'ün, İsmet İnönü ile Adana’yı bir bayram kutlaması dolayısıyla ziyaret ettiğini belirten Devai, şöyle devam etti:
"Bu ziyaret esnasında babamın yöneticiliğini yaptığı atölye ve ders verdiği okul Atatürk’ün dikkatini çekmiş ve bu işleri yürütün kişiyle -babamla- tanışmak istemiş. Tanışma esnasında Atatürk, babamın yaptığı çalışmalardan çok memnun olduğunu belirtmiş. Babamın 5 yıllık sürecin son aylarında olduğunu, yakın zamanda Macaristan’a geri döneceğini söylemesi üzerine Atatürk (gülümseyerek) bunun imkansız olduğunu, Macaristan’a dönemeyeceğini çünkü Ankara’da Atatürk Orman Çiftliği’nin bünyesinde bir demir fabrikası kurulduğunu, kabul ederse oraya müdür olarak atanacağını bizzat teklif etmiş. Babam 24 saat düşünmek için izin isteyince Atatürk, kendisinin ertesi gün sabaha kadar Adana’da olacağını hemen şimdi karar vermesi gerektiğini söyleyince babam da bu teklifi kabul ettiğini söylemiş."
''Ankara’nın en güzel yerinde, Atatürk Gazi Orman Çiftliği’nde büyüdüm''
Klara Devai, babasının bu kararı için minnettar olduğunu belirterek "Ben o taşınma döneminde, 1930 yılında Adana’da doğdum. Ankara’nın en güzel yerinde, Atatürk Gazi Orman Çiftliği’nde büyüdüm. Babam ve annem müziği seven insanlardı. Bir yaz günü Ankara Orman Çiftliği’nde evde müzik dinlerken Atatürk o sırada bizim evin önünden geçiyordu, müzik sesini duyunca kendisi de müziği sevdiğinden bizim eve misafir oldu. Babamla sohbet ettiler ve ben o sırada 5 yaşındaydım, beni hemen kucağına oturttu, ismimi sordu, ben de yüzüne baktım ve ismim Klara dedim. Atatürk çok iyi Fransızca bildiğinden Klara’nın anlamının açık, parlak olduğunu söyledi ve güzel evladım benim, bundan sonra Klara ismini unut, bundan sonra sen benim Şekerim Parlak’sın dedi. O günden sonra çiftlikte çocuklar, ustalar, işçiler, çiftlikte çalışan herkes beni Şekerim Parlak diye çağırdı" dedi.
Çiftlikte Atatürk’ün dinlendiği evde çok güzel bir piyano olduğunu söyleyen Devai, Atatürk’ün o evde çalışan hizmetlilere, "Şekerim Parlak istediği zaman gelip piyano çalabilir" dediğini, çiftlikte gül koparmanın da yasak olduğunu ancak Atatürk’ün bahçıvana "Şekerim Parlak hangi gülü isterse koparıp ona verebilirsin" diyerek kendisine ne kadar değer verdiğini gösterdiğini belirtti.
Bahçede bahçıvanla top oynadığı zamanlarda ise bazen Atatürk’ün balkondan gülümseyerek kendisine "Şekerim Parlak, pencerelere dikkat" diye seslendiğini söyleyen Klara Devai, bu anılarını hayatının en güzel hediyesi olarak sakladığını ifade etti.
Atatürk'ün yurt dışından gelen mühendislere çok kıymet verdiğini anlatan Klara Devai, "Atatürk onların hepsinin ismini biliyordu. Çünkü onların Türk gençlerinin yetiştirilmesi için büyük önem arz ettiğini düşünüyordu. Atatürk babama yaptığı hizmetlerden dolayı bir büstünü hediye etti. Her sabah güne bu büstü öperek başlıyorum" diye konuştu ve anılarının hala tazeliğini koruduğunu dile getirdi.
Atatürk Orman Çiftliği'nde 1931-41 yılları arasında yaşadıklarını, 1941 yılında ise ailece Macaristan’a döndüklerini kaydeden Devai, Sovyetler döneminde sınırların tamamen kapalı olduğunu, çok istemesine rağmen Türkiye’ye uzun süre gelemediğini söyledi. İlk olarak 1971 yılında Türkçe tercüman olarak Türkiye’ye gitme fırsatı bulduğunu anlatan Klara Devai, "Gittiğim günü şimdi bile çok iyi hatırlıyorum. Türkiye'ye vardığımda gözyaşlarımı tutamadım. Şimdi bile o anı hatırlayınca gözlerim doluyor. Ancak Adana'yı, doğduğum yeri ikinci kez görebilmek için 75 yıl beklemem gerekti" ifadesini kullandı.
''AK Parti döneminde Türkiye’nin gelişimi, dünyada eşi olmayan bir gelişim''
Türkiye-Macaristan arasında 35 yıl rehberlik yaptığını kaydeden Devai, "Türkiye çok büyük değişim süreci yaşadı. Bu değişim sürecini bizzat müşahede ettim. Türkiye’de yüzde 100'e yakın bir enflasyon vardı. 2-3 günlük tatile geldiğimizde bile aynı gün paramızın hepsini bozdurmazdık çünkü kurlar çok değişkendi" diye konuştu.
"2000’li yıllardan sonra bu durum yavaş yavaş değişmeye başladı" diyen Klara Devai, "Ekonomi o kadar hızlı değişti ki yeni oteller, geniş yollar yapılmaya başladı. AK Parti döneminde Türkiye’nin gelişimi, dünyada eşi olmayan bir gelişim" değerlendirmesinde bulundu. Devai, bu dönemde Türkiye'deki ekonomik gelişmenin dünyanın hiçbir ülkesinde görülmediğini belirtti.
Türkiye'nin AK Parti döneminde geliştiğini, zenginleştiğini, bu gelişimi bizzat gördüğünü söyleyen Devai, "Bakın en önemli konulardan biri de işsizlik. Türkiye AK Parti öncesi dönemde işsizlikle baş edemiyordu. Binlerce Türk Avrupa’ya çalışmak için gitmeye çalışıyordu. Ama AK Parti döneminde bu tersine döndü. Türkiye’de AK Parti’nin yaptığı reformlar neticesinde artık insanlar zenginleşiyor, çok kolay bir şekilde iş bulabiliyor" ifadesini kullandı.
Bu dönemde yeni üniversitelerin açıldığını, olanların da kalitesinin yükseltildiğini anlatan Devai, "AK Parti Türkiye’yi çok ileriye götürdü. Ben eski Türkiye’yi de bizzat yaşayıp gördüm. Şimdi AK Parti dönemini de bizzat görüyorum. Şimdi yapılan 3. köprü, deniz altından yapılan Marmaray hattı, bunların eski Türkiye’de hayali bile kurulamıyordu ama bu projelerin hepsini AK Parti gerçekleştiriyor. Ayrıca AK Parti döneminde tarihi binaların korunmasına çok önem veriliyor. Türkiye’nin birçok ilindeki eski eserleri yıkmadan koruyorlar. Örneğin İstanbul Soğuk Çeşme Caddesi'ndeki tarihi eserleri yıkmak istediler ama AK Parti çok güzel bir şekilde restore etti. Aynı zamanda Bursa’da, İzmir’de ve daha birçok ilde çok sayıda bina yıkılmaktan kurtarıldı" dedi.
''AK Parti adıyla başarı özdeşleşmiş durumda''
''Hiçbir hükümet AK Parti gibi başarılı olamadı" ifadesini kullanan Devai, şöyle devam etti:
"Çok açık bir şekilde söylüyorum. AK Parti adıyla başarı özdeşleşmiş durumda. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan günümüze kadar tüm hükümetlerin yaptıklarına ve AK Parti dönemine baktığınız zaman bunu çok açık bir şekilde görüyorsunuz. Ben Türkiye’yi, hem yaptığım ziyaretlerle hem Türk TV kanallarında hem de yabancı ajanslardan takip ediyorum. Türkiye’nin özellikle son yıllarda yakaladığı ekonomik gelişimi devam ettireceğini tahmin ediyorum. Özellikle Çin, Brezilya ve Hindistan’la Türkiye’nin ekonomik gelişmişlikte dünyaya damgasını vuracağını düşünüyorum. Tüm dünyanın gözü şu an Türkiye’nin üzerinde. 12 yıllık başarının mimarı olan Recep Tayyip Erdoğan’a bundan sonraki cumhurbaşkanlığı döneminde de başarılar diliyorum."
Macaristan'da geçen senelerde başlayan Osmanlı eserlerinin restorasyonuna da değinen Devai, "Türkiye’nin daha da zenginleşmesi, tarihine sahip çıkması neticesinde restorasyonlara çok önem verilmeye başladı. Örneğin Zigetvar şehrindeki kazılar devam ediyor. Osmanlı dönemi eserlerini kurtarmaya çalışıyorlar. Türkiye ve Macaristan arasındaki ilişkiler siyasi, ekonomik ve kültürel bağlamda gelişmeye devam ediyor. Bu dönemde iki ülke arasında kültürel faaliyetler de artmış durumda. Örneğin bir yıl önce Yunus Emre Türk Kültür Merkezi’nin açılışı yapıldı. Açılışı AK Parti Kültür Bakanı Sayın Ömer Çelik Bey yaptı" dedi ve açılıştan sonra bakanın kendisine gösterdiği ilgi ve verdiği hediyelerden ötürü de çok mutlu olduğunu dile getirdi.
''Hz. Muhammed'in öğretileri kendi döneminin çok çok ilerisindeydi''
Devai, kendisinin iyi bir Hristiyan olduğunu ama bu nedenle Türkiye’de hiçbir zaman herhangi bir problemle karşılaşmadığını, Türkiye’de kiliselerin her zaman ibadete açık olduğunu söyledi. Okuduğu okulun da sonuçta bir Hristiyan okulu olduğunu anlatan Devai, sadece İstanbul değil birçok şehirde Hristiyanların özgürce yaşadığını vurguladı.
İtalyan, İngiliz, Fransız ve değişik milletlerin okullarının günümüzde faaliyette olduğunu, kendisinin de İstanbul Sankt Georg Avusturya Lisesi’nde okuduğunu belirten Klara Devai, "İslam dini çok önemli bir din. Hz. Muhammed çok zeki bir insan. Hz. Muhammed’in öğretileri kendi döneminin çok çok ilerisindeydi. Ama maalesef bu güzel öğretileri bugün çok yanlış bir şekilde değerlendirenler var. Ama bu yanlış değerlendirmeler hem Hristiyanlıkta hem Yahudilikte hem de İslam'da var. Ben Kur'an-ı Kerim’i hem Macarca hem İngilizce hem de Türkçe okudum. Öğretileri kesinlikle doğru" dedi.
Ezan sesine hayran olduğunu da söyleyen Devai, "Ezana sesine olan hayranlığımdan dolayı birkaç müezzinle dostluk kurdum. Rehberlik yaptığım şirkette de misafirlerimi özellikle ezan dinlemeye götürüyordum. Onlar da hayran kalıyorlardı" diye konuştu.
Rehberlik yaptığı dönemde Türk insanını daha yakından tanıma fırsatı bulduğunu anlatan Devai, "Türkiye’ye beraber geldiğim turistlerin büyük çoğunlu seyahat sonrası hep şunu demişlerdir: 'Maalesef hep daha uzak ülkelere daha masraflı seyahatler yaptık ancak Türk insanı gibi güzel kalpli, sıcak, misafirperver insanlarla karşılaşmadık.' Orta Asya’dan bugünkü topraklara göç eden Türkler ve Macarların akraba olduğuna inanıyorum" ifadesini kullandı.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.